Kuleli Askeri Lisesi, Türkiye’nin en köklü askeri eğitim kurumlarından biriydi. Ancak "FETÖ’cü çıkıyor" gerekçesiyle bu ve benzeri okulların kapatılması, Türk askeri eğitim geleneğine ve ordunun geleceğine vurulmuş büyük bir darbeydi.
AK Parti iktidarı döneminde Türkiye, tarihimizin belki de en trajik ve acı dolu sayfalarını yaşadı. Bu dönemde yaşanan olaylar, devletin ve milletin güvenliğine, bağımsızlığına ve onuruna yönelik ciddi tehditler oluşturdu. Kozmik oda skandalından FETÖ’nün palazlanmasına, askeri okulların kapatılmasından Genelkurmay Başkanı’nın tutuklanmasına kadar birçok olay, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değerlerine büyük zararlar verdi. İşte bu makalede, AK Parti iktidarının yanlışlarını ve ülkemize verdiği zararları bir kez daha hatırlatmak istiyorum.
Kozmik Oda Skandalı: Devletin Mahremiyetine Yapılan Büyük İhanet
AK Parti döneminin belki de en simgesel olaylarından biri, askerin en gizli sırlarının saklandığı kozmik odaya girilmesiydi. Devletin mahrem bilgilerini barındıran bu odanın “kozmetik oda” gibi küçümseyici ifadelerle dalga geçilerek girilmesi, Türkiye’nin güvenliğine ve devlet sırlarına yapılmış büyük bir ihanetti. Bu skandalın arkasındaki gerçek, Türkiye’nin düşmanlarına karşı stratejik planlarının deşifre edilmesiydi. Bu olay, aslında FETÖ’nün devletin en gizli noktalarına nasıl sızdığının da bir göstergesiydi ve AK Parti, bu skandalı küçümseyerek büyük bir hataya imza attı.
FETÖ’nün Devlete Sızması ve AK Parti’nin Göz Yumması
Bu dönemde FETÖ’nün devletin tüm kademelerine sızmasına da göz yumuldu. "Bunlar inançlı, iyi insanlar" diyerek bu yapının kadrolaşmasına izin verildi. Defalarca, "FETÖ devletin içine sızıyor," dediğimizde, AK Parti sözcüleri alaycı bir şekilde “Buna kargalar bile güler” diyerek bizlerle dalga geçti. Oysaki FETÖ’nün nasıl bir tehlike olduğu, devletin içine nasıl yayıldığı ve bu yapının nasıl bir tehdit oluşturduğu o dönemde zaten belliydi. İktidarın bu söylemleri, FETÖ’nün güçlenmesine ve devlet içinde kök salmasına zemin hazırladı.
Fethullah Gülen ve cemaatine ilişkin AK Parti'nin geçmişteki övgüleri de unutulmamalıdır. Zamanında "Gülen, bu ülkenin yetiştirdiği en değerli insanlardan biridir" ya da "FETÖ, hizmet hareketidir ve hayırlı işler yapmaktadır" gibi söylemlerle bu yapı övülmüş ve büyütülmüştür. Bu tür söylemlerle FETÖ'nün meşrulaştırılması, aslında devlete ve millete karşı yapılmış büyük bir ihanettir.
Kuleli Askeri Lisesi ve Askeri Okulların Kapatılması: Tarihi Yanlışlar
Kuleli Askeri Lisesi, Türkiye’nin en köklü askeri eğitim kurumlarından biriydi. Ancak "FETÖ’cü çıkıyor" gerekçesiyle bu ve benzeri okulların kapatılması, Türk askeri eğitim geleneğine ve ordunun geleceğine vurulmuş büyük bir darbeydi. Bir okulda FETÖ’cüler çıkıyor diye okulu kapatmak, kanserli bir hastaya organ nakli yerine tüm bedeni yok etmeye karar vermek gibi bir hatadır. Bu kurumları kapatmak yerine, içlerindeki hain unsurları temizlemek çok daha doğru bir yaklaşım olurdu. Oysaki FETÖ’nün devlete sızmasıyla mücadele etmek, okulları kapatarak değil, bu hain yapıların kökünü kazıyarak yapılmalıydı.
