Karadeniz'in doğusuyla adeta özdeşleşen bir üründen bahsediyoruz sevgili dostum! Hikayesi çok eskilere dayanıyor; büyük bir emek, özveri ve uğraşı gerektiren bir ürün açıkçası...Bazen de kolaycı bir üretim biçimi ve ürünü sonuçta! Yüz yıldan daha fazla bir dönemde bölge ekonomisinin adeta en önemli ürünü.  Rekolte tahminlerinden tutun da, bakımından seyreklenmesine, fiyatına kadar konuşulan ve bazen de aileler arasında kavga nedeni olan bir ürün. Kırsalda tarım kültürünün zayıf olduğu bir ortamda " fındık ayı " denilen bir döneme damgasını vuruyor. İnsanları strese sokan bir uğraşı. Bir taraftan fındık altının ottan temizlenmesi, bir taraftan el emeği ve günlükçü ile toplanması, çuvallar içinde sırtlarda harmanlara taşınması, yevmiye ücretleri, fındığın harmana konulmasından sonra, kurutulması sürecinde yağmurdan ve nemden korunması için bıranda ile örtülüp açılması, fındık tanesinin kabuğundan yani zulufundan çıkarılması için patosa vurulması, tekrar kurutulmak üzere harmana serilmesi, içinden çürük olanlarının seçilmesi ve bir süre daha kurutulmaya bırakılarak çuvallanmaya hazır hale getirilmesi ve nihayetinde tüccar veya toprak mahsulleri ofisi ile buluşturulması, kırılarak kalitesinin randıman olarak belirlenmesi, nem oranına göre fiyatlandırılması...Anlaşılacağı gibi zahmetli bir üretim sürecinde bahsediyoruz; sevgili dostum! Fındık üreticisi, ürününün bire kaç verdiği veya vereceği konusunda hiçbir fikri yoktur! Gün be gün fındık fiyatları borsa misali değişir durur...Konuşulan tek şey fındık var mı yok mu veya rayiç  fiyatı nedir?...

Velhasılı kelam sevgili dostum yüz yıllık bir ihraç ürününe bir türlü katma değer katamıyoruz; sadece kırıyoruz, taneleyerek kavuruyoruz ve öylece satıyoruz; özellikle Avrupa ülkelerine. Biz sadece kıt kanaat geçinirken ürünü alan girişimciler, bütün dünyaya fındığı değişik ürünlere dönüştürerek satmakta ve büyük bir gelir elde etmekte! Bu yıllarca bilinen ve yazılan çizilen ama hiçbir adım atılmayan bir fındık hikayesi işte!

Öyle anlaşılıyor ki, bilge adamın dediği gibi "gün gelecek, fındık ekim alanları azalacak yada azaltılacak; herkes topladığı fındığı eski usulle kavurup yiyecek; bu hepsinden hayırlısı olacak!" 

İflah olmaz bir biçimde  fındıkçılık geleneğinden kurtulamaz ve öylece kıt kanaat yaşar gideriz...Düşünemeyiz sanki fındık sanayisini geliştirmeyi, çikolata ve muadili fındık ürünleri üretmeyi! Zor olanı değil de kolayı tercih ediyoruz sevgili dostum! Kolay olan her şey, fakirlik ve basit yaşamlardan başka bir şey getirmiyor! Bizden söylemesi...