Bizde siyasi ittifaklar, ittifak içindeki partileri desteklemek, her eylemini onaylamak olarak kurgulanıyor. Bu da partilerin yararına olmayacak dahası topluma uzak bir ilişki biçimi ortaya çıkarıyor. Böyle ittifakların herhangi bir amaca hizmet etmeleri konusunda ilerlemeleri mümkün gözükmüyor.

İttifak mı iş birliği mi?  

İş birliği bir bütünün parçası olmak ve kendi payına düşeni yapmaktır. Unutmayın, gerçeği yalnız ona yüklediğimiz anlam sayesinde görürüz. 

Anlamları dışlayarak eylemde bulunmanın ne kendinize ne de başkasına yararı olur…  

Elbette herkesin nihai hedefi farklıdır.İttifakta sadece tek başına halledemeyecekleri bir soruna karşı güçler birleştirilir ama iş birliği varılacak hedefin gereğidir. 

Ülkemiz siyasetinde yaşanan bazı ittifakların iş birliği içinde gelişmediğini özellikle Millet İttifakının Cumhurbaşkanı adayını belirlemede yaşadığı belirsizliğe bakarak söyleyebiliriz. Hâlbuki asıl amaç kendi sorununuzu çözmek yerine gerçek sorunlara yoğunlaşmak olmalıdır. 

Altılı resime baktığımızda, güvene dayalı bir iş birliğinden çok al-ver ilişkisi içinde olunduğunu, ittifakın, daha yolun başında, yönü ve yol arkadaşlıkları konusunda sorunlu olduğunu görüyoruz.  

Bu sorunlar sizin gerçekliğinizdir.  

İttifak içindeki partiler kulaklarını sözcüklere kapatır ve eylemlere yoğunlaşırsa, diğerlerinin gerçek amacını daha iyi kavrarlar. 

İsim vermeye gerek yok! 

Bencil, kimliksiz, siyasetten daha fazla ne alabilirim hesabıyla hareket edenler, siyasette, ne bir deneyim ne de bir iz bırakırlar. 

Bu kişilerin üstünlük hedefi olduğu için yolculuklarında da bir vefa aramamak gerekir. 

Kendi önemlerinin başkalarının yaşamlarına yaptıkları katkılarda yattığının bilincinde olmadıkları için de sürekli hata yaparlar. 

Bu bağlamda, ittifak içindeki siyasal aktörlerin, seçmenler nezdinde istediği etkiyi yaratabilmesi için, kibirlerinden kurtulmaları, öncelikle ittifak ile toplum arasında bir iş birliği ve bağ oluşturmaları, kendilerine inandırmaları gerekiyor.  

Mevcut Millet İttifakında ise, ittifak,  liderler arasında olup tabanlarına yayılmamış durumdadır... Partililer nereye kadar liderlerinin hamlelerini benimser bilinmez. 

Sonuç olarak; Söz konusu ittifaklar, siyasal partilerin ideolojik ve kimliksel alt yapısına uygun değilse, sadece siyasi parti ve liderlerinin birtakım özelliklerini barındıracak biçimde oluşmuşsa, bir hedef göz önüne alındığında, tüm hareket ve düşünceler iş birliği içinde ilerlemiyorsa, bu ittifakla bir nihai ülkesel amacı gerçekleştirmek mümkün değildir.  

Demem o ki, Millet ittifakının ülke adına, bir hedef ve sonuç için kurulan ortaklık olmadığı ortada. İstediğiniz kadar ittifak sayınızı artırın. İşbirliğini gerçekleştiremedikten sonra ne masa hikâyeleri, ne de duygusal sözler toplumu harekete geçirmez.  

Toplumu harekete geçirecek olan içi boş kitapçıklar değil, iş birliği içinde alınan kararlar, örgütlenmeler, güven ve ülkü bilincidir. 

Bugün hala atalarımızın yaşam deneyimlerinin, mücadelelerinin meyvesini yiyoruz. Diyorlar ki, “Tarih boyunca disiplinli ordular nizamsız kalabalıkları kolaylıkla ezmiş, dağınık kitleleri kontrol altına almıştır.” 

Dolayısıyla bu türden ittifaklara çok da anlam yüklememek gerekiyor.