Kanunda edinilmiş mallara katılma, mal ortaklığı, mal ayrılığı ve paylaşmalı mal ayrılığı olmak üzere dört tip mal rejimi bulunmaktadır.  Mal ayrılığı rejiminde eşlerden her biri, yasal sınırlar içerisinde kendi malvarlığı üzerinde yönetim, yararlanma ve tasarruf haklarını korur. Paylaşmalı mal ayrılığı rejiminde, eşlerden her biri, yasal sınırlar içerisinde kendi malvarlığı üzerinde yönetim, yararlanma ve tasarruf haklarını korur, sona erdiğinde, üstün yararı olduğunu ispat eden eş, diğer önlemler yanında, eşine payının ödeme günündeki karşılığını vermek suretiyle paylı mülkiyetteki malın kendisine verilmesini isteyebilir. Mal ortaklığı rejimi, ortaklık malları ile eşlerin kişisel mallarını kapsar. Bu rejim türünde eşler, ister ortak mal ister kişisel mal bütün mallara ortak olurlar.

Türk Medeni Kanunu madde 202 vd. göre; eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin uygulanması asıldır. Eşler, mal rejimi sözleşmesiyle kanunda belirlenen diğer rejimlerden birini kabul edebilirler. Mal rejimi sözleşmesi, evlenmeden önce veya sonra yapılabilir. Taraflar, istedikleri mal rejimini ancak kanunda yazılı sınırlar içinde seçebilir, kaldırabilir veya değiştirebilirler. Hukukumuzda geçerli olan kurala tüm sözleşmeler gibi mal rejimi sözleşmesi de ayırt etme gücüne sahip olan kişilerce yapılabilir. Küçükler ile kısıtlılar, yasal temsilcilerinin rızasını almak zorundadırlar. Mal rejimi sözleşmesi, noterde düzenleme veya onaylama şeklinde yapılır. Ancak, taraflar evlenme başvurusu sırasında  da hangi mal rejimini seçtiklerini yazılı olarak da bildirebilirler.

Dolayısıyla eşlerin evlendikleri tarihten itibaren edindikleri malların durumuna ilişkin düzenlenecek sözleşmeler “evlilik sözleşmesi” değil, diğer yasal koşulların da bulunması şartıyla Mal Rejimi Sözleşmesi’dir. Evlilik Sözleşmesi terimi hatalı bir kullanımdır. Zira, Mal Rejimi Sözleşmesi kanununda tanımlamış ve isimlendirmiştir.

Anlaşmalı boşanma eşlerin bir araya gelerek kendilerine çekilmez hale gelen evliliklerinin hakim eliyle sona erdirilmesi talebidir. Anlaşmalı boşanma kanunda sayılan genel boşanma sebepleri arasındadır. TMK m. 166/3 hükmüne göre “Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu halde boşanma kararı verilebilmesi için, hakimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hakim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü halinde boşanmaya hükmolunur. Bu halde tarafların ikrarlarının hakimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz.”

Genel yetki kuralına göre anlaşmalı boşanma davası için yetkili mahkeme eşlerden birinin yerleşim yeri aile mahkemesi veya eşlerin son 6 ay birlikte oturdukları yer aile mahkemesidir. Ancak yetkili mahkeme eşlerin mutabakatıyla Türkiye'nin herhangi bir yerindeki mahkeme olabilir. Anlaşmalı boşanmak için eşler, aralarında bir anlaşmalı boşanma protokolü hazırlayarak, anlaşmalı boşanma dilekçesi ile birlikte adliyelerdeki tevzi bürolarına başvurarak gerekli harçları ödemek suretiyle dava açabilirler. Bunun için yazılı anlaşmalı protokol aslının (orijinal ıslak imzalı protokol) mahkemeye sunulması gerekmektedir. Anlaşmalı boşanma protokolünün yazılı olması gerekmez; sözlü mutabakat da mümkündür. Anlaşmalı boşanma protokolünde mutabık kalınan her konu bağlayıcı sonuç doğurur. Anlaşmalı boşanma davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar taraflar anlaşmaktan vazgeçebilir ve çekişmeli boşanma davasına devam edebilirler. Anlaşmalı boşanmadan vazgeçerek çekişmeli boşanmaya dönmek, taleplerden feragat anlamına gelmez; ancak boşanma davasından feragat edilmesi halinde taleplerden feragat edilmiş olunur.

Çocukların velayetinin kime bırakılacağı, yoksulluk nafakası miktarı, iştirak nafakası miktarı, maddi tazminat miktarı, manevi ve manevi tazminat miktarı ve tüm ortak taşınır ve taşınmaz malların paylaşımı anlaşmalı boşanma protokolüyle kararlaştırılabilir. Ayrıca taraflar ihtiyari olarak boşanan kadının erkeğin soyadını kullanma; kredi borcunu ödeme, taşınmazı devretme, kira ve aidat ödeme gibi hususlarda da anlaşmaları mümkündür. Dolayısıyla anlaşmalı boşanma protokolünün, konu bakımından, mal rejimine ilişkin olan sözleşmeyi kapsadığı söylenebilir

Mal rejimi sözleşmesi ile evliliğe ilişkin bir düzenleme değil, evlilik süresince eşlerin edinmiş ya da edinecek malları üzerinde haklarını düzenlemektedir. Mal rejimi sözleşmesi, tarafların diledikleri tip ve şekilde düzenleyeceği sözleşmelerden olmamasına rağmen protokol duruşma esnasında sözlü olarak da dile getirilebilir.

Av. Begüm GÜREL & Hukuk Fakültesi Öğrencisi Gözde İKİZ