Şampiyonlar Ligi’nin önemli bir organizasyon olduğunu belirten Şenol Güneş, "UEFA Şampiyonlar Ligi, hem futbol olarak hem de insan olarak dünyaya açılan bir pencere" dedi. Güneş, finalin İstanbul’da oynanmasının, ülke olarak dünya pazar payındaki yerini de arttıracağını söyledi.
A Milli Takım Teknik Direktörü Şenol Güneş, 29 Mayıs’ta İstanbul’da oynanacak olan Şampiyonlar Ligi finali öncesi açıklamalarda bulundu. Şampiyonlar Ligi’nin kulüpler düzeyindeki futbolun en üst seviyedeki mücadelesi olduğunu belirten Güneş, "Futbol adına kalitenin zirvelere çıktığı, futbol beğenisinin arttığı ve hem maddi hem de seyirci açısından daha çok katılımın olduğu bir turnuvadır. Dolayısıyla böylesine bir turnuvada yer almak önemlidir. Maalesef Türkiye olarak UEFA Şampiyonlar Ligi’nin grup aşamasına sadece tek takımla doğrudan katılabiliyoruz. Tek takımla katılmamızın yanında gruplardan sonra bir üst tura da katılmakta zorluk çekiyoruz ve seyirci konumuna geçiyoruz. En azından izlemeyi en iyi şekilde yapmak gerekiyor. İki sene önce UEFA çatısı altındaki maçlardan UEFA Süper Kupa Türkiye’de Beşiktaş’ın sahasında oynanmıştı. Şimdi de UEFA Şampiyonlar Ligi finali Atatürk Olimpiyat Stadı’nda oynanacak. Federasyon oldukça büyük bir hazırlık yaptı. Umarım UEFA Şampiyonlar Ligi finalinde en güzel maç ortaya çıkar diye bekliyorum" dedi.
"Şampiyonlar Ligi dünyaya açılan bir pencere"
Şampiyonlar Ligi’nde mücadele etmenin ülke futboluna katkısını değerlendiren tecrübeli çalıştırıcı, "Bir kere Şampiyonlar Ligi’nde yer almak çok büyük bir olay. Örneğin o dönem Beşiktaş’ın katılımı sadece Beşiktaş’a yaramadı. Ben dışarıdan menajerlerin Türkiye’ye bakışının çok değiştiğini düşünüyorum. Biz maalesef menajerlik konusunda zayıf bir ülkeyiz. Mesela Hırvatistan’da bu konu önemlidir; menajerleri iyi çalışır. Portekiz de yine hem oyuncu üretiminde hem de oyuncu alıp satımında başarılı bir ülke. Türkiye’de bu konu ancak saha sonuçlarıyla ve kendimizi göstermeyle gerçekleşebilir. Örneğin, milli takımımızın oynadığı oyun ve aldığı saha sonuçları, Beşiktaş’ın UEFA Şampiyonlar Ligi’ndeki başarısı, Fenerbahçe’nin UEFA Avrupa Ligi’nde yarı finale yükselmesi, Trabzonspor’un Avrupa’da elde ettiği başarılı sonuçlar, öncesinde de Galatasaray’ın 2000’li yıllarda kazandığı UEFA Kupası şampiyonluğu... Bu başarılar gözlerin Türkiye’ye çevrilmesini sağlıyor. Takımlarımızın Avrupa’daki başarısı Türk futbolunun pazarını büyütüyor. Birçok oyuncumuzun gidişini de yine buna bağlıyorum. İnsanlar oyuncularımızın yurt dışına gidişini yabancı sayısına bağlıyorlar. Ama aslında Türk oyuncular modern futbolu futbol adına en iyi şekilde oynayabileceklerine inandıkları ve insanların yalnızca üst sıralarda yarışan takımları değil daha altındaki takımları da çok takip etmeye başladıkları için gidiyorlar. Yeter ki onlara şans verilsin. Geçmişte Galatasaray’da ve Beşiktaş’ta bunun temelinin atıldığını düşünüyorum. Onun için Avrupa’ya çıkan takımlarımızın “lig önemli” deyip bunu ikinci plana atmaması gerekir. Sadece sportif bir sonuç aramıyorsunuz aynı zamanda oyuncularınızı, futbolunuzu ve ülkenizi temsil ediyorsunuz. UEFA Şampiyonlar Ligi, hem futbol olarak hem de insan olarak dünyaya açılan bir pencere" diye konuştu.
