Türkiye Büyük Millet Meclisi 102 yıl önce bugün, 23 Nisan 1920'de açıldı.

Atatürk'ün çocuklara armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, törenler ile kutlanacak. Törenlere, Meclis Başkanı Mustafa Şentop ev sahipliği yapacak.

İlk tören saat 09.00'da Meclis'te yapılacak. Atatürk Anıtı'na çelenk konulacak. Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, 81 ilden çocukları temsilen bir kız ve bir erkek öğrenci ile Anıtkabir'i ziyaret edecek.

Devlet erkanı Anıtkabir'i ziyaret edecek
Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki törenin ardından devlet erkanı, Anıtkabir'de bir araya gelecek. Mustafa Şentop başkanlığındaki heyet, Ata'nın huzuruna çıkacak. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından Şentop, Misak-ı Milli Kulesi'ne geçerek Anıtkabir Özel Defteri'ni imzalayacak.

Törenlerin sonraki durağı saat 10.00'da Birinci Meclis olacak. Anma töreninde 102 yıl önce, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılışında en yaşlı üye sıfatıyla Sinop Mebusu Şerif Bey'in yaptığı konuşma seslendirilecek. Şentop, konuşma yapacak. Özel defter imzalanacak.

TBMM'de özel oturum düzenlenecek
Birinci Meclis'teki törenin ardından Mustafa Şentop, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kutlamaları kabul edecek.

Saat 14.00'te Meclis, 23 Nisan özel gündemi ile toplanacak. Genel Kurulu'daki özel oturumda, siyasi partiler adına konuşmalar yapılacak.

l_900

"Ulusun egemenliğini yine ulus sağlayacak"
Düşman işgali altındaki Anadolu ve Rumeli topraklarında, Mustafa Kemal Paşa'nın önderliğinde Kurtuluş Savaşı'nı başlatacak ve Cumhuriyete giden yolda önemli adımlar atılmasını sağlayacak Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) 100 yıl önce 23 Nisan'da açıldı. TBMM’nin açılışı, kurtuluş mücadelesinin en önemli safhalarından birisi oldu.

Osmanlı İmparatorluğu'nun 1. Dünya Savaşı'ndan yenik çıkmasının ardından, Mondros Mütarekesi'ne rağmen ülkenin işgal edilmeye başlanması üzerine Mustafa Kemal Paşa, 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıktı.

Amasya Tamimi ile Erzurum ve Sivas kongrelerinde alınan kararlar, ''ulusun egemenliğini yine ulusun sağlayacağı''nı ortaya koydu.

1919 sonbaharında yapılan seçimlerden sonra Osmanlı Mebusan Meclisi, 12 Ocak 1920'de 168 üyesinden 162'sinin katılımıyla toplandı. Mustafa Kemal, Erzurum mebusu seçilmişti ancak o Ankara'da kaldı. Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti yanlısı milletvekillerinin çoğunlukta olduğu bu Meclis, 28 Ocak 1920'de yaptığı gizli oturumda Mîsâk-ı Millî'yi kabul etti. İstanbul'un 16 Mart'ta işgali ve Milli Mücadele yanlılarının tutuklanmaya başlamaları üzerine milletvekilleri ve aydınlar, Ankara'ya kaçmaya başladı.

Mebusan Meclisi de 18 Mart'ta son kez toplanarak, Meclisin süresiz olarak tatil edilmesini kararlaştırdı.

Mustafa Kemal, 19 Mart 1920'de yayımladığı genelgeyle ''Ankara'da olağanüstü yetkili bir Meclis''in toplanacağını duyurdu.

k_379

"Bütün ulusun emir alacağı en yüksek kat Meclis'tir"
Genelgede, ''Ulusun bağımsızlığını ve devletin kurtarılmasını sağlayacak önlemleri düşünüp uygulamak üzere ulusça olağanüstü yetki verilecek bir Meclisin Ankara'da toplantıya çağrılması ve dağıtılmış olan mebuslardan Ankara'ya gelebileceklerin de bu Meclise katılmaları'' istendi.

Bu amaçla yapılacak seçimle belirlenen milletvekilleri ile dağıtılan Osmanlı Mebusan Meclisinden kaçarak Ankara'ya gelebilenlerden 84'ü, ilk Mecliste yer aldı. Mustafa Kemal, 22 Nisan 1920'de Büyük Millet Meclisi'nin açılışını duyurduğu genelgesinde ise bundan böyle ''bütün sivil ve askeri makamların ve bütün ulusun emir alacağı en yüksek kat''ın bu Meclis olacağını kaydetti.

23 Nisan 1920'de, Hacıbayram Camisi'nde cuma namazı kılınıp, kurbanlar kesildikten sonra ilk TBMM, İttihat ve Terakki Kulübü olarak yapılan binada açıldı. Cumhuriyete giden yolda büyük adımlar atılmasını sağlayacak Türkiye Büyük Millet Meclisinin 100 yıl önce 23 Nisan'da açılması, Türkiye Cumhuriyetinin kurtuluş mücadelesinin en önemli safhalarından birisi oldu.

Atatürk'ün 'milli irade' vurgusu
TBMM, açıldığından bu yana milli iradenin yansımasının simgesi oldu. TBMM'nin ilk Başkanı Mustafa Kemal Atatürk, 1 Mart 1920 tarihinde Meclisin 4. toplantı yılının açılışında da bunun önemine dikkati çekti.

Atatürk'ün sözleri tutanaklara şöyle yansıdı:

"Hep birlikte bakışlarımızı, vicdanımızın merkezi olan millete dikelim. Orada erdemin, vefa ve içten bağlılığın, yenileme arzusunun, egemenlik aşkının ve geleceğin sönmeyen ateşi yanmaktadır. Bu kutsal ateş, kendi içindeki bilgisizlik ve karanlığı yakacak ve bağımsızlığımızın önüne dikilecek olan bütün engelleri yıkacaktır. Efendiler, millet önünde, onun hak ettiği bağımsızlığın önünde, onun layık olduğu gelişme ve yenileme arzusu önünde, her kuvvet ancak milletin irade ve amaçlarına uymak şartıyla yaşayabilir. Milletin irade ve amaçlarına uymayanların talihi hüsrandır, çökmedir.''

j_5849