"Merhaba güzel gün!

Günü bahşedene, gökten yağdırıp yerden yiyecekler bitirene günlük teşekkür borcumu veriyorum...

Beni bilmediğim ve yine bilincimin farkında olmadığı zaman dilimleri arasında yolculuk yaptıranın şânı ne yücedir!"

Parası, mevkisi, çevresi, her ne demekse kariyeri ve dünyevi başarısı olan biriyseniz şayet, bu ülkede herkes sizi onaylar sevgili dostum!

Elindeki külâh ile çevrenizde dolaşıp, külâhına koyacağınız dondurmayı yalayarak kendini "keyifli ve onore" edilmişçesine keyifli hissedenlerin sayısı az değil...

Sadece iki sene vekillik yap, yalandan ve anlamadığın her yere el kaldır el indir; çok sesliliğe tahammül etme, kavgacı ol yumruk at; kendine milletvekiliyim de öyle mi! Sonra da kıyak emekli ol...

Yetmezmiş gibi, "Hz. Ömer, kendi işlerinde, kendi mumunu kullanırdı" de...!

Günah işleme özgürlüğünü savunan zihniyetin nefes aldığı bir ülke burası sevgili dostum!

İnsanın, oyuncakları elinden alınıp kendine ceza kesilince suçlarını,  kabahatlerini bir bir hatırlayıp hepsi için teker teker liste yaparak af dileyecek kadar her şeyi iyi hatırlayan, "seytâni detaycı" bir beyine sahip olduğunu biliyor musun sevgili dostum?

Yani insan, hem yaptıklarından, hem yapmadıklarından, hem sustuklarından, hem de konuştuklarından sorumludur!

Yoksa öyle böyle ayaklara yatıp "Allahım ben halkın malını çaldım, çocuklara tecavüz ettim, çevremi kayırarak haram yedim, bakara makara dedim, günah işleme özgürlüğü icat ettim ya da şirk koşar gibi, rızkı biz verdik, bizim rahmetimiz gazabımızı aşmıştır" gibi boyundan büyük laflâr söyleyip sonrada öpülmüş sıpa gibi boyun bükmeyle ödenmiyor bu kulluk hesapları..!

Şayet inanıyorsanız; şeytan kadar delikanlı olun ve çıkın Tanrının karşısına ve deyin ki: 

"Tamam; çamurlaşan bu insandan üstünüm ben. Ateşten yaratıldım; bana kıyamete kadar müsaade et... Kandırdıklarım benimdir!"

Diyebilir misiniz, diyemez misiniz?

Velhasılı kelam sevgili dostum; şöyle bir dua etmenin zamanı gelmiştir: "İsminin başında TC olduğu halde, güya Suriyelilerin ve diğer sığınmacıların zavallı olduğunu ön plâna çıkarıp sahte ve kasıtlı merhamet gösteren, çakma profîllerden, küresel güç yalakalarından, sahte hesaplardan, troll ordusundan, ebabil yayıncılığın şerrinden sana sığınırım" ...

Nihayetinde, günah da bizim, sevap da bizim, haram da bizim, helâl de bizim!