Hürriyet Gazetesi Yazarı Abdülkadir Selvi, "Kılıdaroğlu'nun erken seçim ve İmamoğlu hamlesi" başlıklı bir yazı kaleme aldı.
İşte o yazı:
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 2022 yılı sonbaharda erken seçim beklediğini söyledi.
Gerçi Kılıçdaroğlu mart ayında katıldığı bir televizyon programında ise “Sonbaharda erken seçimi yapmak zorundalar” demişti. Sonbahara şunun şurasında 1 ay kaldı ama alınmış bir seçim kararı yok.
Meral Akşener ise haziran ayında seçim bekliyordu. Sonradan, “Yanıldım” dedi. CHP’de 2021’de erken seçim yapılacağı yönünde iddiaya girenler vardı. Bir parti büyüğü takım elbise kaybetti.
2023’DE ISRARLILAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Bahçeli ise seçimlerin 2023 yılında yapılacağı konusunda ısrarlılar. Bu ülkede erken seçime gidilecekse ancak Bahçeli götürür. 3 Kasım 2002 ve 24 Haziran 2018 seçimlerine Bahçeli istediği için gidilmedi mi? Bahçeli, 2023 dediğine göre erken seçim konusunda dikkatli konuşmakta yarar var.
ERKEN SEÇİM PROSEDÜRÜ
Ayrıca Başkanlık sisteminde erken seçime gitmenin iki yolu var. Ya Cumhurbaşkanı seçime götürecek ya da parlamento erken seçim kararı alacak. Muhalefetin sayısı yetmediği için iktidar destek vermeden erken seçim kararı alınamaz. İktidar da niye istesin? Cumhurbaşkanı, iki yıl daha yönetme imkanı varken seçime neden götürsün?
SEÇİMİN KADERİNİ BELİRLEYECEK
Erken ya da zamanında yapılacak olan seçimin kaderini belirleyecek dinamikler var.
1- Bunların başında ekonomi geliyor. Normalleşme sürecine girilmesiyle birlikte ekonomiden olumlu sinyaller geliyor. Ama hayat pahalığı ve pandemi sürecinin ekonomide meydana getirdiği tahribat nedeniyle vatandaş sıkıntıda, henüz iyileşmeyi hissedemedi. Ancak 2022 yılının ikinci yarısından itibaren iyileşmenin vatandaş tarafından hissedilmeye başlanacağı düşünülüyor. AK Parti en çok oyu orta direkten alıyor.
2- İşsizlik... Ekonomiyle birlikte vatandaşın belini büken en önemli sorunu oluşturuyor.
3- HDP’ye açılan kapatma davası da sonuçları itibariyle süreci etkileyecek.
4- Tabii bir de pandemi sürecinin seyri önemli olacak. Yeni bir kapanma sürecine girilecek mi? Yaygın aşılama etkisini gösterip, normalleşme süreci devam edecek mi?
ERKEN SEÇİM KOZU
Peki Kılıçdaroğlu neden ikide bir erken seçim diyor? Pandemi süreci ve ekonomik zorlukların üst üste geldiği bir ortamda muhalefet elbetteki seçim ister. Ama Kılıçdaroğlu aynı zaman CHP’de çıkacak çatlak sesleri kesmek için erken seçimi bir koz olarak kullanıyor.
CUMHURBAŞKANI ADAYLIĞI
Muhalefet açısından seçimlerin en önemli ayağını ise Cumhurbaşkanı adaylığı oluşturacak. Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı adaylığında istekli. Her sorulduğunda, “Cumhurbaşkanlığı onurlu bir görevdir. Talep gelirse olunur” diyor.
İMAMOĞLU VE YAVAŞ’IN ADAYLIĞI
Kılıçdaroğlu bir şey daha söylüyor. Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın adaylığıyla ilgili bir soruya, “Büyükşehir Belediye Başkanları bir dönem daha devam etmeli” yanıtını veriyor.
Mansur Yavaş ile Ekrem İmamoğlu’nun ikinci dönem de Ankara ve İstanbul’u yönetmelerini istiyor. Mansur Yavaş’ın Kılıçdaroğlu’na Cumhurbaşkanı adayı olmayacağını, bir dönem daha devam etmek istediğini ilettiği söyleniyor.
Ama Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda çok istekli. O nedenle Kılıçdaroğlu’nun sözleri İmamoğlu’na ‘sen aday değilsin’ mesajı olarak yorumlanıyor.
