Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu.
Son zamanlarda spekülatif anket oranları paylaşanlar olduğunu belirten MHP Genel Başkanı Bahçeli, “İkazen söylüyorum, Milliyetçi Hareket Partisi yüzdelere sığmaz, oranlara sıkışmaz, barajlarla sınırlanamaz. Türklüğün baraja takılacağını ileri sürenler akıl dağılması yaşayan, aidiyet ve ahlak buhranı geçiren münafıklar korosu, müstevli kalıntılarıdır. Devamlı servis edilen ve sistematik hale gelen algı operasyonlarıyla kamuoyu nezdinde partimizin eridiğini, gerilediğini, inişe geçtiğini yazan, çizen ve açıklayan kokuşmuş araştırma şirketleri, alayınıza soruyorum, siz anketleri yaparken CHP Genel Merkezi’nde mi dolaşıyorsunuz? Yoksa Kandil’de mi geziyorsunuz? Biliyoruz ki, güvenirliği sıfırlamış anketlerin, ahlaken iflas etmiş anketçilerin Milliyetçi Hareket Partisi’nin hakkını teslim etmeleri eşyanın tabiatına aykırı bir hezeyandır. Vaki MHP düşmanlığı şeytani emellerin sipariş verdiği bir düşmanlıktır. MHP’ye düşmanlık Türkiye’ye karşı açılmış ihanet ve melanet cephesinin tahkimidir. Bizim bu kirli tahkimat karşısında yegane direncimiz imanımız, irademiz ve millet sevdamızdır. Bu vesileyle lejyoner anketçilere, onlara ümit bağlayan siyasi işbirlikçilerine diyorum ki, bizim ölümüz bile sizin dirinizi, sizin hepinizi, sizin topunuzu yerle yeksan etmeye çok şükür yetecektir. Şimdiden haberiniz olsun, 2023 Haziran ayında sokağa çıkacak yüzünüz dahi olmayacaktır” ifadelerini kullandı.
“Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşta bunu çok açık görmek mümkündür”
Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın bir çok medya organında propaganda aracı olarak kullanıldığını vurgulayan Bahçeli, “Öyle bir dönemdeyiz ki, kara propagandalar çatışmaların önündedir, savaşların yönünü tayin edecek düzeydedir. Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşta bunu çok açık görmek mümkündür. Hibrit savaş diye bilinen yeni savaş konseptinde, konvansiyonel harekâtın yanı sıra, algı yönetimleri, yalan haberler, siber müdahaleler, ekonomik manipülasyonlar, medya operasyonları, muhasım gücün mukavemetini kırıcı diğer araçların tümü devreye alınmaktadır” açıklamalarında bulundu.
“Her açıdan incelenmeye, önü ve arkası irdelenmeye muhtaç bir meseledir”
Son günlerde Ukrayna’nın Buça şehrinde ortaya çıkan, elleri arkadan bağlanarak infaz edilmiş sivil cesetlerin bir infiale yol açtığını, ancak itidalli hareket etmenin daha akılcı olacağını vurgulayan Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Bahçeli şunları kaydetti:
“Son günlerde Ukrayna’nın Buça şehrinde yaşandığı iddia edilen sivil ve masum insanların katledilmesiyle ilgili haberlerin sağanak halinde gündeme yansıması her açıdan incelenmeye, önü ve arkası irdelenmeye muhtaç bir meseledir. Buça’daki bir kilisenin bahçesinde ortaya çıkarıldığı söylenen toplu mezarda 410 sivilin cansız bedenine ulaşıldığı ve bunun Rusya tarafından işlenmiş bir savaş suçu, hatta katliam olduğu ifade edilmiştir. Teşhiri yapılan toplu mezar ve diğer vahşet manzaraları beklendiği üzere dünya kamuoyunda büyük ses getirmiş, ciddi tepkilere neden olmuştur. Ayrıca elleri arkadan bağlanarak ve yakın mesafeden ateş edilmek suretiyle katledilen sivillerin paylaşılan görüntüleri ilk bakışta insanlık vicdanında infiale yol açmıştır. Rus askeri birliklerinin çekilmesinden 4 gün sonra karşılaşılan trajik ve yürek yaralayıcı sahnelerin düzmece bir olay mı veya gerçekten bir katliam mı olduğu henüz açıklığa kavuşmamıştır. Biz, hiç kimsenin sefil propagandasına yataklık yapamayız, refakat edemeyiz, bu kapsamda ilerletilen kara kampanyalara, nifakla pekişmiş psikolojik harekatlara alet olamayız. Şuurlu ve uyanık hareket etmek önümüzdeki sis bulutunun içinde güvenli yol bulmamızı temin edecektir.”
