Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi’nde gerçekleşen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda konuştu.
Toplantının hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, "Türkiye'nin son 20 yıldaki 16’ncı genel seçimi olacak 2023 Haziran’ına hazırlanırken üyelerimizle irtibatımızı güçlendirmeye önem vermeliyiz. Her fırsatta altını çizerek tekrarladığım gibi 2023 bizim için hazine değerinde bir dönemdir. Ülkemizdeki muhalefet icraatta tembel, vatandaşlarımızla ilişkisinde riyakardır. Onlar sadece seçimden seçime vatandaşımıza gider tiyatro müsameresi havasında oy ister. Sonra da bir daha dönüp arkalarına bakmazlar. Meydanlarda verdikleri sözlerin hiçbirini göreve gelince hatırlamazlar. Hatırlatanlara da saldırırlar. Biz ise yılın 365 günü insanımızla iç içeyiz. Böyle olmak mecburiyetindeyiz. Biz siyaseti milletimiz için yapıyor milletimizle birlikte yürütüyoruz" dedi.
İl başkanlarına seslenen Erdoğan, "Siyaset kapısı hacet kapısıdır. Derdi, sıkıntısı talebi ve teklifi olan herkesin ilk çalacağı kapının AK Parti teşkilatı olmasından daha tabi bir şey yoktur. Elbette her talebi karşılamak mümkün değildir. Derdine çözüm bulunabilecek vatandaşımızın sıkıntısını gidermek zaten boynumuzun borcudur. Bunun mümkün olmadığı durumda ise talep sahibi vatandaşımıza durumu izah ederek onun gönlünü almak, irtibatını sürdürmesini sağlamak da en başta gelen görevimizdir. AK Parti teşkilatında görev üstlenen hiç kimsenin meseleye bunun dışında bir bakış açısıyla, edayla, üslupla yaklaşması bizim açımızdan kabul edilir bir durum değildir. Biz teşkilatlılarımıza her zaman kibri, büyüklenmeyi, hizipçiliği, nobranlığı sokmamış olmakla övünen bir partiyiz. Genel başkanından mahalle sorumlusuna kadar AK Parti’yi temsil eden hiç kimsenin davamızın bu vasfına zarar vermeye hakkı yoktur. Vaktimiz sınırlı olabilir, kişisel sıkıntılarımız olabilir her ne olursa olsun önceliğimizi vatandaşlarımızın gönlünü kazanmaya vereceğiz. Bunu başaramıyorsak o görev yerlerini boşuna işgal etmeyeceğiz. Bu kapı sadece siyaset kapısı değildir. Bu kapı çok daha büyük bir kültür, medeniyet, inanç davasının günümüzdeki temsilcisidir. Yaptığımız hata, yol açtığımız kayıp, sadece şahsımızı değil asırlara sarih bayrak yarışında nöbetçisi olduğumuz davamızı da etkiler" diye konuştu.
2022 senesinin AK Parti'nin kuruluşunun 21'inci yılı, iktidara gelişlerinin 20'nci yılı olduğunu söyleyen Erdoğan, "Partimizin son 10 yılındaki en önemli hedefinin sembolü olarak 2023'ü belirtmiştik. Bir yıl sonra bugünlerde inşallah 2023’e nasıl ulaştığımızı, 2023 seçimlerini nasıl organize edeceğimizi konuşacağız. Geçtiğimiz hafta MKYK toplantımız açılışımızda ifade etmiştik. Hiç şüphesiz yaşadığımız coğrafyada bin yıldır, her günümüz, her ayımız, her yılımız zorlu bir mücadele ile geçmiştir. Bu süreçte kimi zaman kritik yol ayrımıyla karşı karşıya geldiğimiz de olmuştur. Yaşadığımız şu dönemin kritik önemde olduğuna inanıyorum. Artık bir asrın eşiğine geldiğimiz Cumhuriyetimiz döneminde defalarca karşılaştığımız, defalarca yaşadığımız bir senaryo tekrar üzerimizde denenmek isteniyor.
Hiç uzağa gitmeye gerek yok sadece geçtiğimiz 8-9 yılda yaşananlara baktığımızda bu gerçeği görebiliriz. AK Parti'nin milletimize en büyük hizmeti demokraside ve kalkınma altyapısında ülkemize sağladığı kazanımlar yanında işte bu oyuna meydan okumuş olmasıdır. Gönül coğrafyamızın dört bir yanındaki vatandaşlarımızın samimi duasına nail olmayı bu mücadeleyi verme cesareti sergilemeye ve başarmaya borçluyuz. Türkiye, tüm mazlumlara ve mağdurlara kendi iradeleri ve gayretleri ile hak ve özgürlüklerine en ileri standartlarda kavuşabileceklerini, kalkınma hamlelerini neticelendirebileceklerini göstermiştir" dedi.