Ayrıca Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu’nun önünü kesmek için de ikide bir erken seçim diyor.
İMAMOĞLU NE YAPAR?
Kılıçdaroğlu, İmamoğlu’nu Cumhurbaşkanlığı denkleminin dışına itmek için bir biri ardına hamlelerini yapıyor. Ama Ekrem İmamoğlu henüz kozlarını sahaya sürmedi. Bu süreçte en kritik soruyu İmamoğlu’nun ne yapacağı oluşturuyor. Millet İttifakı’nın ortak adayı olmazsa tek başına aday mı olacak, yoksa ortak adaylık için mücadele mi edecek?
ADAY OLUR MU
İmamoğlu’nun CHP’ye rağmen aday olması beklenmiyor. Millet İttifakı bir aday çıkardığı takdirde kendisinin ayrıca aday olmasına ihtimal verilmiyor. Kılıçdaroğlu üzerinde etkin bir isim olan araştırmacı İbrahim Uslu, CHP’ye karşı aday olmanın pek kolay bir iş olmadığını söyledi.
KOLAY PES ETMEZ
Ama Kimse İmamoğlu’nun kolay pes edeceğini beklemesin. İmamoğlu ABD’nin, HDP’nin İstanbul dükalığının desteğine güveniyor.
KILIÇDAROĞLU-AKŞENER MODELİNİN HANDİKAPLARI
Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı adayı, Akşener Başbakan adayı modelinin konuşulduğunu yazmış ama bunun bazı handikapları olduğuna işaret etmiştim. Birkaç madde halinde bunlara dikkat çekmek istiyorum.
1- Kılıçdaroğlu ortak aday olacak mı?
2- Yoksa başka bir isim ortak aday olarak çıkacak mı?
3- İlk turda partiler aday çıkarsın, ikinci turda Erdoğan’ın karşısında aday üzerinde birleşme formülü mü uygulanacak?
4- Seçim ikinci tura kalacak mı?
5- İkinci tura kalırsa Kürt ve muhafazakar oylar Erdoğan’a mı yoksa Kılıçdaroğlu’na mı gider?
6- Muhalefetin adayı seçilmesi durumunda parlamentoda Anayasa’yı değiştirecek bir çoğunluğa ulaşacak mı?
7- AK Parti’nin desteğiyle Anayasa’yı değiştirip parlamenter sisteme gidilen seçimlerde, AK Parti hükümeti kuracak çoğunluğu elde ederse, iktidar tekrar AK Parti’ye kaptırılmış olmayacak mı?
8- O zaman ‘Meral Akşener Başbakan’ formülü suya düşmeyecek mi?
BOLU’YU ÇÖZEMEDİ Kİ
Cumhurbaşkanı adaylığını kafasına koyduktan sonra Kılıçdaroğlu çok iddialı çıkışlar yapmaya başladı. Bunlardan biri de Suriyeli mülteciler sorununu 2 yıl içinde çözeceğini ilan etmesi oldu. “Suriyeli kardeşlerimizi huzur içinde kendi ülkelerine göndereceğiz” dedi.
Kılıçdaroğlu bu açıklamayı yaparken CHP’li Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, Suriyelilere suyu 10 katına vereceğini açıkladı. “Yabancı uyrukluların su ve katı atık faturalarına 10 kat zam yapacağız” dedi.
O KARAR ALINMIŞTI
Tanju Özcan’ın bu kararı Habertürk yayınında Kılıçdaroğlu’na soruldu. “Tanju Özcan’ın kararı doğru değil. Bolu Belediyesi’nde öyle bir karar çıkacağını zannetmiyorum. O doğru değil. Kimseyi susuz ve aç bırakamazsınız” dedi.
Kılıçdaroğlu bu açıklamayı yapmadan günlerce önce zaten Bolu Belediyesi Suriyelilerin su faturasına 10 kat zam yapma kararı almıştı.
NASIL OLACAK?
Bolu Belediyesi CHP’li.
Kılıçdaroğlu CHP’li Bolu Belediyesi’nin Suriyelilerle ilgili sürecini yönetemedi ki, içinde ABD’nin, Rusya’nın, İran’ın, Suriye rejiminin ve Türkiye’nin olduğu uluslararası çaptaki milyonlarca mülteciyle ilgili sorunu nasıl yönetecek?