Mezuniyet Töreninde Teğmenin Sözleri ve İktidarın Rahatsızlığı
Askeri okulların kapatılmasının ardından, mezuniyet törenlerinde teğmenlerin söylediği “Yüce Türk ulusunun namus ve şerefine, aziz vatanın bir karış toprağına uzanacak eller, karşısında bizi bulacak ve kılıçlarımız daima keskin ve hazır olacaktır” sözleri, bazı kesimleri rahatsız etti. İktidar, “Bu kılıçları kime kaldırıyorsunuz?” diye soruyordu. Aslında bu kılıçların hedefi son derece netti: Türkiye’deki FETÖ artıklarına ve Türk ulusunun egemenliğine, bağımsızlığına göz koyanlara!
Bu sözler, Türk askerinin, Türk milletinin bağımsızlığını, onurunu ve egemenliğini koruma yemininin bir parçasıydı. Kılıçlar, Türk milletinin bağımsızlığına, egemenliğine ve vatanının bütünlüğüne göz koyan hainlere karşı kaldırılıyordu. Bu kılıçlar, Türkiye’nin bağımsızlığına kast eden her türlü iç ve dış tehdide karşı bir uyarı niteliğindeydi.
Genelkurmay Başkanı’nın Tutuklanması: Devletin Zirvesine Yapılan Saldırı
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en trajik olaylarından biri de, dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un, "terör örgütü üyeliği" suçlamasıyla tutuklanmasıydı. Düşünebiliyor musunuz? Türk ordusunun en tepe komutanı, ülkesine ve milletine yıllarca hizmet etmiş bir general, FETÖ’nün sahte delilleri ve kumpaslarıyla cezaevine konuldu. Üstelik bu tutuklamada PKK terör örgütünün tanıklığına başvurulması, devletin zirvesine yapılmış alçakça bir saldırıydı.
Bu olay, Türk milletinin gözünde ordusunun itibarını zedelemekle kalmadı, aynı zamanda FETÖ’nün devlet içindeki ihanetinin ne denli derinlere inmiş olduğunu da gösterdi. Bu, sadece bir Genelkurmay Başkanı’na yapılan bir saldırı değil, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin onuruna, şerefine ve bağımsızlığına yapılan bir saldırıdır.
Türkiye’nin Geleceği İçin Tarih Dersleri ve İbreti Alem
AK Parti iktidarı döneminde yaşanan bu olaylar, Türkiye’nin sadece siyasi değil, aynı zamanda kurumsal anlamda da nasıl büyük bir darbe aldığını gözler önüne seriyor. Kozmik oda skandalından, askeri okulların kapatılmasına ve Genelkurmay Başkanı’nın tutuklanmasına kadar uzanan bu süreç, Türkiye’nin temellerinin nasıl sarsıldığını ve kurumlar arasındaki güvenin nasıl yıkıldığını göstermektedir.
Türkiye, bu acı tecrübelerden ders çıkarmalı ve geleceğini bu derslerle şekillendirmelidir. Türk milletinin bağımsızlığı, onuru ve egemenliği için kılıçlar daima keskin ve hazır olacaktır. Çünkü bu ülke, hainlerin oyun sahası değil, bağımsız ve özgür bir milletin onurla yaşadığı kutsal bir vatandır. Bu değerleri korumak için tarihimizden aldığımız derslerle, daha güçlü ve kararlı bir şekilde geleceğe yürüyeceğiz.
Bu ülke, Atatürk’ün de dediği gibi, "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" prensibi üzerine kurulmuştur ve bu prensibi korumak hepimizin asli görevidir. Kılıçlar, sadece Türk ulusunun bağımsızlığını ve onurunu korumak için kalkıyor ve kalkmaya devam edecek. Türkiye, bir daha benzer hatalara düşmemek için tarihten ders çıkarmalı ve geleceğini bu derslerle şekillendirmelidir. Çünkü bu ülkenin bir karış toprağı bile kutsaldır ve ona göz diken her kim olursa olsun karşısında Türk milletini bulacaktır.
Ne Mutlu TÜRKÜM diyene