Her şeye sahip olduğunu düşünenlerin parayla satın alamayacakları iki şey var sevgili dostum!
Kalite ve utanma duygusu...
Sen bakma Türkçe hakkında ileri geri konuşanlara...Dilimiz, zengin bir dil aslında. Toplum olarak galiba günlük yaşamımızı, çok az kelime kullanarak yaşadığımız için dilimizin de zayıf olduğunu düşünüyoruz. İşin aslı hiç de öyle değil ama. Her dönemin yaygın olarak kullanılan kelimeleri var esasında...Mesela puşt gibi; mesela hımbıl gibi, mesela zevzek gibi, mesela geri zekâlı gibi, mesela aşağılık gibi, mesela arlanmak ve utanmak gibi, mesela yüzsüzlük gibi, mesela kaypak gibi, mesela dengesiz gibi, mesela ibne veya gavat gibi, mesela sefil veya nankör gibi...
Daha neler neler sevgili dostum! Güzel bir kelimeye rastlamak ne mümkün! Varsın olsun aşağılayıcı ifadeler; insanları küçük görmeler; bir modaya dönüşmüş sanki...Kısacası, sonradan gördüm delisi olan bir toplum yapısı ve gayet doğal olarak onları temsil eden siyasetçiler...Malesef böyle...Nezakete, kibarlığa, beyefendiliğe veya hanımefendiliğe dair herhangi bir gelişme yok!
Siyaset dili de alabildiğine şirazesinden çıkmış alıp başını gidiyor. Halkımız kavga dilini seviyor galiba veya meydan okumaları... Anlamak ne mümkün...!
Velhasılı kelam sevgili dostum; hımbıl da bizim, ahmak da bizim. Kısacası, hiçbir işe eli varmayan, uyuşuk, güçsüz, zavallı, tembel, aptal ve budala yanlarımız çok olduğu gibi, aklını gereği gibi kullanamayan, bön, budala, aptal yönlerimiz de çok! Peki toplumu bu kadar hımbıl veya ahmak yapan kimlerdir diye sorarsan sevgili dostum; cevabını bulduğunda hem ahmaklıktan hem de hımbıllıktan kurtulmuş olacaksın vesselam...