Türkiye Dünya kupasına katılma etabında bulunduğu grupta, Hollanda’nın ardından aslında favoride sayılırdı, ama büyük nehirleri aşıp, küçük derelerde boğulduk desek yanlış dememiş oluruz, bunu neden dedim?

Grubun ilk maçında en büyük rakibimiz, grubun en favori takımını yani Hollanda’yı evimizde 4-2 yenerek maçlara iyi başladık. Akabinde bu grupta ikinci büyük rakibimiz Norveç’i deplasmanda çok net bir skorla 0-3 yenerek grubun favorileri arasında olduğumuzu bütün kamuoyuna gösterdik.

Ne olduysa bundan sonra oldu, her zamanki gibi mental olarak küçümsediğimiz Letonya ve Karadağ ile ardı ardına evimizde 2-2 ve 3-3’lük beraberlikler alarak şansımızı zora sokabileceğimizi anladık.

Cebelitarık galibiyeti ardından, Hollanda’ya 6-1 gibi farklı bir skorla yenilerek hezimete uğradık, bu mağlubiyet ile hocamız Şenol Güneş görevinden ayrıldı, yerine Alman teknik adam Stefan Kuntz getirildi, bu değişimin getirdiği yeni bir heyecan ile umutlandık fakat, deplasmanda yendiğimiz Norveç’i evimizde yenemeyerek 1-1 ile sahadan ayrılınca şansımızı oldukça zora soktuk.

Hollanda’nın Norveç’i yenmesini beklerken biz ise Cebelitarık’ı farklı yenmemiz ve ardından Karadağ’ı yenip ne durumda olduğumuzu göreceğiz, inşallah dilediğimiz senaryolar gerçekleşir ve Dünya kupasındaki yerimizi alırız.

Cebelitarık maçı beklendiği gibi, milli takımımızın baskısı ile başladı, Cebelitarık takım olarak defans yapınca, milliler bu duvarı aşmak için her türlü girişimde bulundular ve Maçın 10.dakikasında bu kilidi Kerem Aktürkoğlu açtı, şık çalım ve hareketlerle rakip defansı geçerek kaleci ile karlı karşıya kalarak şık bir vuruşla millilerimizi 1-0 öne geçiren golü kaydetti.

Uğurcan’ı Maçın seromonisinde ve birde dakikalar 18’i ve 72’yi gösterdiğinde gördüm, bu denli zayıf bir rakiple oynarken, Maçın 21.dakikasında Cebelitarık kırmızı kart görerek sahada 10 kişi kaldı, kart VAR kontrolünden çıktı, bana göre çok ağır bir karardı, rakip oyuncu Olivero önce topa vurdu ve pozisyon gereği Zeki’nin ayağına yüklendi, bana göre sarı kart bile değildi, hakemleri anlamakta zorluk çekiyorum.

Bu maçtan galip gelmeyi ama farklı galip gelmeyi hesapladığımız bir ortamda, rakibimizin hafif siklet olmasının yanında birde kırmızı kart ile eksilerek 10 kişi ile mücadele etmesi bile, bizim bu planlamamızda henüz istediğimiz pozisyonları bulmamıza ön ayak olamadı, maalesef pozisyon bulmakta bile zorlandığımızı söylemeliyim.

Kaldıki Hollanda’nın Norveç’i yenmesini temenni ediyoruz fakat, salı günü akşam Karadağ maçında bu takım ne yapacak, galip gelecek mi bilemedim, endişelenmedim değil hani, lakin bu hesaplamada Karadağ’ı da yenemiyorsan yok artık derim ve Karadağ’ı yenemeyen lütfen Dünya kupasına gitmesin zaten.

Maçın 38.dakikasında beklediğimiz farklı galibiyetin ikinci golü Halil Dervişoğlu’nun ayağından geldi. Maçta 2-0 üstünlüğü elde edince seyirci üç üç diye tezahürat tuttu, milliler bu farkı yakalamak için bu hafif siklet rakibi sanki biraz daha zorlamaya başladı gibi geldi bana.

Evet öylede oldu ve 41.dakikada Burak’ın asistini gole çeviren yine Halil Dervişoğlu oldu, Halil bu golle skoru 3-0’a getirdi. Bu gol ve skorla, Maçın devre arasına girdik. İlk devre itibarlarıyla belki sonucu değiştirmeyecekti ama hakemin rakibe verdiği kırmızı kart ile milli takımıza büyük kıyağı, bizi üzdü.

Maçın ikinci devreside doğal olarak bizim baskımızla başladı, hemen golüde bulduk fakat Burak ofsayt olduğu için bu gol değer kazanmadı, bu maç özelinde Burak oynadığı 68 dakikalık bölümde, kendi adına en çok ofsaytına yakalandığı maçı oynadı diyebiliriz, bu çok yazık oldu, Burak kalitesinde ve tecrübesinde bir oyuncu buna nasıl, ardı ardına bu kadar çok yakalanır anlamak mümkün değil. 

Beklenen farkın 4. golü Maçın 64.dakikasında Merih Demiral’ın ayağından geldi, Rıdvan’ın asistini şık bir vuruşla ağlara yollayan Merih, millilerinde  4-0 öne geçmesini sağladı.

Milliler o kadar baskı kurup gol aradıki, bu baskı 81.dakikada Serdar’ın ayağından tekrar gole dönünce, millilerimiz 5-0 üstünlüğü yakalamış oldu. 
Bir kere gol sağanağı başladıya 84.dakikada da, kornerden gelen topu, Mert Müldür şık bir kafa vuruşu ile ağlara yolladı, bu golle skor 6-0 oldu.

Dilediğimiz farklı galibiyeti elde etmenin yanında, çekiştiğimiz rakibimiz Norveç kendi sahasında Letonya’yı mağlup edemeyip Maçın 0-0 berabere bitmesi, bizim adımıza ballı börek oldu, bu sonuçlarla puanlarımız Norveç ile 18’er puanla eşit olması, Norveç’i avarajla geride bırakarak grupta 2.sıraya yerleşmemize neden oldu.

Sonuç olarak, Cebelitarık boğazını, pardon engelini  yürüyerek geçtik, geçtikte asıl salı akşamı o Karadağ’ı nasıl geçecez, yürüyerek mi? emekleyerek mi? koşarak mı? sonra sonucuna bakacağız.

(2010-11 ŞAMPİYONU TRABZONSPOR)