Almanya'nın başkenti Berlin'de düzenlenen NATO Dışişleri Bakanları Gayriresmi Toplantısı'na katılmak üzere Berlin'e gelen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, toplantının ardından basın toplantısı düzenledi. NATO Dışişleri Toplantısının yılda iki defa yapıldığını fakat ilk kez bu toplantının gayriresmi olarak Berlin’de düzenlendiğine dikkat çeken Çavuşoğlu, bundan sonra NATO Dışişleri Bakanları Gayriresmi Toplantılarının düzenli olarak senede bir kez yapılmasında görüş birliğine varıldığını kaydetti. Bakan Çavuşoğlu, samimi bir ortamda hem mevcut güvenlik durumunun hem de NATO'nun geleceği ile ilgili konuların değerlendirildiğini aktardı. “Türkiye olarak NATO'nun açık kapı politikasını eskiden beri destekliyoruz” Dün akşam düzenlenen çalışma yemeğinde NATO'nun genişlemesinin ele alındığını ve NATO üyeliği gündemde olan İsveç ve Finlandiya'nın da Dışişleri Bakanlarının bu toplantıya katıldığını söyleyen Çavuşoğlu, “İlk oturumda Ukrayna’daki durum değerlendirildi. Son oturumda da Madrid’de haziran ayında NATO Zirvesi gerçekleştirilecek. Bu zirvede NATO’nun stratejik konsept belgesi onaylanacak. Bu belge üzerinde de görüşlerimizi, somut önerilimizi bugün paylaşma imkanımız oldu” dedi. Türkiye'nin İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği konusundaki tutumunu açık bir şekilde ifade ettiklerini belirten Çavuşoğlu, “Türkiye olarak NATO'nun açık kapı politikasını eskiden beri destekliyoruz. Birçok NATO üyesi ülke, özellikle Gürcistan ve Ukrayna’nın hatta Bosna Hersek’in üyeliğine karşı çıkarken, biz prensip olarak açık kapı politikasını desteklediğimizi her vesileyle zirvelerde ve dışişleri bakanları toplantısında vurgulamıştık” dedi. Toplantıda İsveç ve Finlandiya’nın PKK/YPG terör örgütüyle yaptığı görüşmeler gündeme getirildi NATO’nun bir ittifak olduğunu vurgulayan Bakan Çavuşoğlu, “Bir birlik ya da uluslararası örgüt değildir. Dolayısıyla burada müttefiklik dayanışması çok önemlidir. Özellikle karşı karşıya kaldığımız tehditler karşısında dayanışma ve birbirimize olan destek de önemlidir. Bu iki ülkenin muhtemel üyeliğine karşı tutumumuzu Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan cuma günü kamuoyu ile paylaşmıştı ve yankıları buraya kadar gelmişti. Biz de bunun gerekçelerini bu toplantıda net bir şekilde söyledik. Özellikle bu iki ülkenin PKK/YPG terör örgütüyle ve mensuplarıyla yapmış olduğu görüşmeler ve özellikle de İsveç'in yaptığı silah yardımları dahil tüm rahatsız olduğumuz konuları, neden karşı olduğumuzu gayet açık bir şekilde sergiledik. Derlediğimiz fotoğraf ve diğer belgelerle beraber bunu müttefiklere gayet güzel bir şekilde anlattık. Dolayısıyla bu ülkelerden ve halihazırda NATO üyesi olan ülkelerden, bu terör örgütleriyle görüşen ve destek veren ve Türkiye üzerinde özellikle savunma sanayiinde ihracat kısıtlaması yapan ülkelerin de bu tutumlarından vazgeçmesi gerektiğini, bunun müttefiklik ruhuna aykırı olduğunu anlattık“ dedi. İsveç ve Finlandiya Dışişleri Bakanlarıyla birlikte gerçekleştirdikleri üçlü zirveye de değinen Çavuşoğlu, üçlü zirve de belgelerle