İZ BIRAKAN NESİL

Çok başkalaştık...

Adım adım hiçliğe yürüyoruz hepimiz.

Sırtımızda koca bir insan seli.

Masmavi gökyüzünü gider ayak kaybediyoruz.

Bizler,sizler,onlar...

Hepimiz darmadağın,hepimiz yoklukta.

Soy ağacının dalını bilmeyene,kökünü soruyoruz.Göğe mandallanmış umutlar ile yaşıyoruz.

Hayaller eskisi kadar yakın değil artık.Tüm duyguları betonlaşmaya gömerken aklınız nerdeydi.Uyurken bile çam kokusu eşlik ederdi yüreğinize.Şimdi hepimiz çimonto kokusu ile uyuyoruz değil mi?

Hani eskilerin pembe panjurlu ev hayalleri?Hani eskilerin dam altı,gizli ve heyecanlı sevda konuşmaları?

Elleri birbirine  değmezdi bile utanmaktan güzel yüreklerin.

Şu zaman denilen illeti görüyor musunuz ya da  duyuyor musunuz sesini?

Nasıl bir hiçliğe sürüklüyor bizleri.

Alıp çekiyor içine içine can dediklerimizi.

Atan dostum diyerek anardı sevdiği kişileri.

Şimdi kanka meraklısı olduk hepimiz yalansa diyin hadi...

Ayşe abla perde arkasından seyrederdi,sokaktan geçen selvi boylu sevdiğini.Şimdi balkonda selfi yapıyor kızlarımız, göstermek için kendini.

Yağmur yağarken bile bir başka olurdu üzerimize yorgan olan ev çatısının sesi.

Bir melodi tutturmuş gidiyordu,eski çatıların saç malzemesi.

Yerini bıraktı sessizliğe şimdi,suspus olup oturun,hadi!..

Geçmiş geride kalmaz Azizim.

Gelecek ise yorgun ve bezgin insanlara ihtiyaç duymaz.

Geçmiş  bir iz bırakmadan yüreklerde uslanmaz.Hayat mandallanmaz bir çamaşır teline  bir çarşaf gibi.Islanmışsa bir kere yürek geçmise özlem ile,gelecek geçmişe benzemezse bir daha kurumaz.

Gelecek, saf beyaz kar gibi önünüzde uzanıyor. Nasıl yürüdüğünüze geçmişten ders çıkararak  dikkat edin.

Çünkü attığınız her adım kar üzerinde kendini gösterir

Çünkü biz karda yürüyüp izini belli etmeyen bir nesil değil,ayak bastığı yerde izi kalan bir nesiliz...

Neslihan Eyüboğlu