Ah sevgili dostum ahh! Belediyelerimiz, ya denizleri doldurup dolgu alanlarından oluşan düzlükler meydana getiriyorlar; ya da derinlemesine veya yatay alan açmak için iş makinalarını ha bire çalıştırıp yerin dibine doğru inmek istiyorlar ne hikmetse! İnşaat alanlarının kayalık olması hiç de önemli  değil; teknoloji nasıl olsa işi çözer diye bakıyorlar.

Zaten yap işlet devret modeli ile yürüyen inşaatlar bir şekilde ilerletilip sonuçlandırılır nasıl olsa! Dert etmeye gerek yok!
Bunların en yakın örneğini, meydan parkının hemen yanıbaşındaki, İskender Paşa otopark alanındaki hafriyat çalışmaları oluşturuyor...

Yaz boyunca devam ettirilen zemin kırma, derinleştirme ve taş boşaltma çalışmaları gün içinde aralıksız olarak devam etti ve bugünlere kadar geldi. Zeminde ne kadar kaya varsa kırma, delme ve patlatma yoluyla boşaltılmaya ve zemin seviyesi düşürülmeye çalışılıyor. Bütün bu çalışmalar, elbette alan kazanmaya yönelik, projeye uygun çalışmalar...

Çevredeki otel müşterileri, esnaf ve cami cemaati kulakları sağır eden, bir tür  işkenceye dönüştüren " tak tak tak..." sesleriyle, uyandılar ve gün boyu bu sesle yaşamak zorunda kaldılar.
Kamu otoritelerinin bu tip şikâyetlere  ve taleplere verdiği cevap muhtemelen, " ilgileneceğiz, ilgileniyoruz, gerekli uyarıları yapıyoruz"  ya da "yasal bir çalışma süreci, sabredeceğiz, katlanacağız ve bitince çok güzel bir proje olacak!" 'tan ibarettir.
Velhasılı kelam sevgili dostum; alt yapı, üst yapı derken, her şehrin sakinlerinin sonucuna katlanacağı bir süreci  elbette yaşamak kaçınılmaz olacaktır. Çünkü proje onaylanmış ve icraat başlamıştır bir şekilde... Devir; iş devri, proje devri! Bitince çok güzel olacak!

Trabzon'umuza güzel bir hizmet yapılmış olacak! Sonra törenle  açılışlar  yapılacak vs...

Sen, sen ol sevgili dostum; teknolojiyi kullanarak ne doğal yapı üzerinde zorlama işlere bulaş, ne de insan sağlığını tehdit et ve gürültü kirliliğine neden ol! Zorlama işler her daim zahmetli ve meşakkatlidir!

Başka bir yere yapılamaz mıydı? sorusunu ise hiç sormamış olursan daha iyi olur!