birlikte net bir şekilde İsveç ve Finlandiya’nın terör örgütlerine verdiği destekten rahatsız olduğunu ve Türkiye’nin beklentileri kendilerine açıkça ilettiğini açıkladı. “NATO'ya üye olacak ülkenin, NATO müttefiki bir ülke üzerinde kısıtlamaya gitmesi kabul edilebilecek bir durum değil” İsveç ve Finlandiya’nın Türkiye’ye uyguladığı savunma sanayi ihracat kısıtlamalarına değinen Bakan Çavuşoğlu, “Maalesef bu iki ülkenin savunma sanayi ürünleri konusunda Türkiye'ye karşı kısıtlamaları maalesef devam ettiriyor. NATO'ya üye olacak ülkenin, NATO müttefiki bir ülke üzerinde kısıtlamaya gitmesi kabul edilebilecek bir durum değil. Normal şartlarda bu kısıtlamaları düşman olarak gördüğünüz ülkeye karşı yaparsınız” dedi. “NATO’nun genişlemesine karşı değiliz” İsveç ve Finlandiya’nın Türkiye’ye önerileri olduğunu aktaran Çavuşoğlu, iki ülkenin Türkiye'nin endişelerinin giderilmesi konusunda bazı önerilerinin olduğu ve bunun üzerinde durulduğunu belirterek, “Bizim endişelerimiz gayet meşrudur. Açıkça ortadadır. NATO’nun genişlemesine karşı olduğumuz için değil teröre destek veren ve bize yönelik bu tür politikalar izleyen ülkelerin NATO müttefiki olmaması gerektiğine inandığımız için bu tutumu açıkça sergiledik” dedi. Çavuşoğlu, “Dün akşam yaptığımız konuşmadan sonra ve yine bu sabah başka oturumlarda da bu iki ülkenin üyeliğine destek beyan ederken, Türkiye’nin endişelerini anladıklarını ve bu endişelerin de giderilmesi gerektiğini de söylediler. Bunu söyleyen tüm müttefiklerimize teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı. “Savaşın sonlandırılması için çaba sarf etmemiz gerekiyor” Ukrayna oturumunda Türkiye’nin savaş durdurmak, tahliyeler ve gıda güvenliği için yaptığı çalışmaları müttefiklere aktardığını belirten Çavuşoğlu, “Bir taraftan Ukrayna’ya NATO olarak destek veriliyor. Ama diğer taraftan savaşın da sonlandırılması için çaba sarf etmemiz gerekiyor. Savaşın uzamasının muhtemel maliyetlerini de söyledik. Ukrayna’nın beklentileri var. Tarafsızlık karşılığında güvenlik garantileri talep ediyor. Bu konuda da hangi çalışmalar yapıyoruz bilgi verdik” dedi. Çavuşoğlu, Türkiye’nin Rusya-Ukrayna arasında ateşkesin sağlanması için çabalarını devam ettireceğini vurguladı. Haziran’daki NATO Zirvesi’nde onaylanacak olan stratejik konsept belgesi üzerine Türkiye’nin tavsiyelerine değinen Bakan Çavuşoğlu, “Terörle mücadele, terörün her türlüsüyle mücadelenin mutlaka olmasını gerektiğini söyledik. Ayrıca NATO’nun güvenlik anlayışında bugüne kadar mutabakata varılmış dilin korunması, AB üyesi olmayan NATO müttefiklerin oynadığı rolün görülmesi ve de haklarının korunması ortaklarla ilgili saygı ve anlayışın mutlaka yer alması gerektiğini, hazırlanan ve kabul edilen belgenin sadece bugünkü gelişmelerle sınırlı kalmaması lazım gelecekte karşı karşıya kalabileceğimiz tehditlere karşı NATO’nun nasıl esnek bir yapıya kavuşması gerektiğine dair unsurlarında olması gerekiyor” dedi. “PKK terör örgütü listesinde geçiştirmelerini kabul etmeyiz“ Bakan Çavuşoğlu, üçlü görüşmelerde söz konusu ülkelerin Türkiye'nin endişelerine