“İhtimalen ve ihtiyatlı şekilde söylersek, savaşın bitmesine tahammülü olmayan ülkeler iğrenç bir senaryoya bel bağlamışlardı”
Buça’da ortaya çıkan görüntülerin derinlemesine araştırılması gerektiğinin altını çizen MHP Genel Başkanı Bahçeli, “Burada asıl can alıcı husus, derinlemesine kazınması gereken püf nokta, Rusya ile Ukrayna arasında yeşeren ateşkes ve barış görüşmelerinin istikrarla mesafe aldığı bir zaman aralığında, sivil katliamların dünya kamuoyuna birden bire ve bomba gibi düşmesidir. Rusya Federasyonu yönetimi Buça’daki katliam iddialarının kurgu ve yalan olduğunu açıklamış, beklendiği üzere tekzip etmiştir. Ancak ABD’den Fransa’ya, AB’den NATO’ya kadar niyeti bildik ve tanıdık ülke ve kuruluşlar Buça’da savaş suçu işlendiğini alelacele duyurmuşlardır. İhtimalen ve ihtiyatlı şekilde söylersek, savaşın bitmesine tahammülü olmayan ülkeler iğrenç bir senaryoya bel bağlamışlardır. Savaş ve çatışmalar sırasında yalan ve saptırılmış haberlere maalesef sürekli ihtiyaç hissedilmiştir” şeklinde konuştu.
“Sivil ve masum insanların katlini hiçbir bahane haklı gösteremez”
Irak’ın Kuveyt işgali esnasında, kuyulardan sızan petrole bulandığı açıklanan karabatakların her gün medyada deşifre edildiğini hatırlatan Bahçeli şunları kaydetti:
“Irak ordusunun petrol kuyularını bombalayarak ekolojik ve çevre yıkımına yol açtığı devamlı gündemde tutulmuştu. Halbuki sonraki yıllarda, petrole bulanmış karabatak fotoğraflarının Kuveyt’te değil, Fransa sahillerinde çekildiği anlaşılmış, gerçekler gecikmeyle de olsa yalanları silip atmıştı. Şayet dikkatli ve temkinli olmazsak, medya ve kurulmuş propaganda düzenekleri mazlumu cani, caniyi de mazlum lanse edecek kadar ölçüyü kaçırabilecektir. Buça’da gerçekten de bir sivil katliamın yapılıp yapılmadığına ilişkin bir görüş bildirmemiz, bir kanaat paylaşmamız şu anda oldukça güçtür. Elbette katliam varsa, bu kanlı hadise herhangi bir şaibeye ve soru işaretine açık kapı bırakmadan tespit edilmişse, sorumlularından en ağır şekilde hesap sorulması insanlık görevi, evrensel adalet ve hukuk kuralıdır. Sivil ve masum insanların katlini hiçbir bahane haklı gösteremez. Suçsuz ve günahsız insanların ölümüne hiçbir vicdan sessiz kalamaz. Ne var ki bize dayatılan ve teyit edilmemiş fotoğraf ve haberlerle kesin yargıya varmak peşin hükümlülüktür.”
“Türkiye barışın yanında, barışsever adım ve atılımların arkasındadır”
Rusya ile Ukrayna arasında süregelen müzakerelerin kesilmesini isteyenler olduğuna dikkat çeken Bahçeli, “Türkiye’nin kolaylaştırıcı diplomasi hamlelerinden, bölgesel ve küresel profilindeki yükselişinden, savaşan iki ülkeyle de doğrudan doğruya konuşabilme kabiliyetinden rahatsız olan bozguncular vardır ve bellidir. Özellikle geçtiğimiz hafta İstanbul Dolmabahçe Cumhurbaşkanlığı Çalışma Ofisi’nde Rusya ve Ukrayna temsilcilerinin Türkiye’nin arabuluculuğunda bir araya gelmeleri, doğrusunu isterseniz pek çok ülkeyi ürkütmüş, telaşlandırmıştır. Bize göre, katliam iddialarının İstanbul’da kurulan müzakere masasından sonra gündeme taşınması ya bir tesadüf ya da kahredici bir tezgâhtır. Yaygınlaşan komplolara rağmen, Türkiye barışın yanında, barışsever adım ve atılımların arkasındadır. Bu yol çetin bir yoldur, fakat vicdanın, mutabakatın, anlaşmanın, huzurun ve adaletin yolu olduğu da hepimizin malumudur” açıklamasında bulundu.
