Saadet Partisi Ortahisar İlçe 4. Olağan Kongresi’nde konuşan Turhan, 12 Ocak 2020 tarihinde geldiği görevde 3 yılı geride bıraktıklarını kaydeden Turhan, “İlçe teşkilatımızla birlikte imkanlarımız ölçüsünde elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalıştık. Yeni dönemde de inşallah aynı anlayış, inanç ve kararlılıkla çalışmalarımızı sürdüreceğiz” dedi.

“TERCİHİMİZİ MİLLET İTTİFAKINDAN YANA YAPTIK”

“14 Mayıs Pazar günü, çok önemli bir seçim yapılacağını ve bu seçimlerin sadece gelecek 5 yılı değil, 100 yılı yakından ilgilendireceğinin altını çizen Turhan, “Milli Görüş Hareketinin temsilcisi olan Saadet Partimiz, bu önemli seçimde tercihini Millet İttifakından yana yapmıştır. Bazı çevreler bu tercihimizden dolayı bizi eleştiriyor. Sözde Milli Görüşçü kesilen, ama özde Milli Görüş’le alakası olmayan, Saadet Partisi’nin ilkeli duruşundan rahatsız olan, tek amacı camiamızın kafasını karıştırmak olanlara söyleyecek sözümüz yok! Fakat bu ittifakı anlamlandırmakta sorun yaşayan samimi kardeşlerimize, halkımıza neden Millet İttifakında yer aldığımızı bir kez de buradan izah etmek istiyoruz.”

NEDEN MİLLET İTTİFAKINDAYIZ?

“Bir ülke düşünün ki, bir yanda 30 milyon insan açlık, 55 milyon insan da yoksulluk sınırının altında yaşıyor, diğer yanda ise döviz milyonerleri, faiz, altın, borsa, spekülasyon ve rant zenginleri var. Bir yanda temel gıda maddelerine ulaşamayan milyonlarca insan, diğer yanda ise bir eli yağda, bir eli balda küçük bir kaymak tabaka var. Bir yanda “Acaba yarın ne pişireceğim?” diye kara kara düşünen anneler, diğer yanda kamu imkânlarıyla zenginleşen ve boğazda, lüks yalılarda, yatlarda parti düzenleyenler var. Soruyorum size, nerede yer alacaktık? Mağdur edilen milyonların mı, yoksa mağdur edenlerin mi? Biz mağdurların yanında yer almayı tercih ettik.

“EZENLERİN DEĞİL, EZİLENLERİN YANINDA YER ALMAYI TERCİH ETTİK”

“Bir yanda, “İsteseydik enflasyonu düşürürdük ama bizim önceliğimiz bu değil” diyerek milyonlarca insanı fakirleştirdiğini itiraf eden bir iktidar, diğer yanda cebindeki parası sürekli değer kaybeden, yüzde 300’lere varan enflasyonla boğuşan milyonlarca insanımız var. Bir yanda 5-6 maaşlı, liyakatsiz isimler, diğer yanda üniversite mezunu, çalışma azmi ve enerjisiyle dolu ama partiden dayısı olmadığı için iş bulamayan milyonlarca gencimiz var. Bir yanda sabahın köründe tarlaya giden, akşamın karanlığına kadar ter döken ama emeğinin karşılığını alamayan çiftçimiz, köylümüz, diğer yanda ise onların bu emeğini oturduğu yerden 5’e alıp 25’e satanlar var. Siz olsaydınız hangi tarafta yer alırdınız? Ezenlerin yanında mı yoksa ezilenlerin yanında mı? Evet, biz de ezilenlerin yanında yer almayı tercih ettik.”

“KUTUPLAŞTIRANLARIN DEĞİL, BİRLEŞTİRENLERİN YANINDA YER ALMAYI TERCİH ETTİK”

“Bir yanda siyasi kararlarla, devlet imkânlarıyla, milletin kaynaklarıyla zenginleştirilenler, diğer yanda sosyal yardımlara muhtaç edilen milyonlarca insan var. Bir yanda insanları inançları, aidiyetleri, ideolojileri üzerinden kutuplaştırarak iktidarını sürdürmek isteyenler, komşuyu komşuya, kardeşi kardeşe, hatta karıyı kocaya düşman edenler, diğer yanda ise “Farklılıklarımız zenginliğimizdir, neyi paylaşamıyoruz, bu cennet ülke hepimize yeter” diyenler var. Biz bu durumda kutuplaşmanın değil, kucaklaşmanın olduğu tarafı tercih ettik.”

