Cumhuriyet tarihinin belki de en iddialı projelerinden biri olan köy enstitülerinde, öğrencilerin hemen her gün okuduğu marşlardan birinin "ziraat marşı" olduğunu biliyor muydun sevgili dostum!

Cumhuriyetin kazanımlarına dair ne varsa silinmek ve unutturulmak istendiği günümüzde, çoğunuzun, belki de ilk defa duyacağınız bir marş bu... 

ZİRAAT MARŞI

Sürer, eker, biçeriz, Güvenip ötesine
Milletin her kazancı, Milletin kesesine,
Toplandık has Çiftçinin Atatürk’ün sesine,
Toprakla savaş için ziraat cephesine.

Biz ulusal varlığın temeliyiz, köküyüz,
Biz yurdun öz sahibi, efendisi köylüyüz.

İnsanı insan eden, ilkin bu soy, bu toprak.
En yeni aletlerle en içten çalışarak,
Türk için yine yakın dünyaya örnek olmak,
Kafa dinç, el nasırlı, gönül rahat, alnı ak.

Biz ulusal varlığın temeliyiz, köküyüz.
Biz yurdun öz sahibi, efendisi, köylüyüz.

Kuracağız öz yurtta, dirliği düzenliği.
Yıkıyor engelleri, ulus egemenliği
Görsün köyler bolluğu, rahatlığı, şenliği.
Bizimdir o yenilmek bilmeyen Türk benliği.

Biz ulusal varlığın temeliyiz, köküyüz.
Biz yurdun öz sahibi, efendisi, köylüyüz."

Velhasılı kelam sevgili dostum; her devrin bir ruhu, bir kitabı ve heyecanı var. Geçmişten alınan her feyiz, bugüne ve geleceğe dair bakışımızı da değiştirecek ve belirleyecek elbette.

Nihayetinde, üreten her kesim, her dönemde el üstünde tutulurken ya günümüzde? Hiç düşündünüz mü?