“Dünya üzerinde savaşın durmasına, silahların susmasına, masumların hayatta kalmasına Türkiye’den başka samimiyetle hizmet eden ikinci bir ülke, ikinci bir devlet yok”
Ukrayna ile Rusya arasındaki savaşta diplomatik yolar ile savaşın durmasına dair samimiyet ile mücadele eden tek ülkenin Türkiye olduğuna dikkat çeken Bahçeli, “Dünya üzerinde savaşın durmasına, silahların susmasına, masumların hayatta kalmasına Türkiye’den başka samimiyetle hizmet eden ikinci bir ülke, ikinci bir devlet yoktur, şu ana kadar da görülmemiştir. Kimin kiminle yürüdüğünü, nasıl bir planlama içinde olduğunu, gelişmelerin ilerleyiş yönünü bilen, gören, değerlendiren bir akla sahibiz. PKK/YPG’ye 2023 bütçesinde yüz milyonlarca dolar para ayıran, müttefiklik hukukunu çiğneyen ABD’nin maksatlı tazyik ve telkinlerine nasıl itibar edelim? Ellerinde hançerle devamlı rehavet anımızı kollayan, punduna getirdiklerinde yapmayacakları kötülük bulunmayan sözde dostlarımıza nasıl güven duyalım? Onların kara propagandalarına neden kulak verelim” dedi.
“Putin ile Zelenski’nin İstanbul ya da Ankara’da bir araya gelip birbirlerine el uzatmaları, ezcümle bu savaşa son vermeleri mutlak beklentimizdir”
Rusya Federasyonu Lideri Putin ile Ukrayna Lideri Zelenski’nin Türkiye’de kurulacak müzakere masasında bir araya gelerek barış imzalamalarının atılmasını temenni ettiklerini vurgulayan Bahçeli, “Buça hadisesinden sonra müzakerelerin nasıl sürdürüleceği, bunun hangi formatta olacağı kısa sürede anlaşılacaktır. Bizim arzu ve arayışımız bellidir. Putin ile Zelenski’nin İstanbul ya da Ankara’da bir araya gelip birbirlerine el uzatmaları, ezcümle bu savaşa son vermeleri mutlak beklentimizdir. Bu savaşın kaybedeni öncelikle Ukrayna, sonra da Rusya ve bu ülkelerin halklarıdır. Kimin ya da kimlerin stratejik kazançlar elde ettiği artık gizlenemez boyutlardadır. Ülkemiz barışın filizlenmesi için mücadele ederken, hem kendi güvenliğini, hem de dünya güvenliğini muhafaza için çabalamaktadır” açıklamasında bulundu.
“Stratejik Pusula isimli belgenin ülkemizi hedef alan kısımları ikiyüzlülük, çifte standartlık ve ayıplıdır”
Avrupa Birliği’nin savunma ve güvenlik alanında gelişmesi ve karar almasında operasyonel rehber niteliği taşıyacak “Stratejik Pusula” isimli belgenin, Dış İlişkiler Konseyi’nde 21 Mart 2022 tarihinde onaylandığını hatırlatan Bahçeli şunları kaydetti:
“Stratejik Pusula isimli belgenin ülkemizi hedef alan kısımları ikiyüzlülük, çifte standartlık ve ayıplıdır. Türkiye’nin ve Kıbrıs Türklüğü’nün Doğu Akdeniz’deki haklarını yok sayan, uluslararası hukuka müzahir çalışmalarımızı kışkırtıcı olarak değerlendiren AB’nin, Rum tezlerine ve Yunan emellerine tutsak düştüğü açıktır. Bahse konu belge stratejik değil statükocu, pusula değil ikircikli politikaların putlaştırılmasıdır. Türkiye’nin NATO üyesi olması hiç dikkate alınmamıştır. AB ile ilişkiler hiç göz önünde tutulmamıştır.”
