BUDA BİZİM NİETZSCHE’MİZ!

Bu hafta Cumartesi Sayfasında vahşi batının en tatlı yazarı, dünyanın en kolay sevilen abisi, şiirlerin dadısı, oyuncakların koruyucu şövalyesi, terzilerin terzisinin oğlu, harflerin terbiyecisi, Maçkalı, yazar, şair, anlatıcı Sunay Akın konuk oluyor. Yalnız bu konukluktan kendisinin henüz haberi yoktur, muhtemelen sizin gibi bu sayfayı okuyunca haberi olacaktır. Sunay ağabeyin Friedrich Nietzsche’yi aratmayacak muhteşem sözlerini sizler için toparladım. Unutmadan ellerin varsa Nietzsche’si, Platon’u, René Descartes’i bizim de var Akınlardan Sunay Abi…”

Başlıyorum…

“Kim bilir belki yaralarımızı üflerken öğrendik ıslık çalmasını.” Şu söze baksanıza… Derdini serinletmek isterken nefesiyle ıslık sesini keşfediyor… Ne kadar ilginç değil mi?

“Ne yani papatyada bir yaprak daha olsaydı beni sevecek miydi?” Seviyor, sevmiyor yapan bir aşığın, sayısalda bir kolan daha oynasaydım bana çıkacaktı umudu gibi olan bir kumarbaz kaderini ne güzel anlatmış…

“İki rayı gibiyiz bir tren yolunun. Yakın olması neyi değiştirir son istasyonun.” Arkadaş hadi gel kelimelere sığdır şimdi…

“Ne zaman sıkıca tutsam aşkı yüreğimle annem dürter usulca hadi uyan diye.” Lise’de herkes böyle değil miydi? Sıkı sıkı bir aşka sarılmak isterken hadi kalk okul vakti…

“Herkes bir üçgenin iç açıları toplamını bilir de kimse bir insanın iç acıları toplamını bilmez.” Sayısal kafam hep gerideydi Sunay Abi bu okuyunca KPSS’den 100 net geldi…

“Sen bana mı soruyorsun yalnızlığı sever misin diye? Ben ki çayı bile 2 şekerli içerim birlikte erisinler diye.” Şu sözde ki inceliğe bak, herkes çifttir diyor, ayırmayın onları. Eğer sonsuzluk başlamışsa bırakınız gitsinler el ele…

“Hayat işte. Uykun gelsin diye hayaline giren koyunları uykun kaçsın diye hayatına giren öküzleri sayarsın.” Son dönemlerin en baba sözü…

Böyle işte dostlar… Bugün sadece sosyal medya sözleri 100 yıl sonra bunlar atasözleri… İyi ki, girdi hayatımıza Sunay abi…

***

“Gaz”-Teci Temel

Sevgili Okurlar merhaba Ben “Gazteci Temel” emminiz. “Bilduğunuz” üzere şehrimizin son dönemlerde ki en büyük tartışma konusu Kahraman Maraş Caddesinin trafiğe kapatılması olmuştur. Bir grup şehir sakini “istemezuk, istemezuk” diyerek Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu’nu eleştirmişlerdir… Bende “gazteci” olduğumdan dolayı merak “ettum” gittim yerinde tespitler de bulundum…

Vatandaş bankadan nasıl para çekecekmiş trafiğe kapalı olunca diye bir söz “işittum” ki, çok ilgincime gitti… Hemen bizim manav Murat’ın arabayı alarak para çekmeye Maraş caddesine “indum” Sayın başkan vatandaşlar “haklidur” ATM’ler yoldan uzakta durmaktadır araba ile sıfır yanaşamadım sizden ricam hazır “yapaysınuz” kaldırımları kaldırın arabanın camından para “çekelum…”  

Esnaf demiş ki malları nasıl “getureceğuz?” Baktım doğru mu “diyler?” Hemen limandan büyük bir kamyon “aldum…” Araba Kunduracılara da sığmadı… “İki metre taşıyamaz benim esanfum malları bu böyle olmaz acalum trafiğe kunduracıları…”

Banka müdürleri paraları nasıl taşıyacaklar mış diye serzenişte ”bulundi…” Oda haklı “başkanum…” Sonunda gittim oturdum meydan parkında bir proje “geliştirdum” sizin sorunu çözdüm…  Beni dinlerseniz siz de dolmuşlarda, esnafta, bankacılarda rahatlayacak…

“Sevgili başkanum…”

Burada ki yoğunluğa sebep olan “işhanlaridur” altlarında bankalar “vardur.” İş yerleri “vardur…” Bu nedenle araba “siğmamaktadur…” Bu sorunu ortadan kalkması bizim Trabzonluların arabalarıyla rahat gezmeleri “içun” Caddede bulunan tüm binaları yıkarsak “hesap ettum” 4 gidiş 4’de geliş yol “olmaktadur…” ATM’leri de arabalara göre ayarladuk mi sorun ortadan “kalkmaktadur…”

“Sevgili Halkum…”

Başkan bey sizin için dairelerinize kadar “yol yapacaktur merak etmayun…” asansörde “beklemiyecesunuz…”

Temel Karikatürü – Yılmaz Okumuş’a aittir…

***

Babalara Yemek Tarifi

Babalar, bugün sizlere aşçı yardımcım Kemal ile Portekiz’de öğrendiğim bir yemeği yapacağım… Yemeğimizin adı, “Peixinhos da horta” neymiş yardımcım Kemal, “ Fasulye kızartması usta…” Ne fasulyesi Kemal , “Peixinhos da horta” “Usta bildiğin fasulye kızartması nereden bulursun bu isimleri.” O zaman restorana gelen yemiyor Kemal ondan öyle isim takıyoruz… Kemal, “He o zaman aynen dediğinden usta Peix Horta Ana konta…”