nasıl reaksiyon verdikleri hakkında gelen soruya, "PKK'yı terör örgütü olarak gördüklerini, dolayısıyla bu konudaki tutumlarının devam edeceğini söylediler. PKK kamplarında eğitilmiş teröristler var. Bunlar Suriye'den geçiyorlar, birden adı değişiyor. Fotoğraflarla PKK kamplarında olduklarına, diğer teröristlerle olduklarına, terörist başı Öcalanla beraber olduklarına dair belgeleri de kendilerine gösterdik. Dolayısıyla sadece PKK terör örgütü listesindedir diye bir geçiştirmeyi kabul etmeyeceğimizi söyledik. Biz özellikle Türk kamuoyunun bu iki ülkenin üyeliğine neden karşı olduğunu anlattık ve Türk kamuoyunun ikna edilmesi gerektiğini söyledik. Aksi takdirde biz siyasetçiyiz, Sayın Cumhurbaşkanımız da bu ülkenin lideri. Biz de Türkiye Cumhuriyetini temsil ediyoruz, Dışişleri Bakanı olarak. Dolayısıyla halkımızdan bağımsız siyaset izlememiz mümkün değil. Bu popülizm de değil, gerçekliktir. Bu terör meselesi partiler üstü bir durumdur. Yani sadece bizim partiyi ya da cumhur ittifakını destekleyenlerin hassasiyeti olan bir konu değil. Vatansever olan herkesin hassas olduğu konular Şimdi göreceğiz önümüzdeki süreçte nasıl garantiler verecekler. Biz beklentilerimizi söyledik“ dedi. “İsveç provokatif açıklamalara devam ediyor“ İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde’nin bu güne kadarki açıklamalarının yapıcı olmadığını ifade eden Çavuşoğlu, “Tam tersine provokatif açıklamalarına devam ediyor. Ama Finlandiya Dışişleri Bakanı gayet temkinli. Yani çözülebileceğine dair inancını da söylüyor, bunun bir günde olmayacağını da söylüyor. Olup olmayacağı konusunda da net bir şey söylemiyor. Finlandiya Dışişleri Bakanının bu tutuma karşı son derce saygılı olduğunu da görüyoruz. Ama aynı şeyi İsveç tarafında görmüyoruz“ dedi. Çavuşoğlu, diğer müttefiklerin birçoğunun endişelerimizi ve bu konuda karşı çıkma gerekçelerimizi gayet iyi bildiğini sözlerine ekledi. “Terör örgütünün silahlı grubunun liderini İsveç Savunma Bakanı ve Dışişleri Bakanı kabul etti” Türkiye’nin İsveç ve Finlandiya’ya karşı tutumunun bir günde oluşmadığını aktaran Bakan Çavuşoğlu, “Dün biz bu konuda toplantı yaparken, İsveç’in başkenti Stockholm’de terör örgütünün mensupları toplantılar yapıyordu. Bundan daha kısa süre önce yani İsveç’in üyelikle ilgili sürecinin başlamasından hemen sonra yine bu terör örgütünün silahlı grubunun liderini İsveç Savunma Bakanı ve Dışişleri Bakanı kabul etti. Bu konuda Türkiye’nin endişesi nasıl giderilecek. Sözle bakarız ederiz gibi olmaz. Üye olduktan sonra tekrar eski politikalarına dönüp dönmeyecekleri konusunda garanti yok. Halkımız güvenmiyor. Özellikle İsveç için söylüyorum bunu. Kesin güvenlik garantileri olması lazım. Bu sadece bu iki aday ülke için geçerli değil. Müttefikler için de geçerli. Terör örgütlerine desteği sonlandırmaları gerekiyor. Türkiye’ye yönelik savunma sanayii ürünleri kısıtlaması ya da ihracat izinleri ile ilgili yasakların kesinlikle kalkması lazım. Bunu pazarlık unsuru olarak değil müttefikliğin gereği söylüyorum. Ama bu iki ülke ile ilgili güvensizlik ve endişe ortada” dedi.