“HUKUKU SİYASİLEŞTİRENLERİN DEĞİL, ADALETİ SAVUNANLARIN YANINDA YER ALMAYI TERCİH ETTİK”

“Bir yanda hukuka güveni zedeleyen, mahkemeleri adaletin dağıtıldığı yerler olmaktan çıkaran, hukuku muhaliflerin başında Demoklesin kılıcı gibi sallayanlar, diğer yanda, “Devletin dini adalettir” diyen, hukukun üstünlüğüne inanan ve toplumsal barış ve huzurun temelinin adalet olduğunu söyleyenler var. Bir yanda ülkemizi, milletimizi binlerce yıldır bir arada tutan ve siyaset üstü olması gereken milli ve manevi değerlerimizi, siyaset ve ticaret malzemesi haline getirerek istismar edenler, diğer yanda ise milli ve manevi değerlerin siyasi malzeme olmasına tepki gösterenler var. Biz istismarın değil, samimiyetin yanında yer almayı tercih ettik.”

“HAKSIZ KAZANCIN DEĞİL, EMEĞİN, ÜRETİMİN, ALIN TERİNİN YANINDA YER ALMAYI TERCİH ETTİK”

Haksız kazancın, faizin, rantın, liyakatsizliğin, sömürünün, kamu kaynaklarını yağmalayanların, adaletsizliğin, hukuksuzluğun, istismarın, çevre katliamlarının yanında mı yer alsaydık? Hayır, ne inancımız, ne vicdanımız, ne kültürel değerlerimiz, buna izin vermez! Biz, Saadet Partisi olarak alın terinin, emeğin, üretimin, adaletin, barışın, kardeşliğin, sevginin yanında yer almayı tercih ettik. Tercihlerimiz sebebiyle pişman da değiliz! Tarih yanılmadığımızı gösterecektir, çünkü niyetimiz halistir!”

“15 MAYIS SABAHI ÜLKEYE HEPİMİZİ ISITACAK BİR GÜNEŞ DOĞACAK”

“15 Mayıs sabahı, ülkemize hepimizi ısıtacak bir güneş doğacak. Bismillah diyerek kollarımızı sıvayacağız. Hoyratça tahrip edilen, hırpalanan ülkemizi elbirliğiyle yeniden ayağa kaldıracağız. Biliyoruz, işimiz kolay değil ama mecburuz. İşimiz kolay değil, ama iyi niyetle bir araya gelirsek, altından kalkamayacağımız yük, başaramayacağımız iş yoktur. Derdimiz koltuk değil! Bizim derdimiz ülkenin kaderini tayin eden bu koltuklarda kimlerin oturacağıdır. Bizim derdimiz kimin yönettiği değil, nasıl yönetildiğidir. İnşallah 15 Mayıs sabahı o koltuklarda liyakat sahibi, emanetin hakkını teslim eden kadrolar işbaşında olacaktır. Bizler 15 Mayıs’tan itibaren inşallah birlikte yeni bir tarih yazacağız. Birlikte kazanacağız, birlikte başaracağız.”

TURHAN, İKİNCİ KEZ BAŞKANLIK GÖREVİNE SEÇİLDİ

Konuşmaların ardından seçime geçildi. Tek listeyle gidilen seçimde Burak Turhan, delegelerin oyunun tamamını alarak ikinci kez İlçe Başkanlığı görevine seçildi.

Turhan’ın listesi şu isimlerden oluşuyor:

“Adem Bıyık, Coşkun Öztürk, Enes Bülbül, Ensar Durmuş, Erdinç Karakaş, Ferruh Akpınar, Hami Güney, İbrahim Durmuş, İbrahim Yakuphan, İzzet Alkış, Muhammet Şerit, Murat Cengiz, Murat Özcan, Musa Aydın, Mustafa Yıldırmış, Mürsel Mürre, Neşat Ketenci, Tahsin Cihat Dilbazlı, Yusuf Ezber, Abdullah Bıyıklıoğlu, Fatih Atasoy, Halil İbrahim Baş, Muhammet Aktürk, Niyazi Soylu, Osman Yakuphan, Ömer Görmüş, Salim Usta, Sefa Aydın, Serdar Özgenç, Süleyman Enes Zehir, Uğur Küçük, Ahmet Özgenç”