DNA onarımına yönelik çalışmalara Nobel Bilim Ödülü’ne layık görülen Prof. Dr. Aziz Sancar, beyin kanserine umut olacak yeni bir keşfe daha imza attı.

Cumhuriyet’ten Orhan Bursalı, Sancar ve ekibinin, laboratuvarlarda deneylerde çok kullanılan EdU olarak bilinen molekülün, özellikle beyin kanserlerinin tedavisinde kullanılabileceğini keşfettiğini yazdı.

Bulgular, Amerikan Bilimler Akademisi’nin ‘PNAS’ dergisinde yayınlandı.

Habere göre; Prof. Dr. Sancar, keşfini başka bir deney üzerindeyken büyük bir rastlantı ile yaptı.

“Başka bir deney yaparken karşımıza çıktı”
Sonucun pek çok kişiyi mutlu edeceğini de belirten Prof. Dr. Aziz Sancar, "Bu çok sürpriz bir buluş, büyük rastlantı. Başka bir deney yaparken birden bizi şok eden çok farklı bir olay karşımıza çıktı.” sözlerini kaydetti.

“Deneylerimiz beklenmedik sonuçlar verdi adeta bir şok yaşadık”
Makalenin ön baskısını da paylaşan Prof. Dr. Aziz Sancar’ın keşfi, özetle şu şekilde:

Sancar, İnsan Nukleotid Eksizyon Onarım Sistemi’ni (İkili Kesim) keşfetmiş ve Nobel kazanmıştı. İkili Kesim-Onarım mekanizması DNA sarmalında hasar gören bölümü (26 Nükleotidlik) kesip çıkarıyor ve yerine doğrusunu koyuyor. Böylece DNA’mız hasarsız çalışıyor.

Prof. Dr. Aziz Sancar konuya yönelik şu ifadeleri kullanıyor:

“Bunu test tüpünde kanıtlamıştık ama insan hücresi içinde de tam böyle mi oluyordu, yoksa 26 nükleotitten daha fazlası mı çıkarılıyor ve yerine daha çok nükleotid mi konuyordu, merak ettik. Bunu anlamak için de laboratuvar deneylerinde bildik EdU isimli molekülü kullandık. Deneylerimiz beklenmedik sonuçlar verdi adeta bir şok yaşadık, EdU molekülü, sağlam DNA’da, sanki DNA hasara uğramış gibi etki yapıyor ve onarım mekanizmasını harekete geçiriyordu! Böyle bir etki beklemiyorduk. Sebebini araştırdık.

“EdU’nun kanser hücrelerini öldürdüğüne dair kanıtlar vardı”
Bozulmamış sağlam hücrelerin bulunduğu besi ortamına EdU molekülü koyduk ve baktık ki hücre onarım mekanizmasını çalıştırarak bu molekülü durmadan kesip çıkartıyor. Çıkarılan molekül serbest kalınca tekrar genoma giriyor, hücre onu tekrar kesip dışarı atıyor ve kör döngü böyle devam ediyor. Sonunda EdU ile başa çıkamayan hücre ölüyor (apoptoz). EdU molekülünün orta derecede zehirleyici etkisi (toksik) olduğu biliniyordu. Ama bu etkinin mekanizması bir sırdı. Şimdi burada hücreyi kesin nasıl öldürdüğünü çözdük. Daha önce EdU’nun kanser hücrelerini öldürdüğüne dair kanıtlar vardı, ancak garip bir şekilde, hiç kimse bu sonuçları takip etmedi, şimdi bile laboratuvarlarda binlerce bilim insanı DNA’yı incelemek için EdU’yu kullanıyor, ancak bu molekülün DNA’da hasar yaratarak öldürücü etki yaptığını bilmiyor.”

Beyin kanseri için umut
Kemoterapi ilaçları beyne giremezken, EdU molekülü bariyerleri aşarak beyne rahat bir şekilde geçtiği bilinmekte. Hal böyle olunca Prof. Dr. Aziz Sancar ve ekibinin çalışması, kanser çalışmalarına yeni bir ışık daha yakmış oldu.

Prof. Dr. Sancar, “Madem EdU hücreleri bu şekilde hücreyi öldürüyor, eğer beyin kanseri olan bir hastaya verilirse beyine gider, bu kanserli hücrelerin DNA’sına girer ve nöronlara zarar vermeden tümörü öldürür, sonucuna vardık.” ifadeleri ile durumu özetledi.

Beyin tümörleri konusunda tanınmış bir profesör ile Prof. Dr. Aziz Sancar, keşif üzerine çalışmaya başlayacak.

Beyin tümörü
Tümör, vücudumuzda olmaması gereken bir yerde oluşan bir doku ya da herhangi bir dokunun olması gereken yerde kontrolsüz büyümesi anlamına gelir.

Her tümör öldürücü olmasa da beyin tümörlerinde beyin dokusunun istisnai bir durumu vardır. İyi huylu tümörler de beyin kafatası içinde kapalı bir odada yer aldığından öldürücü olabilmektedir.

Beyin tümörünün belirtileri
İyi ya da kötü huylu beyin tümörleri belli bir büyüklüğe ulaştıkları zaman kafa içinde basınç artışına neden olur. Beyni bir tarafa doğru itebilir ya da beynin dokusu ya da sinirlerini işgal edip fonksiyonlarını bozabilir. Belirtiler kafa içi basıncının artması ile seyreder.

Eğer baş ağrısı, apati (haraket ve mimiklerde yavaşlama) bulantı, kusma, epilepsi nöbetleri, tümörün beyinde yerleştiği yere göre vücudunuzun bazı bölgelerinde güçsüzlük, kişilik bozuklukları ve bazı yeteneklerinizde (hesap yapma, yazı yazma gibi) bozulma beyin tümörünün belirtileri sayılır. Hormonal bozukluklar ve buna bağlı klinik semptomlar da sayılabilecek belirtiler arasındadır.

Beyin tümörü tedavisinin amacı, hastanın yaşam kalitesini bozmadan tümörle savaşmak ve ömrü olabildiğince uzatmaktır. Tümörün tipi, yerleşim yeri, hastanın yaşı, genel durumu ve hastada operasyon kararını etkileyebilecek ek problemlerin olup olmaması tedavi sürecini önemli ölçüde etkilemektedir.

Ameliyata ek olarak bazen kemoterapi, kimi zaman radyoterapi bazen her ikisi ile kombine tedavi yapılır.

Beyin kanserlerinin tedavisi oldukça zordur. Hastaların yaşam süresinin tedavi olsalar bile ortalama 15 ay kadar olduğu bilinmektedir.

Bu neden Prof. Dr. Aziz Sancar ve ekibinin keşfi, oldukça önemli bir gelişmedir.