Tarifi verelim hadi…

Kemal, “Ver usta ver bıktım senden de. Her hafta manyak manyak yemek tarifleri vermenden… Hayır ben ne anlarım yemekten… Senin yüzünden evde her akşam yemek yapıyorum…”

Tartışmayalım okuyucunun önünde Kemal canımı sıkma…

Kemal, “ Yap yemeğini usta, bak önüne, dik dik bakma bana… Evinde tencere yok tarif veriyor. Sen düdüklü tencere görsen ses çıkarıyor bu diyerek geri verirsin onu”

Uzatma tamam…

Sevgili arkadaşlar, Fasulyeyi güzel yıkıyor ve temizliyoruz. Sonrasında una boca ediyoruz ve derin yağda kızartıyoruz. İsteyen bazı arkadaşlar kabak ve biberler de kızarta bilir. İşte bu kadar…

Kemal, “ İsmi yemeğin tarifinden daha uzun… Okur sakın yapmayın bu yemeği Ayşe Kadın kızartılır mı ya? Uymayın buna”

Malzemeler

Bir kilo yeşil Fasulye

Buğday Unu

Yağ

Tuz

Portekiz Hatıram

Guimarães ülkenin UNESCO tarafından korunan şehridir. Kemal ile birlikte geziyoruz Guimarães’de bu sırada duvarda bir afiş var dans eden atlar yazıyor kenarına hadi gidelim içeri dedik. Portekiz’de gelenektir. Bir İspanya’da meşhurdur bir de Portekiz’de atlar ile şov yapmak. Neyse sirk gibi düşünün oturduk bir adam Portekiz’in paha biçilmez Lusitano atlarından bir tanesi ile geldi. At’a o kadar hakim ki adam, görseniz büyüleyici Kemal atıldı ben de yaparım. Ya bak işine falan demeye kalamadı Kemal ata atladı, “Ben babanın oğlu Kemal” diye bağırdı. At dört nala koyuldu. Guimarães sokaklarında kurbandan kaçan inek gibi at önde, biz arkasında, Kemal sırtında at durmuyor Portekiz polisi yardıma koştu havada helikopter, denizden takviye, at durmuyor Kemal’de atlayamıyor tabi sırtından 3 gün üç gece kovaladık atı. Lizbon, Porto gibi şehirlerden geçtik sonunda at durdu Kemal’in takma dişleri düştü kafasında iki saçı vardı onlarda koptu. Nasıl durdurun diye sordum, “ Bak Türkiye’ye doğru gidiyorsun orada seni bastırma yaptırırım.” Demiş “At” durmuş…

***

Vizyonda Neler Var

Düşler Ülkesi – Animasyon

Korku Seansı 3: Katil Şeytan – Gerilim

Süpernova – Dram

***

Trabzon’da ne yapsak?

Sabah kuymak yiye bilirsiniz…

Mersin plajına denize gidin…

Akşam Hadiz Restoranda dinlenin…

***

Kitaplık

Kör Dilenciler

Kalemini paylaşmak için uzun zaman bekleyen yazarın, “doğru zaman” dediği bir öykü seçkisi, Kör Dilenciler.

Güçlü bir kurgu ve yalın bir dili çarpıcı sonlarla birleştiren öykü tarzı “kötülük”, “ahlak”, “adalet”, “cehalet”, “bencillik” gibi kavramların insan ruhuna olan etkilerini, masalsı yaşamlar üzerinden okuyucuya yeniden anımsatıyor. Tesadüflerin “ilahi adalet ve hatta adaletsizlik” çarkındaki işlevi her hikâyede kendine konforlu bir alan buluyor.

Buzullar Arasında

Çağının hem şair-yazarı hem romantik hikâye anlatıcısı hem de bilimsel ilerlemenin takipçisi Jules Verne’den yine hayal gücünü zorlayan bir eser…

19. yüzyılda, olağanüstü düş gücüyle gelecek teknolojisini tasarlayan Jules Verne, bu kez sizi, Kuzey Kutbu’nun bilinmezleriyle dolu bir yolculuğa çıkarıyor. Jean Cornbutte’nin oğlunu bulmak için çıktığı zorlu seyahatin ve bütün kışı buzullar arasında geçirmek zorunda kalan yolcuların anlatıldığı bu roman, ele aldığı konu ve anlatım biçimiyle her yaştan okura hitap edecektir.

Bu eseri okurlarımızla paylaşmaktan mutluluk duyarız.

Denizdüşüm

“Bıçakla kesilmiş gelinciklerin şarkısını yazıyorum. Bilsin istiyorum. Susturulmuş bulutların öyküsünü herkes. Yitirilmiş yürekleri, fırtına kaçaklarını, devrim çocuklarını, mavi duvarları, beyaz güvercinleri, dantel küpeleri, tutkuları, incelikleri hepsini anlatmak istiyorum. Aynı yörüngede habersizce dolaşanlara, kısa süreli buluşmaların keyfini çıkaranlara, duyusal belleği üst derecede olanlara, düşlerinde deniz, denizde düşler kuranlara, aldatılan sevdalı kızlara, uyumsuz ikizlere, beceriksiz kara kargaya, evsizlere, uyanık geçirenlere, pazarlamacılara, direnen çevreci teyzeye, soytarılara herkese ama herkese…”