Şunu çok iyi bilelim ki sevgili dostum; yaşadığımız bu dünyadaki her şey, İnsanın yaptığı ve yapabileceği şeylerdir. Yapmadığınız şeyden hiçbir şey beklemeyin. İstediğiniz şeyi mutlaka yapmaya çalışın; yaptığınız şey asla kaybolmayacaktır.

O nedenle bir felaket, bir bela ve musibet başına  geldiği zaman bir mucize gelecek diye bekleme!

Elbette iyi günde gerçek dostlar edinenler, zor zamanlarda dostlarıyla yardımlaşma arzusunu besleyeceklerdir. Buna da çok güvenmeyeceksin; çünkü dostluk da değişken bir ilişki biçimine dönüştü günümüzde...

Bir insanın ilk sahibinin yine kendisi olduğunu aklından hiç çıkarma! Nitekim, bela geldiği zaman, o belayı başına getiren de, yöneticiyse yada ana babaysa her kimse gelmez senin yardımına. Tanrı bile gelmez senin imdadına hiç bir şey yapmazsan.

Sen halledeceksin bunu.

Bir kurtarıcı gelecek, sana el uzatacak diye bekleme sevgili dostum!
Kendin nesin ve neye layıksın ona bakacaksın. Layık olmadığın şeyi görmeyeceksin.

Bunu toplumsal olarak ele alırsan, bir toplum neye ne kadar layıksa o kadarını görecek demektir. Öbür türlü faturası var; faturanın bedelini ödeyeceksin!
Iyi insan olmak, bir şey üretmek, bilgili ve donanımlı  olmak insanın varlığının nedenidir. Her ne kadar bu insani değerler bu ülkede hiçbir şey ifade etmese de, onurlu yaşamanın bir ayrıcalık olduğunu da unutmamalısın.

Sen kimse için düşünerek değil, kendini gerçekleştirmek ve içindeki potansiyeli ortaya koymak için yapacaksın ne yapacaksan. Çünkü ilahi güç her insana bir yetenek bahşetmiştir; bu yeteneğini icra edeceksin!

Sen insan olmak için geldin bu dünyaya ve insan olmanın yolu da, kendini gerçekleştirmekten geçtiğini bilmelisin artık. Zihinsel- kafasal olarak gerçekleştireceksin kendini...

Kendini gerçekleştirip ortaya somut bir değer koyduktan sonra insanlık için bir şey yapmakla yükümlüsün artık; insanlık için bir şey yapacaksın. Hangi işi yapıyorsak yapalım o işin zirvesini oluşturan düşünceleri hayata geçirip görülen ve duyulan somut seyler yapmalısın. 
Kapasiteni harekete geçirerek işlediğin zaman belki de binlerce insanın hayatına dokunmuş olacaksın!

O nedenle birilerinin her zaman elini taşın altına koyması şarttır.

Büyük savaşlar, büyük felaketler, büyük salgınlar, büyük ekonomik yıkımlar ve istilalar karşısında bir kişi çıkıyor; halkı adına sorumluluk alıyor; bir kadro örgütlenmesine liderlik yapıyor; hayatını ortaya koyuyor; olayların akışını değiştiriyor ve akıntıyı tersine çevirip toplumunu felaketten kurtarıyor...

Kurtarmakla da kalmıyor ülkesinin geleceğini de şekillendiriyor; onurlu yaşamanın kapısını ardına kadar açıp milletinin gönlünde taht kurmuş oluyor.
Herkes şunu artık  bilmeli sevgili dostum! Herkeste, bir başkasında olmayan bir cevher bir yetenek vardır.

Bu cevheri de işleyebilme kapasitesi ve gücü herkeste mevcuttur. Bu cevheri işleyerek gerçekleştirmekten kaçanlar, insanlığa hiçbir katkı sunamıyorlar...

Ya başaramazsam korkusundan kurtulmadığın sürece asla sen, sen olamayacaksın sevgili dostum; olamayacaksın...