"Üstelik bu kadarla da kalmadık. Şimdi çok daha büyük bir atılımın içine girdik" diyen Erdoğan, "Artık Türkiye’yi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirecek adımları atıyoruz. İlk defa 2011 yılında Türkiye hazır, hedef 2023 diyerek ilan ettiğimizden beri yaşanan her hadisenin gerisinde işte bu kavga vardır. Gezi olaylarından 17-25 Aralık'a, çukur eylemlerinden 15 Temmuz’a kadar her saldırı aynı gaye ile tertip edilmiştir. Bugüne kadar bizi yolumuzdan döndürmeye muvaffak olamadılar. Elbette sıkıntılar yaşadık, bedeller ödedik büyük ve güçlü Türkiye trenini rayında ve rotasında tutmayı başardık. Dünya salgınla başlayan sağlık krizi ve ekonomik krizle sarsılırken Türkiye hedefine özellikle doğru yürüyüşünü hızlandırmıştır. Ekonomi yönetimi önceliğimizi yatırım, istihdam, üretim, ihracat, cari fazla odaklı büyüme olarak belirledik. İhracatta 2021’i açıkladık. Küsurata girmeyeyim 225 milyar dolar üzerinde tamamlamamız doğru yolda ilerlediğimizin ta kendisidir. Ülkemizin dört bir yanındaki organize sanayi bölgelerinde harıl harıl kapasiteler artırılıyor, fabrikalar büyütülüyor. Gaziantep’te 5 organize sanayi bölgesi var 6’ncıyı yapıyorlar. Bu millet çalışıyor, sanayicisi çalışıyor ama ana muhalefet yavruları ile beraber bu çalışmaları görmüyor. Yeni yatırımlar yapılıyor" dedi.
Salgın öncesine göre istihdamın 2 milyon kişi artırıldığını bildiren Erdoğan, çiftçilerle bir müjdeyi paylaşarak şunları söyledi:
"Bu vesile ile hazineye ait tarım arazilerini kira ile kullanan çiftçilerimize bir müjde verelim. Hazineye ait tarım arazilerini kullanan çiftçilerimizin bu yerleri ecrimisil bedellerinin yarısına kiralayabilmelerini zaten sağlamıştık böylece ülke çapında 595 milyon metrekare hazine arazimizi 55 bin çiftçimiz tarafından ekilip biçilmeye başlanmıştır. Bu çiftçilerimizin tarımsal desteklerden faydalanabilmelerini temin etmiştik. Şimdi yeni bir kararla 55 bin çiftçilerimizin kira sözleşmelerinin yıllık artış bedelini yüzde 22’den yüzde 9’a indiriyoruz. Bu uygulamadan yeni hazine arazisi kiralayacak çiftlilerimiz de yararlanabilecektir. Her alanda milletimizin yanında olduğumuzu gösteriyoruz, göstermeyi sürdüreceğiz. Bununla birlikte sıkıntılar yaşamıyor değiliz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Döviz kurundaki aşırı dalgalanma ve fiyatlardaki aşırı yükseliş gibi tatsız hadiseleri bu yolda önümüze çıkan dikenler çakıllar olarak görüyoruz. Milletçe canımızı acıtsa da bunları kısa sürede geri bırakacak ve ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına mutlaka dahil edeceğiz. Açıkladığımız tedbir paketiyle döviz kuru üzerindeki köpüğü hızla almıştık. Enflasyon üzerindeki köpüğü süratle alarak ülkemizi hak etmediği bu görüntüden kurtaracağız. Vatandaşlarımızı ne döviz kurundaki dalgalanmanın ne fahiş fiyat artışlarının yükü altında bırakmamakta kararlıyız. Yeni ekonomi programımızda istihdamımızı önceliklerimizi en başında koymamızın sebebi insanlarımızın aşına ve işine halel getirmemektir. Asgari ücretten memur ve emekli maaşlarındaki artışa kadar her konuda bu anlayışı gözettik, hayata geçirdik. İnşallah en zoru geride bıraktık. Bundan sonra emeklerimizin karşılığını alma, milletimize hedeflerimize adım adım yaklaştığımızın gösterme vaktidir" ifadelerini kullandı.
