“Kent sorunlarının çözümü ve yönetimi, sadece merkezi idarenin ve yerel düzeyde görev yapan kent yönetiminin karar ve politikalarıyla değil o bölgede yaşayan halkın ve tüm paydaşların ortak katılımıyla gerçekleşir.

Sivil toplum örgütleri, sendikalar, kent konseyleri, kalkınma ajansları gibi kurumların ve kentte yaşayan halkın dinlenmemesi, yeteri kadar kent yönetimine dahil edilmemesi, kentsel sorunların çözümünü engelleyen unsurların başında gelir. Bütün bu iletişimi ve yönetim becerisini gösterecek olan elbette Belediye Başkanlarıdır.

Kısacası Belediye başkanlarından beklenen kenti, siyasi irade ile değil, halk iradesi ile yönetmesidir... Bu da belediye başkanının siyasi kimliğine değil, bilgi ve vizyonuna bağlıdır.

Halk yerel seçimlere giderken adaylar hakkında diyor ki;  “Projelere inanmıyoruz artık. Var olan sorunlarımızı çözsünler, yereli kalkındırsınlar, adil ve dürüst olsunlar, siyasi kimliklerini gözümüze sokmasınlar, siyasete vakit harcamak yerine kentleriyle meşgul olsunlar, bizi duysunlar yeter!”

Aslında kentlerimizin sorunları aşağı yukarı aynı…

Yerele yatırım yapılmadığı için gittikçe büyüyen işsizlik buna bağlı olarak yaşanan iç göçler. Sığınmacıların düzensiz yerleşimi sonucunda güvenli yaşam ve sosyal alanlarının daralması… Alt yapısız büyüyen turizm sonucunda yaşanan çevresel sorunlar. Kent yoğunluğunun belli bir bölgede toplanması sonucu yaşanan park ve trafik sorunu… Kent dokusuna uygun olmayan yapılaşma sonucunda yaşanan çirkin görünümlü ve kimliksiz kentler. Sosyal bağları güçlendiren ve aidiyet duygusunu artıran, eğitim ve de yaşam kalitesini yükselten, kentlere kimlik veren “kültür ve sanat” faaliyetlerinin göz ardı edilmesi…

Halk, seçildikten sonra sözde parti rozetini çıkaran özde ise, bir siyasi kimlik gibi davranarak kent yöneten insanları artık istemiyor. Hangi taraftan olursa olsun, yöneticilere güvenmeyi, sevmekten daha fazla önemsiyor.

Belediye başkanları ve yerel yönetimler; başta insanlar olmak üzere kaynakları, araç-gereçleri ve zamanı verimli ve de etkin kullanabildikleri, kentin bütün nimetlerini kent vatandaşları arasında ortak bir şekilde istifadeye açtıkları ve adil bir şekilde paylaşım sağladıkları, partilerini değil, kentlerini kalkındırmayı ve hizmeti amaçladıkları kadar başarılı olabilirler.

Sonuç olarak, adayların kent sorunlarına cevap verecek donanımda olması… Güvenilir bir kimlik sergilemesi… Seçildikten sonra özellikle siyasi taleplerden ve etkilerden uzak durabilmesi… Yol arkadaşları olarak kent halkını görmesi beklentiler arasında…

Dolayısıyla partilerin seçmene sunacağı adaylar çok önemli. Donanımlı ve güven veren adaylar başarılı olacaktır.  Olmalıdır…

Şimdiden herkese kolay gelsin.