Her yerel seçim sürecinde olduğu gibi sevgili dostum; iddialı ya da iddiasız her başkan adayı projelerini ve vaatlerini birer birer ortaya dökmeye başladı. Tanıtım toplantılarından kısa video çekimlerine ve halkla tokalaşmaya veya buluşmaya kadar hamle üstüne hamle geliyor adaylardan.

Bilboardlar rengârenk, afişler üst geçitlerde ve trafiğin yavaşladığı yoğun noktalarda birer birer başgösteriyor. Bu da yetmez; el broşürleri, tanıtım katalogları ve hediyelik eşyalar ortalıkta dolaşıyor. Korkuluklara, meydanlara ve direklere yer yer asılan parti bayrakları...Ana caddelere açılan parti standart ve seçim büroları...Ve daha niceleri...Siyasetin finansmanı konusuna giriyor bu ayrıntılar elbette! Kimse bunu sorgulayacak konumda asla olamadı. Seçim koordinasyon kurulları harıl harıl çalışıyor sonuçta. Her zamanki gibi gençler sahada arı gibi heyecanla ve şevkle çalışıyor...

Sonuçta bu bir tatlı yarış ve rekabetten ibaret sevgili dostum; konusu sadece siyaset olan! Kimse, kimseden üstün ya da sıradan değildir aslında. Herkesin birbirinden üstün yanları vardır. Allah, insana bir cevher yükler; lâkin o cevheri işlemek, geliştirmek ve mücevhere dönüştürmek insana düşer.

Dikkat edin! Hak sizi hür yaratmışken, hırsınız ve menfaatiniz sizi kül etmesin!

Kim istemez ki, insana yapılan yatırımları...Söz veriyorsan sevgili dostum; yapmalısın. Söz namustur! Yapacağız, edeceğiz derken iyi düşün! Sonra mazeret yok! Aman ha...

Velhasılı kelam sevgili dostum; bol keseden vaatlerde bulunmak kolay da, bütün bunları yapabilene aşk olsun!

Bütün bu siyasi yarış içinde iktisatçılar halkçı söylemleriyle başka gerçeklerle yüzleştiriyor insanları. 

"Bir malın kıymeti nadirliğindendir." İktisat biliminin temel ilkesi...Bütün mal ve hizmetlerde maliyet artışları birinci sıradadır. Enflasyonun dolu dizgin gittiği bir ülkede, kimse doğru bir maliyet hesabı ve fiyatlandırma yapamaz. Maliye bakanı her ne derse desin, aylık fiyat artışları bir türlü istenilen rakamları göremiyor. Diğer konu ise tavuk ve kırmızı et fiyatları... Tamamen, maliyet artı arz talebe göre oluşuyor sonuçta. Bırakın bunları, baksana sevgili dostum; kuyruk yağı, sakatat ve hatta kemik bile bir piyasa değeri oluşturmuşsa hükümetin şapkayı çıkarıp önüne koyması gerekir. Böyle zamanlarda fırsatçılar her zaman olur. Ama fırsatı veren kim? Sorusunun cevabını aramak şart...