Geldi,
Bol yağmurlarla beraber,
Hüzün ayları…
Sonbaharda,
Ağlamaklı olurum, ben…
Yazın o sıcak günlerinde ki 
Neşem 
Ve
Hareketliliğim yok olur, gider…
Yapraklar dökülürken,
Benimde,
Gözlerimden yaşlar dökülür…
Hüzün çökerek,
Arada hissizleşirim…
Havalar
Soğumaya başlayarak,
Artık
Ceketsiz, 
Montsuz dışarı çıkılmaz oldu…
İncecik elbiseler,
Kalın ve
Yünlü elbiselere bırakır, yerini…
Öyle derler,
Yaprak dökümünde,
Çok canlar düşer toprağa…
Ağaçlar,
Bütün bitkiler,
Yaza hazırlanmak için uykuya yatarlar…
Ağaçların,
Suyu çekilerek,
Gitmez can, dallarına…
Bütün bitkiler
Ve
Hatta taşlar bile
Aynı insanlar gibi, hüzne boğulur…
Ancak 
En güzel şiirler,
Yazılar, 
Resimler sonbaharda yapılır…
Doğaya çıkıp,
Fotoğraflar çekilir, sanat uğruna…
Doğa,
Sararıp, solar,
Canlar, küser hayata…
Yüce yaradan
Kullarına bağışladığı dünyayı boyatarak,
Yeşilin,
Sarının, değişik tonları ile 
Rengârenk olur, evren…
Yaz tatili biterek
Okullar,
Çocuk sesleri ile inler,
Kahkahalar atılır, koridorlarda…
Kuşlar artık
Ötmez olur, yurdumda…
Kar 
Bir yorgan gibi örter toprağı…
Yaylada,
Var git çiçekleri
“Yeter,
Bırak git artık buradan” diye söyler…
Aynı
Yazın “Var gel” çiçeklerinin
Yaylaya çağırdığı gibi…
Yaylaların 
O beyaz örtüsü,
Çok geçmeden, çıkar ortaya…
Karın altında yaşar
Bazı canlılar…
Günler,
Gecelerin inadına erken biter…
Gece uzun olur
Çay,
Kahve içilip,
Bir araya toplanılır akşam çökünce…
Kayak yapmak için
Kış turizmi canlanır, yurdumda…
İnsan,
Mutlu olduğunda
Yaz olsa,
Kış olsa ne fark eder?
Güleryüz,
Ağızdan çıkan güzel bir söz,
İnsanın yazı olur, bir anda…
Dondurucu soğuk,
Hiç işlemez, o insana…
Kötü bir söz,
Somurtmuş bir surat, kış gibidir…
Yaz sıcağı vursa da
İnsana,
Kalbi donmuştur…

Hüzün ayları,
Çöktü yurdumun üstüne…
İçime kapandım,
Dokunsan ağlayacağım…
Toprağa,
Yağmur yağarken,
İçime bir sıkıntı girmiş gibi oluyor…
Güneş,
Göstermez oldu
O sıcak ve güzel yüzünü…
Artık
Yazın değerini bilip,
Öyle yaşamaya çalışacağım…
Güneşte,
Gezip, tozacağım…

Bir yaz gelsin
Siz,
Görün beni…