Sayın Ekrem İmamoğlu, mevcut yönetim altında bu tahribatların düzeltilmesinin zor olacağının farkında olarak, seçimlerden sonra Türkiye için yeni bir vizyon oluşturma arayışına girmiştir.

AK Parti'nin iktidarında Türkiye’de devlet planlama teşkilatının kapatılmasıyla başlayan süreç, aslında Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesinin ekonomik ve sosyal boyutuna büyük bir darbe vurmuştur. Devlet planlama teşkilatı, ülkenin uzun vadeli kalkınma hedeflerini belirleyen ve bu hedeflere ulaşılması için stratejik planlar üreten bir kurumdu. Bu teşkilatın kapatılması, Türkiye'nin kalkınma vizyonunun kısa vadeli politik çıkarlar doğrultusunda şekillenmesine yol açmış ve ülke ekonomisinin sürdürülebilir büyüme ekseninden sapmasına neden olmuştur.

Devlet planlama teşkilatının kaldırılması, sadece ekonomiye değil, aynı zamanda Türkiye’nin bağımsızlık ve egemenlik anlayışına da zarar vermiştir. Planlama ve strateji olmadan, dışa bağımlılık artmış, ekonomik krizlere karşı kırılganlık çoğalmış ve toplumsal refah hızla düşmüştür. Bu tahribat, ülkenin kendi kaderini tayin etme gücünü zayıflatmış ve milli bağımsızlığın ekonomik temellerini aşındırmıştır.

Ekrem İmamoğlu'nun Vizyonu ve Yeniden İnşa Süreci

Sayın Ekrem İmamoğlu, mevcut yönetim altında bu tahribatların düzeltilmesinin zor olacağının farkında olarak, seçimlerden sonra Türkiye için yeni bir vizyon oluşturma arayışına girmiştir. Bu vizyon, toplumun kaygılarını ve gençlerin ideallerini gerçekleştirebilecek, "biz de yurttaşız" dedirtecek bir yapının yeniden inşasını öngörmektedir. İmamoğlu, bu hedef doğrultusunda toplumun tüm kesimlerini bir araya getiren dış toplantılar düzenlemekte ve bu toplantılarda oluşturulan fikirler ve öneriler üzerinden bir yol haritası belirlenmektedir. Kendisinin olmadığı yerde bile, gölgesi altında çizilen bu yeni hatlar, Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek nitelikte.

Mevcut kurumların içinin boşaldığı ve makamların yalnızca bir koltuk kapmaca oyununa dönüştüğü gerçeği, Sayın İmamoğlu'nun gözünden kaçmamaktadır. Türkiye'nin yeniden toparlanabilmesi için yalnızca kişiler değil, sistemin kendisi de köklü bir dönüşüme ihtiyaç duymaktadır.

Parlamenter Sistemin Yeniden İnşası ve Cumhuriyetin Muhafazası

Ekrem İmamoğlu'nun vizyonu, yalnızca mevcut sorunları çözmekle sınırlı değildir; aynı zamanda, Cumhuriyet’in ilelebet muhafazasını sağlayacak bir parlamenter sistemin yeniden inşasını da kapsamaktadır. Bu süreç, yeni bir demokratik düzenin temelini atacak ve Türkiye’yi hukuk devleti olma yolunda daha sağlam adımlarla ilerletecektir. CHP’nin geleneksel yapısından farklı olarak, İmamoğlu’nun liderliğindeki hareket, tabana inerek toplumun geniş kesimlerinin taleplerini ve beklentilerini anlamaya çalışmaktadır. Her gün yapılan anketlerle, halkın söylemek istedikleri toplanmakta ve politika yapım süreçlerine dahil edilmektedir.

Bu yeni yaklaşım, CHP’lilerin bir kısmının kalbini kıracak gibi görünse de, işin rengi çok daha farklıdır. CHP, ilk defa toplumun her kesimiyle gerçek bir bağ kurmakta ve bu bağın üzerine yeni bir Türkiye inşa etmeye çalışmaktadır.

Uçurumun Kenarında Yıkık Bir Ülke ve Umut Veren Bir Gelecek

Sayın Ekrem İmamoğlu, uçurumun kenarında yıkık bir ülke gerçeğini net bir şekilde görmektedir. Ancak bu yıkıntının altında bir umut olduğunu da bilmektedir. Bu umut, sadece kişilerin değil, sistemin ve zihniyetin değişiminden doğacaktır. Kim kırılırsa kırılsın, Türkiye’nin geleceği için yapılması gerekenler ortadadır. Gerisi teferruattır.

Türkiye’nin yeniden bağımsız, güçlü ve kendi ayakları üzerinde duran bir ülke olabilmesi için yapılacak çok iş, atılacak çok adım vardır. Bu yolda, Ekrem İmamoğlu ve onun liderliğinde şekillenen yeni vizyon, Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu dönüşümün anahtarı olacaktır.