Bu yazıyı
Belki
Birçok defa okumuşsunuzdur…
Birde
Benim kalemimden okuyunuz…
"Konuşmamız esnasında
Ardahanlı olduğunu öğrendim Nevin Hanım’ın…
Benim nereli olduğumu sorduğunda
"Trabzonluyum" deyince,
Birdenbire yüzünün şekli değişerek, ağlamaklı oldu...
"Ne oldu acaba;
Babasına,
Kocasına ya da çok sevdiği birine
Trabzonlular
Bir şey mi yapmıştı?" diye düşünmüştüm…
Bu
İzlemimden sonra konuşmaya başladığım,
Nevin öğretmeni dinleyelim:
"Ardahan’ın bir dağ köyünde doğdum…
Bizim oralarda aileler
Kızlarını,
İlkokuldan sonra okutmazlardı…
Birkaç
Varlıklı aile hariç tabii…
Yakınımızda okul olmadığından
İlkokuldan sonra
Okumak isteyenler şehir dışına
Veya
İlçe merkezine gitmek zorunda kalıyordu...
Her iki seçenek de
Bizim gibi fakir ailelerin çocuklarına uzaktı...
Fakir bir aile olmamıza rağmen
Babam
Okumamı çok istiyordu…
Yakın bir ildeki parasız yatılı okul sınavını
Kazandığımda,
Babam, benden daha çok sevinmişti...
Tatillere gelirken
Babamın rica ettiği öğretmenlerimden biri
Bizim o tarafa giden
Bir arabaya bindiriyordu beni…
Köyümüzden
Okullar başlarken ayrılırdım…
Babamla birlikte sabaha karşı 3’te yürüyerek
Köyden,
1,5 kilometre uzaklıktaki ana yola inerdik...
Babamın
Bineceğim kamyonu seçmesi
Saatlerimizi aldığından,
Çok erkenden ayağa kalkıyorduk...
İlk başta bu beklemeler
Bana çok anlamsız geliyordu…
Ta ki
Gerçek nedenini öğrenene kadar...
Köydeki insanların yaptığı
Dedikoduları duyar,
Geceleri gizli gizli ağlardım...
Babam beni,
Yani öz kızını satıyormuş!
Böyle diyorlardı...
Bunun nedeni, babamın yol üzerinde beklerken,
Geçen her kamyonu durdurup,
Kısa bir konuşma yaptıktan sonra
Bineceğim kamyonla ilgili kararını,
Veriyor olması idi…
Bindiğim kamyonların şoförleri
Lokantada kendi yediklerinden daha fazlasını
Bana ısmarlar;
Yan koltukta uyurken
Paltolarını çıkarıp üzerime örter,
Bazen de
Çaktırmadan cebime harçlık koyarlardı…
Babamın neden
O şehre giden her arabaya beni bindirmediğini
Çok sonradan öğrendim.
Şoförlere nereli olduklarını soruyordu babam…
"Trabzonluyum"
Cevabını alana kadar da
Beni hiçbir kamyoncuya teslim etmiyordu…
Nedenini sorduğumda,
"Kızım
Trabzonlular güvenilir
Ve
Ahlaklı insanlardır;
Seni onlara teslim ettiğimde
Gözüm arkada kalmıyor..." demişti.
Okudum ve
Öğretmen oldum…
Evlendim,
Üç çocuk yetiştirdim,
Biri şu anda bursla ABD’de okuyor…
ABD’de yaşayan oğlumu yolcu ederken
Pistin ufkuna baktım
Ve
Oğlumu teslim edebileceğim bir
Trabzonlu aradı gözlerim!
Beni her türlü yokluğa
Ve
İftiraya karşı okutan babam şu anda yaşamıyor…
Nerde bir Trabzonlu görsem
Aklıma babamın,
Benim için yaptıkları,
Uğradığı iftiralar gelir ağlarım" demişti…
"Sözü bittiğinde
Nevin öğretmen dakikalarca ağladı;
O ağladı
Ben ağladım,
Ağladım ağladım..."
Nevin öğretmenin şu feryadıyla bitirelim:
"Bu ülkenin sokaklarında,
Yollarında nefes alan tüm
Trabzonlular,
Size seslenmek istiyorum;
Ardahanlı bir babanın
Bozkırın
Veya
Dağların ortasında
Sabah erkenden yolunuzu çevirip
Kızını,
Size teslim edebileceğini
Unutmadan
Yaşayın emi!"