"Türkiye’nin bir tecrübesi var"
29 Mayıs’ta İstanbul’da oynanacak finali değerlendiren Güneş, "Çok büyük bir organizasyon olduğunu kabul etmek lazım. Daha önce de yaptık, Türkiye’nin bir tecrübesi var. Federasyonumuz sağ olsun, bu konularda öncülük de yapıyor. Aslında büyük de bir bedel ödüyor, final için Olimpiyat Stadı’nda büyük hazırlıklar yapılıyor; stadyum ve altyapı yenilenip eksikler gideriliyor. Ülkenin imajı açısından, dünyanın her tarafından gelecek olan futbolseverlere iyi bir sunum yapılması gerekiyor. Taraftarların geldikleri zaman burada alışverişinden gezmesine turizm açısından da katkı yapabilmesi ve iyi bir izlenimle ayrılması için onları iyi ağırlamamız gerekiyor. Kulüpler bazında Avrupa’da oynanan bu turnuva, diğer kıtalarda oynanan şampiyonalara nazaran daha tepede yer alır. Dünya’nın en iyi oyuncularının izleneceği bir maç olacaktır. Böyle organizasyonlar aynı zamanda sosyal ve ekonomik tanıtım organizasyonlarıdır. İstanbul, dünyanın en büyük ve güzel şehirlerinden bir tanesi ve gelecek olan taraftarların maça gelmesi kadar maçtan önce Türkiye’de kalıp gezmesi ve İstanbul hakkında pozitif imaj edinmesi de çok önemli. Biz bu yapılanmayı yaptıkça itibarımızı yükseltip dünyadaki pazar payımızı arttıracağımızı düşünüyorum. Buraya gelip burayı görenlerin şehrimizi severek tekrar gelmesini sağlamaya dönük çalışmalar yapmak gerekir. Turizmin ekonomimize katkısını biliyoruz. Biz Antalya’yı, Bodrum’u, Marmaris’i veya İzmir’i düşünürken aynı şekilde İstanbul’u da düşünmeli ve turizm merkezi yapmalıyız. Ticaret ve spor kavramları iç içe olmalı" dedi.
"Yüzde 100’müzü vererek oynamıştık"
Beşiktaş’ı çalıştırdığı dönemde Şampiyonlar Ligi serüveni hakkında konuşan Güneş, "Tabii ki bir heyecanı var, zaten ülkeni temsil ediyorsun. Sadece UEFA Şampiyonlar Ligi’nde değil Avrupa’da, dünyada yarışıyorsanız en iyisini yapmalı ve iddialı olmasınız. Bunu başaracağınızı göstermelisiniz. Önce kendinize inanmanız gerekiyor sonrasında yarışa çıkmanız lazım. Böyle önemli bir organizasyonda hem oyuncu olarak hem kulüp olarak bulunduğunuz zaman yürekten, içten ve yüzde 100’ünüzü vererek oynamanız lazım. Beşiktaş’ta bunu yaptığımızı düşünüyorum. Biz katıldığımızda o heyecan çok iyiydi ve kendimize güvenimiz vardı. Oynadığımız oyun sonuçlara da yansıdı. Denk görünen gruptan birinci olarak çıktık. Bayern Münih ile üst turda oynadığımız maçta da 10 kişi kalana ve ilk golü yiyene kadar aslında iyiydik. Bizim oyun yapımıza uygun oynadık. Takım yapılanmasındaki ekonomik gücümüz bize göre yeterli olmasına rağmen Bayern Münih’e nazaran eksikti ve rakibe göre güçsüz kaldık. Yediğimiz gollerden sonra turnuvadan elendik. Başından itibaren coşkusuyla, heyecanıyla, katılımıyla, oynanan futboluyla ve seyircisiyle müthiş bir atmosfer vardı. Çok güzel organize edilmiş bir turnuvaydı ve katılan takımların hepsi de güçlüydü" ifadelerini kullandı.