Haftalardır konuşulan Büyükşen cinayeti sonunda aydınlatıldı, cinayetin üzerindeki sır perdesi sonunda kalktı.

Azmettiricinin sağıyla, kendi sağını karıştıran katil başka bir eve giriyor ve hiç bir suçu günahı olmayan Büyükşen çiftini bu hayattan koparıyor.

Kızları Büşra Büyükşen son anda evlerinin arka tarafındaki odalarının camında kendini dışarı atıyor, katilden ve öldürülmekten kurtuluyor.

Anne ve babasının gözlerinin önünde öldürülmesinden kaynaklı ve korku halinden dolayı yakın yerdeki evlere değil uzak yerdeki evlere gitmeye çalışıyor, sonrasında onu yolda komşusu buluyor ve böylece olaylar devam ediyor.

Büşra Büyükşen, katilden kurtuluyor ama bizden  kurtulamıyor, ölümden kaçtı fakat toplum baskısından kaçamadı!

Günlerce aylarca ulusal bir kanalda, katil  veya katille işbirlikçi damgasını yedi. Kendini anlattıkça, masum olduğunu kanıtlamaya çalıştıkça, iyice dibe vurdu.

Öyle büyük bir suçlama  ki bu, katilden kaçtığına kaçacağına onu pişman ettik.

Ulusal bir kanalda günlerce yemediği suçlama yemediği hakaret kalmadı.

Sessiz ve sakin olması insanların tuhafına gitti, sessiz ve sakin oluşundan dolayı , katil  kesin o dur dendi, neden bağırıp çağırmıyor, neden kendini kaybetmiyor, neden kendini yerden yere vurmuyor dendi.

Anladığım kadarıyla bizim acı çekme yada yas tutma şeklimiz bu…

Bunun dışında ki yas tutma ve  acı çekme şeklini kabul etmiyoruz. Geride kalan 3 kardeşi, birbirine düşman ettik, birbirinden şüphelenirdik.

Çiftin  küçük oğlu Uğur Büyükşen’in anne ve babasıyla aralarında ki mehir davasından dolayı onu da katil  ettik.

Ben annemi babamı sadece bu nedenden ötürü asla öldürmem demiş olsada kimseyi inandıramadı. Eşiyle ve ailesiyle görüşmesini istemedik, adamın boşanmasına kadar bu olayı  götürdük, neden boşanmıyor neden eşiyle görüşüyor hala diye toplumca isyan ettik, sanki eşi öldürdü o planladı?

Daha neler neler..

Hepsini birbirine düşürüp aileyi darmadağın ettikten sonra, Büşra Büyükşen’in olay gecesi anlattığı “kar maskeli bir adamdı, içeri girdi ve ateş etmeye başladı” diye verdiği ifadenin doğru olduğu ortaya çıktı.

Şimdi  birbirine düşürdüğümüz bu üç kardeş hem yetimler hem öksüzler, birde biz onları birbirlerinden ayırdık. Bu kadarını katil bile başaramazdı?

Büşra’ın hala nasıl ayakta kaldığına, nasıl konuştuğuna, yediğinine içtiğine şaşırıyorum.

İşte bunu böyle söylemem bile bir önyargı, nasıl, diyoruz nasıl, içlerindeki kederi, hüznü acıyı, bitmişliği göremiyoruz.

Çünkü duygular görünmüyor. Görünmüyor olmamaları onları yok etmiyor. Şimdi size soruyorum 3 sene boyunca onca hakarete onca iftiraya kurban giden ,yasını yaşamasına izin vermediğimiz Büşra Büyükşen ve Uğur Büyükşen’in diyetini kim ödeyecek?

Katil bir kez öldürür, toplum baskısı bin kez.

Biz onları her gün öldürdük.

Ulusal medyada öldürdük, gazetelerde öldürdük, web de öldürdük. Anne baba katili yaftası yemek belkide ölümden de beterdir, bilmiyoruz ki onlara sormak gerek. Artık günahsızlar bundan eminim çünkü bütün günahlarını biz aldık.