Dün 
Biraz Güneş açınca,
İçimde tarifsiz bir mutluluk oluşmuş,
Sanki
Dünyalar benim olmuştu…
Yurt dışına gideceğim zaman
Yeni yerler keşfetmenin,
Başka ülkelerin,
Kültür ve
Geleneklerini inceleyecek olmanın 
Heyecanı ile birlikte,
Aynı böyle,
Kalbimi mutluluk kaplıyordu…
Uzun süredir devam eden yağmurlar,
Bulutlu ve kapalı hava
Beni,
Strese sokmuştu…
Güneşli ve
Güzel havayı görünce,
Kendimi dışarıya atarak
Meydan’a gidip, 
Bir çay ocağında, çay içiyordum…
Bir taraftan hafif göz kırpan
Güneşin tadını çıkarırken,
Öbür taraftan
Taze çayın güzelliği ile
7-8 bardak çayı götürmüştüm…
Çay içerken,
Gazeteleri okuyor,
İnternetten yeni formatı ile
Çok daha güzelleşen 
Ailenizin ve 
Herkesin haber sitesi,
“Haberlobi.com” u, takip ediyordum…

Oturduğum masanın
Hemen yan taraftaki büyük bir masada,
Birkaç genç oturuyordu…
Aralarındaki heyecanlı 
Ve
Sesli olarak konuşmaları,
İlgimi çekmişti…
Sanki
Bir şeyi kutluyor gibiydiler…
İçlerinde birine
“Hayırlı olsun” diyerek, 
Çay eşliğinde 
Kestikleri yaş pastayı, yiyorlardı… 
Anladım ki,
Önemli bir şeyi kutluyorlardı
Ve
Ben daha da 
Merak içinde kalmıştım…
Dinlediğim kadarıyla
O genç adamın,
Kadrosu yükselmek üzere olduğu için, 
Onu kutluyorlardı…
Tabi
Araştırmacı Yazar, 
Gazeteci 
Ve 
Meraklı olduğumuz için
Bu olay,
Daha da ilgimi çekmeyi başarabilmişti…
Bir üniversitede
Sendikasını değiştiren adama
Öbür sendikadan çıkıp,
Öbür sendikaya gittiği için,
O sendika yöneticileri, vaatlerde bulunmuştu…
O sendika yöneticileri,
Diğer sendikadan istifa edip
Kendi sendikalarına geçen herkesi,
Müdür,
Fakülte Sekreteri,
Daire Başkanı yapacakmış…
Sendikayı değiştiren o genç adam da,
Müdür olacağım diye,
Olmayı bile beklemeden,
O çay ocağında arkadaşlarıyla beraber
Kutlama yapıyormuş…
Bu genç arkadaşların bahsettiği
O üniversitede ki,
Bölüm Başkanlarını,
Dekanları,
Hep o sendika belirliyormuş…
Hatta
Norm kadroya takılan,
Dr. Öğretim Üyesi
Ve
Doçentleri de,
Şayet
Sendikalarını değişirseler,
Bu sendika yönetimi,
Bir üst kadroya atayacaklarmış…
Bu
Benim ilgimi çekince
O gençlere sordum,
“Arkadaşlar,
Ben de üniversite personeliyim,
Trabzon’da
2 tane devlet üniversitesi,
1 tane ise
Özel üniversite var…
Sizin üniversiteniz, hangi üniversite?
Bu kadroları,
Hangi sendika dağıtıyor?
Benim bildiğim,
Akademisyenlerin yükselmesi
Sendikayla değil, bilimle olmakta…
Yoksa
Sizin üniversitenizde,
YÖK’ün değil de,
Sendikanın kuralları mı geçerli?
Her 
Başka sendikaya geçen kadro alacaksa,
O kadar kadro,
Sizin üniversitenizde var mı?
Benim bildiğim,
Bir üst kadroya atanan,
Diğerlerinden bilgili
Ve
Liyakatli olur,
Sizin sendikaya geçenlerin hepsi, 
Bilgili ve liyakatli mi?
Veya
Diğer sendikalardakilerin hepsi,
Sıradan ve liyakatsiz mi?
Bu sendika
Vaatleri sıralayıp,
İşini karşıya geçtikten sonra
Sendikasını 
Değiştirenleri hatırlayacak mı?”

İşte
Bu soruları sorunca,
Genç adam ve arkadaşları ürktü…
Sorularıma
Cevap vermek yerine,
Beni terslemeye başladılar…
“Dayıııı,
Sen bak işine?
Senin başka işin yok mu?
Saçına, sakalına ak düşmüş,
Başkalarının işine niçin karışıyorsun?” diye,
Üzerime doğru yürüdüler…
Dövecekler diye korktuğum için,
Onları 
Orada bırakarak,
Başka bir yere,
Yine
Güneşin tadını çıkarmaya gittim…
Yazımın başında demiştim,
Dün 
O kadar mutluydum ki,
Hiçbir şey neşemi bozamadı…
Ama
Bugün yine 
Yağmur yağmaya başladı…
O kadar kasvetli,
O kadar mutsuzum ki…