Sağlık sektörü çalışma koşullarının en zor olduğu alanlardan biridir. Sektörün her alanı, çok fazla sabır gerektirmektedir. Özellikle tüm dünyayı etkileyen Covid-19 salgını sürecinde, sağlık çalışanlarımız kendi sağlıklarını tehlikeye atarak büyük bir mücadele sergilemişlerdir. Sağlık çalışanlarımız bu zor dönemde yoğun çalışma saatleri ve zor çalışma koşulları nedeniyle; gerek fiziksel ve gerek psikolojik olarak dinlenememiş, ailelerine bile vakit ayıramamışlardır. Pandemi servislerinde çalışan sağlıkçılarımız riskli çalışma koşullarından dolayı aileleri ile temastan kaçınmış, evin içinde bile maskeyle dolaşmak zorunda kalmışlardır. Pandemiyle en önde mücadele eden sağlıkçılarımızın iş yükleri katlanarak artmıştır. Ayrıca hastaların bizzat kendisi, hasta yakınları ve hastane yöneticileri ile aralarında iletişimsel sorunlar yaşanmakta, şiddet gibi unsurlar söz konusu olmakta ve yoğun emek harcanan bu yıpratıcı sürecin maddi ve manevi karşılığını alamamak gibi zorluklarla karşılaşmaktadırlar. Sağlık çalışanlarımızın iş yoğunluğu ve sorumluluklarının daha da arttığı bu zor dönemde, sağlıkçılarımızın değeri toplumumuz tarafından daha da anlaşılmalıdır. Ancak sağlık çalışanlarımız, bu alanın tüm zorluklarının yanında fedakarca görev yaparken hastaların bizzat kendisinden ya da yakınlarından şiddete maruz kalmaya devam ediyor.

Sağlık çalışanlarımız görevlerini yaparken sözel, fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kalıyorlar. Şiddet; kişiye ya da gruplara karşı uygulanan, kurbanlara fiziksel, cinsel ya da psikolojik zararlar verebilen fiziksel güç uygulanmasıdır. Başka bir deyişle dövmek, ısırmak, tekmelemek, tokatlamak, itmek, silahla ateş etmek, cimciklemek ya da diğer bazı davranış şekillerini içeren hareketlerdir. Hasta ve yakınlarının ruhsal sorunları, sağlık sorunları karşısında çaresiz duygu durumları, tedavi konusunda tatmin düzeyinde genel düşüklük ve hekim ile teşhis ve tedavi konusunda iletişim sorunu yaşaması gibi nedenler şiddetin nedenleri arasında gösterilmiştir.

Bütün şiddet olayları yalnızca fiziksel uygulamalar içermemektedir. Sağlık çalışanlarımızın mesleki yaşamda maruz kaldıkları bir diğer şiddet türü de, psikolojik şiddet yani mobbingtir. Mobbing; bir iş yerinde, bir bireyin veya bir grup bireyin belli bir amaçla, sistematik bir şekilde, rahatsız edici, ahlak dışı söz ve davranışlarla taciz edildiği; çalışma yaşamını zorlaştırıcı birtakım davranışlara maruz kaldığı bir süreçtir. Mobbingin amacı, iş ortamında istenmeyen ya da yıpratılmak istenen kişiler üzerinde psikolojik ve duygusal baskı kurarak, onların direnme gücünü ortadan kaldırıp, işten ayrılmalarını sağlamaktır. Sağlık alanında iş yükü çok ağır olduğu için mobbingle daha sık karşılaşılmaktadır. Hastanelerde tıbbi olanakların yetersiz olması, hasta sayısının yüksek olması nedeniyle çalışma temposunun yoğunluğu, hasta yoğunluğu nedeniyle mesleğin gereklerinin tam yerine getirilememesi gibi faktörler mobbinge neden olmaktadır. Ayrıca mobbing nedeniyle sağlıkçılarımızın iş verimi düşmektedir.

Yasal uygulamalardaki eksiklikler şiddetin önlenmesinde ve çalışan güvenliği sağlama konusunda boşluklar bırakmaktadır. Bu boşlukları gidermek amacıyla son dönemlerde Sağlık Bakanlığı Sağlıkta Kalite ve Akreditasyon Daire Başkanlığı tarafından uygulanmaya başlayan renkli kod sistemine geçiş (beyaz kod) ile birlikte sağlık çalışanlarına uygulanan şiddet olaylarının azalacağı düşünülmektedir. Bununla birlikte yöneticilerin üzerine düşeni yapması ve ilgili yasal düzenlemelerin yapılması da şiddetin veya saldırganlığın azaltılması için gereklidir. Sağlık personeline yapılan sözel saldırılar, yaralamalar, darp ve öldürmeye ilişkin hükümler genel hükümlere tabi tutulmaktadır. Fakat görev başında yapıldığı için cezanın yarısı kadar daha arttırma yargı kararına bağlıdır. Güvenli ortamın sağlanması için yasal düzenlemelerin de gerektiği açıktır.