“Allah’ın izniyle bunların hepsi geçicidir”
Covid-19 sonrasında başlayan küresel ekonomik krizin sürdüğünü vurgulayan Bahçeli konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Bugünkü şartlarda enflasyon artmış olabilir, hayat pahalılığından şikayet ve sızlanmalar da görülebilir, ama Allah’ın izniyle bunların hepsi geçicidir. Daha huzurlu, daha güvenli, daha müreffeh günlere ulaşabilmek için sabırla, sağduyuyla ve metanetle tarihi yolculuğumuza devamdan başka seçeneğimiz yoktur. Covid-19’un yaraları henüz sarılmamıştır. Salgının neden olduğu tıkanmalar henüz açılmamıştır. Dünya çapında makroekonomik dengeleri istikrarlı hiçbir ülke, hiçbir devlet de yoktur. Beşeriyete musallat olan hastalık bütün beklentileri bozmuş, bütün dengeleri sarsmış, bütün hedefleri kesintiye uğratmıştır. Çünkü insan ve toplum sağlığının müdafaası için her devlet imkanları nispetinde seferber olmuş, kaynaklar bu uğurda harcanmıştır. Salgın geçti geçiyor derken, 24 Şubat’tan itibaren Rusya ile Ukrayna’nın savaşı enerji ve gıda güvenliğini zedelemiş, bundan mütevellit zincirleme sorunlar bütün coğrafyaları sarmıştır. Objektif bir şekilde diyebiliriz ki, ülkemiz ve tüm dünya benzerine çok az rastlanan bir sınavdan geçmektedir. Bunu görmeden, buna dikkat etmeden, Türkiye ekonomisiyle ilgili felaket tamtamları çalmak; bittik, tükendik, iflas ettik, perişan olduk masalları anlatmak sorumlu bir tavrın alameti olarak değerlendirilemez. Hiç kimsenin mağdur olmasını istemeyiz. Hiç kimsenin aç ve açıkta kalmasına göz yumamayız. Allah nimetin kefilidir, bugün elimizde yoksa, yarın olacağına inanırız. Ancak pirenin deve yapılmasına, bir kaşık suda fırtınalar koparılmasına asla duyarsız, asla ilgisiz kalmayız, kalamayız.”
“KDV indirimlerine rağmen hala fiyat etiketlerini indirmeyenler insafsızlığın ve izansızlığın pençesindedir”
Devletin vergiden feragat etmesine rağmen fiyat etiketlerine yansımayan indirimlere de değinen Bahçeli, “KDV indirimlerine rağmen hala fiyat etiketlerini indirmeyenler insafsızlığın ve izansızlığın pençesindedir. Stokçuluk kanalıyla cebini ve cüzdanını düşünenler ülkesine ve milletine nankörlük ve namertlik yapan fırsatçılardır. Bizim fırsatçılığı, karaborsacılığı geçim kapısı görenler değil faziletli duruşa ve basirete sahip olanlar baş tacımızdır. Çıkan enflasyon elbirliğiyle indirilecektir, dün yaptık, gene yaparız. Hayat pahalılığının üstesinden milli birlik ve dayanışma ruhuyla geliriz. CHP’nin, İP’in ve diğer güdümlü zillet partilerinin küresel ekonomideki sarsıntıların Türkiye’ye yansımasından rant devşirme gayesi ve bunu istismar etme hırsları hastalıklı bir siyasettir. Türk milleti hangi geceyi görmüştür de sabahına çıkamamıştır? Türkiye hangi sorunlara muhatap olmuştur da bunu çözme feraseti sergileyememiştir” açıklamasında bulundu.
“Cumhurun iradesinden asla kaçamayacaksınız”
Millet İttifakı’nda yer alan partilerin HDP ile eşgüdümlü hareket ettiğine vurgu yapan Bahçeli şunları kaydetti:
“Bu zillet taifesine sesleniyorum, kalpak da taksanız, fistan da giyseniz, masaya da otursanız sizi bekleyen akıbetten, sizin yolunuzu gözleyen mağlubiyetten kurtulamayacaksınız. Cumhurun iradesinden asla kaçamayacaksınız. CHP’si, İP’i, HDP’si ve alayı birden Sorosçu Kavala’yla yatıp kalkıyorlar, terörist Demirtaş’ı cezaevinden çıkarmayı planlıyorlar. Teröristi serbest bırakacağız diyen Kılıçdaroğlu, sorarım sana, gazileri içeri mi tıkacaksın? Şehitlerimizin kemiklerini mi sızlatacaksın? Terörle mücadeleyi mi keseceksin? Türkiye’yi peşinde sürüklendiğin küresel siyaset ve cinayet baronlarına peşkeş mi çekeceksin? Sayın Kılıçdaroğlu, sen aslında çift kişiliksin, birincisi karanlıkta uyanık, ikincisi de aydınlıkta gafilsin. CHP, HDP ile can ciğer kuzu sarması, aynı yumurta ikizidir. Terörist Demirtaş bunların ortak paydasıdır. Ne tuhaftır ki, İP’in başkanı da terörist Demirtaş ile Sorosçu Kavala’nın hukuki süreçlerini şaibeli olarak görüyormuş. Bir teröristin, bir ajanın cezaevinde olmasını, dolambaçlı yollarla adalet ve hukukun olmadığına yormuş. Dokunulmazlığı kaldırılan HDP’li bir milletvekilinin yasa dışı yollardan Suriye’ye geçtiği, terörist arkadaşlarına sığındığı, buna da hiç kimseden ses çıkmadığı anlaşılmaktadır. CHP kuzuların sessizliğine gömülmüştür. İP deseniz, o zaten üç maymunu oynamakla meşguldür.”