En fazla ekonominin konuşulduğu, bu yüzden, siyasi partilerin para üzerinden vaatlerde bulunduğu bir seçim dönemi yaşıyoruz.  Hal böyle olunca, halk vekillerden çok partilerin para vaatlerini konuşuyor. Dolayısıyla vekillerin kimliği ve ne yapacağı paranın gölgesinde kalmış durumda..

Hâlbuki maaşlara ne kadar iyileştirme yapılırsa yapılsın, enflasyon artışının yüksekliği elinizdekini eritecektir… Kısa zamanda üretimi artırmak ve döviz ihtiyacını düşürmek mümkün olmayacağına göre kim iktidara gelirse gelsin, orta ve uzun vadede ülke ekonomisi adına rahatlatıcı bir icraat yapılamayacağı kesin. Birde, harcamaları/israfı kısmadan, bütçe açığını azaltmadan ve verimliliği artırmadan, vaat edilen ve de dağıtılacak olan paraların ülke bütçesine getireceği yükü düşünün.

Bu seçimde yine en çok konuşulan bir diğer konu; HDP ve HÜDA PAR.

HDP’liler PKK’yı terör örgütü olarak görmeyip, “14 Mayıs'ta bütün arkadaşlarımız cezaevlerinden çıkacaklar.” propagandası yaparken, “Hizbullah’ı terör örgütü olarak görmeyen HÜDA PAR ise, “6284 sayılı yasanın değiştirilmesi” ve “karma eğitimin zorunlu olmaktan çıkarılması” konusunda propaganda yapıyor ki, her ikisi de, destekledikleri ittifaklar için iki ucu karanlık değnek.

Gelelim Trabzon’da esen siyaset rüzgârına;

Seçimler yaklaşırken Trabzon’da en çok AKP ve CHP öne çıkıyor… İlk sıra vekil adayı olarak iki isim konuşuluyor. CHP adayı Avukat Sibel Suiçmez ve AKP adayı Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanı Adil Karaismailoğlu…

Bunun nedeni, vekil adaylarının CV leri ile ilgili olsa gerek. Sibel Suiçmezin Trabzon yerelinde verdiği mücadele… Bir marka isim olması. Sayın Bakan Karaismailoğlu’nun bürokraside ve siyasetteki emeği, şaibesiz kimliği, yerelde kabul görmeleri açısından önemli bir referans oluyor. Ortak kanı, halkın yararına ve iradesine uygun hareket edecekleri yönünde.

Vekil adayları halkın yerel ölçekteki talep ve şikâyetlerini siyasal sisteme iletmeleri açısından öne çıkarken, partilerini de başarıya taşıyacak isimler olarak görülmekteler.

Vekillerin yereldeki karar alma süreçlerini ve bununla ilişkili konuları ifade ederken, geniş anlamda kenti ilgilendiren tüm sorun, toplumsal hareketleri ve politikaları dile getirme becerileri önemlidir. Bu açıdan halk ihtiyaç ve tercihlerini en iyi ifade edecek ve de yerel sorunları çözebilme yeteneği en yüksek adaylara yönelmektedir.
Gelelim Cumhurbaşkanı adaylarına…

Son günlerde Kılıçdaroğlu ve Erdoğan kadar öne çıkan bir isim daha var. ATA İttifakı adayı Sinan Oğan.

“Oylar bölünmese ya da biraz kazanma şansı olsa oylarımız Sayın Oğan’a” diyen oldukça büyük bir kitle var. Donanımı, temiz siyasi kimliği ile çokça konuşuluyor. Bugün olmasa da yarın, ülke siyasetinde söz sahibi olacağı kesin.

Seçimler bu kadar yaklaşmışken, halk pek açık vermiyor. Çünkü partilerin seçmen üzerinde psikolojik baskısı var.

Seçmen tarafını söylemekten ya çekiniyor ya da ortamına göre farklı konuşuyor.  

Kısacası sandıkta şekillenecek bir siyasi durumla karşı karşıyayız.

Sonuç olarak; seçilecek vekiller konusunda bir sürpriz beklemiyorum. “Cumhurbaşkanı kim olacak?” derseniz, tahminde bulunmak oldukça zor. Malum siyasette 24 saat bile uzun bir zaman… 

Dileğim terör bağlantılı kişilere meclis kapısının açılmaması, TÜRK Milletinin sağlıklı bir seçim süreci yaşaması. Sandıktan kim çıkarsa çıksın, halkın tercihine saygı duyulması…

Sağlıcakla kalın…