Salondakilere seslenen Erdoğan, "Göreviniz vatandaşlarımıza daha çok ulaşmanız, yaptıklarımızı, yapacaklarımızı onlara daha sık anlatmaktır. Ülkemize kazandırdığımız eser ve hizmetleri bıkmadan usanmadan anlatmayı lütfen sürdürün. Türkiye'nin maruz kaldığı saldırıları ve bunların gerisindeki niyetleri her fırsatta ifade ediyoruz. Muhalefet diye karşımıza çıkartılan yamalı bohçanın kifayetsizliğini ve tutarsızlığını örnekleriyle gösterin. Ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisi yapma kararlılığımızı ve bu çerçevede uyguladığımız politikaların doğruluğunu samimiyetle savunun. Türkiye 2023 hedeflerine ulaştığında milletimizin elde edeceği kazanımları sık sık hatırlatın. 2053 vizyonumuzu ve bunun ilk hedefi olan Yeşil Kalkınma devrimini özelikle gençlerle sürekli paylaşın. Başaracağımıza olan inancımızı halkımıza ne kadar yansıtırsak onlardan alacağımız destek o derece büyük olacaktır. Ülkemiz 2023 kavşağına yaklaştıkça bizim sorumluluğumuz giderek daha çok artıyor. Muhalefetin ülkemize ve geleceğimize dair hiçbir vizyonu, hedefi, derdi olmadığı milletimiz tarafından yakından görülüyor. Milletimizden umudunu kesen muhalefet ise başarısızlığını örtmek, çapsızlığını gizlemek için her yola başvuruyor. Yalan bunlarda bini bir para. Bu denli yalanı başarılı bir şekilde sergileyen bir başka parti ben siyasi hayatımda görmedim. Ülkemizin karşılaştığı sorunlara makul, mantıklı çözüm önerileri sunmak yerine çareyi vesayete göz kırpmakta, halkımızı kutuplaştırmakta hatta ülkemizdeki yabancı büyükelçilere şikayet mektubu yazmakta arıyorlar. Yamalı bohça ittifakının sözde milliyeti ortağı şehit yakınlarımıza galiz küfürler savururken, ittifakın diğer ortağı ise hemen her gün toplumumuzun bir kesimini alenen tehdit ediyor. Bugüne kadar CHP'nin başındaki zatın tehditlerinden neredeyse payını almayan kalmadı. Paşa keyfi kimi isterse hedef tahtasına onu koyuyor. Ağzını her açtığında muhtarlarımızdan öğretmenlerimize, polislerimizden hakimlerimize, valilerimizden AK Parti seçmenine kadar herkese tehditler savuruyor. Bay Kemal yarın 2 bin civarında muhtarımla burada bir arada olacağım. Muhtarlarla nasıl bir araya gelinirmiş sana da bunu göstereceğim. Öyle ki işi devletin kurumlarını basmaya kadar götürdüler. Hukuk ve demokrasi içinde sorumlu siyaset yapma varken bunlar siyasi eşkıyalık yapmaya özen gösterdiler. Millet adına hesap sormakla mafyacılık oynamayı iyice birbirine karıştırır oldular. Baktılar, tehdit dili işe yaramıyor, kimse bunlardan korkmuyor, çekinmiyor, şimdi de doğrudan milletin inancına tarihine, medeniyet değerlerine hakaret etmeye başladılar Güya helalleşme diyerek çıktıkları yolda az gittiler, uz gittiler, dere tepe düz gittiler sonuçta vara vara tek parti faşizmine geri döndüler" dedi.
