Türkiye, hem mevcut dönemde Kovid-19 kaynaklı riski dağıtmak isteyen dünya şirketlerinin tedarik ve yatırım merkezi olmak konusunda fırsatları değerlendirirken, hem de ekonomiye ihracat kaynaklı katkılar artıyor. Yeni Ekonomi Programı (YEP) kapsamında ekonominin itici güçlerinden birinin de katma değerli üretim ve yerlileşen ürünle ihracat olacağı vurgulandı. Programın ana temalarından ‘Yeni Normal’ için özellikle yenilikçi, yüksek katma değerli, ihracata dayalı, insan odaklı ve kapsayıcı bir kalkınma modeli hedefleniyor. Bu açıdan Türkiye, ihracatını artırırken, birim başına sağladığı değeri de yükseltmeyi, pazarı çeşitlendirirken ise riskleri en aza indirmeyi amaçlıyor. İhracatçının bir süredir ‘yeni normal’i olan katma değerli ihracatın yansımaları da alınmaya başladı. Tekstilden demire, gıdadan ev eşyasına kadar pek çok alanda ihracatçılar, katma değerli üretim ve yerlileşme politikalarını anlattı.
4 kat daha değerli
Türkiye ekonomisine en fazla dış ticaret fazlası sağlayan tekstil ve hammaddeleri ile hazır giyim sektörleri, büyük bir istihdam alanı da oluşturuyor. İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçılar Birliği Başkanı Ahmet Öksüz, tekstil ve hammaddeleri sektörünün kilogram başı ihracat birim fiyatının Türkiye geneli ihracattan dört kat daha katma değerli olduğuna vurgu yaptı. Bu alanda sürdürülebilirlik çalışmalarına da dikkat çeken Öksüz, küresel rekabette başarı için Ar-Ge ve inovasyona da vurgu yaptı.
‘Marka alalım’
Öksüz, “90 yılı aşkın süredir Türkiye ekonomisinin kalkınmasında öncü rol oynuyoruz. Bunda üretimimizin çok büyük bir büyük çoğunluğunun yerli ve milli olmasının büyük bir payı var” dedi.
Sektörün dış ticaret fazlası veren ve kendi kendine yeten ihracatçı olduğunu belirten Öksüz, “Salgın döneminde birçok küresel marka veya işletmenin millileştirilmesi için sektörümüz adına büyük fırsatlar doğdu. Tekstil ve hammaddeleri sektörünün hedefi süreçte uluslararası marka veya üretim tesislerini millileştirmek. Bu çerçevede hükümetimizden, yurtdışında marka satın alımlarıyla ilgili yeni bir destek mekanizması olus¸turulmasını bekliyoruz” diye konuştu.
Tarım sanayi odağı
Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep, pandemi döneminin dünyada gıdanın önemini gösterdiği vurguladı. İthal girdilerin önüne geçilmesi için yapılacak çalışmaların önemine değinen Celep şu değerlendirmeyi yaptı:
“Mesela elimizde pamuk örneği var. Pamuk vatanı olan Türkiye, hala istediği kalitedeki ürünü ithal etme yoluna gidiyor. Artık buna bir dur demeliyiz. Sanayicinin işleyeceği kalitede pamuk üretimi için önce üretici desteklerini ele almalı, aynı zamanda eğitimleri el birliği ile sağlamalıyız. Artık bu bir gereklilik değil, zorunluluk haline gelmiştir. İhracatı en hızlı kalkındırabileceğimiz platform olarak tarım sanayiinde bunu başarmamız lazım. Bu verimliliği tabana yayarken, diğer yandan ise tüm paydaşlar bir arada marka algısı yaratmalıyız.”
Kg başına 10 dolar
İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Şenocak, deri ve deri mamulleri sektörünün katma değeri yüksek üretimin öncü sektörlerinden olarak, kg başına yaklaşık 10 dolar birim fiyatla ihracat gerçekleştirdiklerini söyledi. Türkiye’de en yüksek katma değerle ihracat yapan 4. sektör olduklarını vurgulayan Şenocak, katma değerli üretim için tasarım ve teknik kabiliyetin sürekli güçlendirildiğini ifade etti. Yeni pazar arayışlarının da olduğunu anlatan Şenocak, “En büyük ihracat pazarımız olan Avrupa Birliği ülkelerine ilk 9 ay rakamlarına göre 20 dolar/kg birim fiyatla ihracat gerçekleştiriyoruz. Güney Kore, Danimarka ve İsviçre gibi alım gücü yüksek ülkelere deri ve kürk konfeksiyon ihracat birim fiyatımız 300 dolara yaklaştı. Türkiye ortalamasının 1 dolar seviyesinde olduğu göz önünde bulundurulursa sektörümüzün katma değerli üretimdeki yeri daha iyi anlaşılacaktır” dedi.
‘İthal girdi risk oluşturuyor’
Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği Başkanı Burak Önder, sektörün ihracat birim değerinin son 10 yıllık seyrinin kg başına 3 ile 3.60 dolar arasında kaldığını belirterek şöyle dedi:
“Oysa aynı dönemde Asyalı rakiplerimiz dahi bu rakamların üzerine çıktı. Biz de pandemi öncesinde başlattığımız çalışmaları pandemi ile birlikte hızlandırarak devam ettirmeye çalışıyoruz. Sektör olarak bir yandan YEP’te belirtildiği şekilde ihracatta 2020 yılı için yüzde 5, 2021 için yüzde 6.3’lük artışları yakalamaya odaklanırken diğer taraftan da birim ihracat değerimizi ilk etapta 4 dolar/kg değerine çıkartmayı hedeflemekteyiz. Sektörümüzün ana girdi ham maddeleri yurtdışından ithal edilmekte ve bu durum ihracat oranı düşük firmalar için risk oluşturmakta.”
Mega projelerde yerli ürün
Armatür Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Turhan, yerli ürün kullanımına vurgu yaparak şunları söyledi:
“Mesela Karadeniz’de çıkarılacak milli gazın tüm aşamalarında ithal ürünler mi kullanılacak yoksa milli ürünler mi? Ya da Akkuyu Nükleer Santrali’nde kullanılacak vanalar Türk malı mı olacak? Bunlar soru işareti olmamalı veya temennide kalmamalıdır, yerli malı kesinlikle zorunluluk haline getirilmelidir. Biz Armatür, Valf, Musluk Tesisat Ekipmanları ve Vana Sanayicileri Derneği olarak devletimiz tarafından verilebilecek teşviklerle birlikte tüm çalışmalara tedarikçi olmaya hazırız.”