Çok
Klasik bir hikâyedir…
Haşarı,
Ele avuca sığmayan
Bir çocuğa,
Artık
Onun yola gelmeyeceğine inanan
Babası tarafından,
“Sen adam olmazsın,
Sen adam olmazsın” diye, 
Sürekli olarak söylenmektedir…
Buna içerlenen çocuk büyümeye başlayınca,
Çok çalışıp,
Şansı da yaver gidince,
Hızla yükselmeye başlamıştı…
Basamakları 
Hızla tırmanan adam,
Artık
Vezir olmuştu…
Yanında eğilip bükülenler,
Ağzından çıkacak
Bir söze bakıyordu…
Epey zamandır arayıp sormadığı
Babası
Ve
Uzun yıllar önce söylediği
“Sen 
Adam olmazsın” sözleri, aklına gelmişti…
Hemen
Talimatı vermişti,
“Falan yerde yaşayan
Şöyle bir adam var
Derhal,
Onu alıp huzuruma getirin” demişti…
Askerleri karşısında gören
Yaşlı adam,
Çok korkmuş
Hatta
Heyecandan neredeyse, 
Kalp sektesi geçirecekmiş…
Neyse
Olaylardan habersiz yaşlı adamı
Huzura çıkarmışlar…
Şatafatlı tahtta oturan 
Oğlunu görünce, 
Ne olduğunu anlamaya çalışıyormuş…
Oğlu
Tahtta şöyle bir yayılıp
Ayaktaki babasına seslenivermiş,
“Sen bana
Sürekli olarak adam olmazsın, diye
Söyleniyordun,
Bak vezir oldum,
Bu söylediklerin için 
Artık utanıyor musun?” diye, söylemişti…
Bir oğluna,
Birde kendine bakan yaşlı adam,
“Oğlum,
Ben sana muallim,
Müdür,
Vezir veya 
Kral olmazsın demedim ki,
Adam olamazsın dedim
Ve
Yine sözümün arkasındayım” demişti…
Peki
Bu hikâyeyi niye anlattım…
Konumuzla
Hiç alakalı değil,
Bir anda aklıma gelince
Yazımın kısa olmaması için anlattım…
Neyse
Geçelim asıl konuya…

KTÜ ‘de
59. Akademik Yılı
Açılış töreni 20 Ekim 2021 tarihinde
Saat 14.30’da,
KTÜ 
Osman Turan Kültür Merkezi’nde yapıldı…
TÜBİTAK Başkanı
Prof. Dr. Hasan Mandal’ ın da
Katıldığı tören,
Saygı duruşu ve İstiklal Marşının 
Okunması ile başlamıştı…
KTÜ ve
Trabzon kentinin 
Tanıtımı video konferans şeklinde yapıldı…
KTÜ Rektörü konuşmasında;
Farabi Hastanesinde 
Çevrimiçi randevu sistemine geçtiklerini,
Sağlık Turizmine 
Oldukça önem verdiklerini,
Birçok yeni bölüm açtıklarını
Ve
KTÜ ile
Trabzon kentini 
Bütünleştirdiklerini anlattı…
KTÜ Rektörünün
Konuşmasından sonra,
Akçaabat Halk Oyunları Topluluğu
Tarafından,
Horon oynanmaya başlandı…
Horondan sonra ise
Mikrofon başına gelen
TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal
“KTÜ’ de İlk Ders” adlı
Sunumunu yapmıştı…
Sayın Mandal konuşmasında;
“ Selçuk Bayraktar’ın babası
Özdemir Bayraktar’a 
Rahmet ve 
Minnet duyduklarını, söyledi…
Küresel olarak
Önümüzdeki 10 yıl boyunca
İnsanların,
Salgın hastalıklarla mücadele edeceğini;
İklim değişikliklerinin
Ve 
Doğal afetlerin olacağını,
İletişim ve 
Dijitalleşmenin çok gelişeceğini,
Siber güvenlik ataklarının,
Düzensiz göç,
Bilgiyi üretenle,
Bilgiyi kullananın bir araya 
Geleceğini,
Teknolojik sorunların
Ve
Aşı karşıtlarının artacağını,
Söyleyen Mandal,
TÜBİTAK olarak
Bu sorunlara çözüm üretmekle
Meşgul olduklarını söyledi…
Teknolojik gelişmelere
Sürekli olarak destek verdiklerini,
Bilgiyi üretenle,
Bilgiyi kullananı buluşturduklarını,
Yalnızca
Lisans, Yüksek Lisan ve
Doktora programlarını değil,
Daha erken yapılan
Başka projeleri de desteklediklerini,
Hocaların % 15,
Öğrencilerin ise % 60 projelerini
Desteklediklerini söyleyen
Sayın Mandal,
Girişimci ve Araştırmacıların projelerine
Her zaman açık olduklarını, söyledi…
İnsan kaynağı bakımından
Hazır olmak istiyorsak,
Var olan bilgi ile değil,
Bilimle hareket eden insanlara
İhtiyacımız olduğunu,
Tutku, heyecan,
Merak ve
Hedef olmadan bilgiye ulaşılamayacağına
Ve
Başarının gelmeyeceğini, söyledi…”
KTÜ Rektörü
Sayın Mandal’ a plaket vererek,
Tören bitirildi…

Ancak
Asıl önemli konu da 
Ondan sonra başlamış oldu…
Biliyorsunuz
Memur Sen Genel Başkanı gelmiş,
Sorularımla,
Onu epey terletmiştim…
Bu son programdan sonra
KTÜ 
Güvenlik müdürü tarafından,
Bir şeyler danışmak için
Dışarıya çıkarıldım 
Ve  
Bir daha programa sokulmadım…
“Yasakları bitireceğim” iddiası ile
Ataması yapılanlar,
En büyük yasakçı konuma geliyorsa,
Orada
Büyük sorun vardır…
TÜBİTAK Başkanı değil,
Cumhurbaşkanı gelmiş olsa,
Bu yasakçı zihniyetle, ne olur?
TÜBİTAK Başkanının anlattıkları
Havada kalmaz mı?
Bir tarafta
Teknoloji için 
Uğraşan bir kurumun başkanı,
Diğer tarafta
Yasakçı bir kurumun 
Başındaki kişi,
Programda bir araya geliyor…
Bana da
Yalnızca olayları aktarmak düşer,
Yanlışsız 
Ve 
Abartısız bir şekilde…