Erdoğan CHP'li Özel'in açıklamalarına sert tepki göstererek, "Son toplantımızdan bu yana yaşananlar 2022 CHP’si ile tek parti CHP’si arasında zihniyet açısından hiçbir fark olmadığını göstermiştir. Kemal Kılıçdaroğlu CHP’si 1940’ların diktacı, jakoben, millete ve milletin değerlerine düşman CHP’sinin güncel sürümünden ibarettir. Aradan geçen vakitte dünya değişmiş, Türkiye değişmiş, hatta eski çamlar bardak olmuş ama CHP faşist karakteri ve kafası hep aynı kalmıştır. Kendilerini ne kadar farklı göstermeye çalışırlarsa çalışsınlar bir noktada gerçek yüzlerini ifşa etmekten kurtulamıyorlar. Takiye siyasetleri çıkmaza girdikçe bilinç altlarında ne varsa onu konuşuyor zehirli dillerini ve karanlık niyetlerini belli ediyorlar. Bay Kemal’in yardımcısı çıkmış Diyanet İşleri Başkanlığımıza saldırarak güya Diyanet'in okul öncesi eğitim vermesini eleştiriyor, hatta hakaretlerini 'orta çağ zihniyeti' hezeyanıyla doğrudan milletin inancına ve değerlerine kadar vardırıyor. Neymiş efendim dinini diyanetini öğrenen çocuklar üniversiteye gidince bilimin b’sini, fiziğin f’sini ,matematiğin m’sini bilmiyormuş. Neymiş, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın okul öncesi evlatlarımıza eğitim vermesi bilimsel değilmiş, çağ dışıymış. Bre gafil! Asıl çağ dışı olan sensin, senin bu faşist zihniyetin. Asıl gerici olan orta çağ karanlığında asıl debelenen sen ve senin gibi meseleye marjinal ideolojilerin at gözlüğünden bakanlardır. Şimdi ben burada CHP Genel Başkanı’na soruyorum anayasal bir kurum olan Diyanet İşleri Başkanlığı'nın görevini hakkıyla yapmasından niçin gocunuyorsunuz. İstikbalimizin teminatı olan çocuklarımızın Kur’an'ı, Peygamberimizin örnek hayatını, medeniyet değerlerimizi öğrenmesi sizi neden rahatsız ediyor. İslam tarihinin en parlak dönemine Batılıların kendini tarif için kullandığı 'Ortaçağ karanlığı' yaftası vurmaktan utanmıyor musunuz? Bu milletin dininden, diyanetinden, inançlarını özgürce yaşama, evlatlarını özgürce yetiştirme hakkından kirli ellerinizi ne zaman çekeceksiniz. Milletimize kimliğini ve karakterini veren mukaddes değerlerimizi aşağılamaktan ne zaman vazgeçeceksiniz, artık cambazlığı sahtekarlığı bırakın. Yeri geldiği zaman Peygamberimize, Kur’an'a sahip çıkacaksınız, yeri geldiği zaman ağzınızda dilinizde hangi kusmuk varsa onu kusacaksınız" dedi.
Kılıçdaroğlu'na da tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çok açık ve net söylüyorum CHP Genel Başkanı bu skandalı karanlıkta ıslık çalarak geçiştiremez bunun bedelini ödeyecek. Bu edepsizlik görmezden gelinerek, susularak, hiçbir şey olmamış gibi yüksek siyasetçilik oynayarak savuşturulamaz. CHP Genel Başkanı başta 'Ortaçağ zihniyeti' ifadesi olmak üzere bu hezeyanları açıklamalı, şayet izah edemiyorsa çıkıp milletten ve Diyanet camiamızdan özür dilemelidir. Aksi takdirde milletimiz tıpkı şehit yakınına ağız dolusu küfür eden ittifak ortakları gibi CHP’ye sandıkta gereken dersi Allah'ın izni ile verecektir. Biz de AK Parti olarak meselenin üzerine gitmeye her fırsatta doğruları anlatmaya bu cehalet abidelerinin maskelerini düşürmeye devam edeceğiz. Hangi inançtan, meşrepten, siyasi görüşten olursa olsun insanımızın ötekileştirilmesine hor, hakir görülmesine, hakaretlere uğramasına müsaade etmeyeceğiz. Türk siyasetinin, gözünü ve kalbini kin bürümüş bu kifayetsiz muhterisler tarafından lekelenmesine izin vermeyeceğiz. Bunların ahlaksızlığına, ahlak dışı, edep dışı, bu ağızlarına bu ülkeyi biz terk etmeyeceğiz. Muhalefet ne yaparsa yapsın biz son 20 yıldır olduğu gibi bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız hep birlikte Türkiye olacağız. Utanmadan sıkılmadan sokaklara döküleceklermiş, meydanlara döküleceklermiş. Siz 15 Temmuz'u görmezdiniz mi nereye dökülürseniz dökülün 15’Temmuz’da sokağa dökülenlere bu millet nasıl dersini verdiyse siz de dökülün siz de aynı dersi evelallah alırsınız. Bizler Cumhur İttifakı olarak hepinizi önümüze katarız gideceğiniz yere kadar kovalarız. 84 milyonun her bir ferdini öz kardeşimiz görerek muhabbetle bağrımıza basıyoruz, basacağız. Cumhur İttifakı olarak karşımızdaki yamalı bohça ittifakının kin ve nefret siyasetini, kardeşlik siyasetimizle inşallah yine boşa çıkaracağız" açıklamasında bulundu.