Gelecek Partisi Genel Başkanı ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, Berat Albayrak, Binali Yıldırım ve Süleyman Soylu'yu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın koordinasyonuyla kendisine kumpas kurmakla suçladı.
Fox TV'de yayına katılan Davutoğlu, Soylu'nun bakanların dinletildiği yönündeki iddiasını da reddetti ve, "Ben arkadaşlarımı dinletmek gibi bir alçaklık yapmadım ama Soylu alçakça iftira atıyor. Elinde polis, istihbarat var, gerekirse MİT'e başvursun, araştırılsın" ifadelerini kullandı.
Davutoğlu şunları söyledi:
"Kendinden önceki İçişleri Bakanı Efkan Ala'ya ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a iftira atıyor aynı zamanda, çünkü ben dinleteceğim, Erdoğan'ın haberi olmayacak öyle mi... Cumhurbaşkanı'na nasıl mesaj gönderiyor görüyor musunuz, 17-25 Aralık'taki para sayma makinesini gündeme getirerek.
Soylu, dönemin başbakana kumpas kurduğunu itiraf etti.
Binali Yıldırım, Berat Albayrak ve Süleyman Soylu bana karşı komplonun ortağı. Üçü birbirini yemeye girişti, meydan mafyaya kaldı.
Mustafa Şentop bana gelip Soylu’nun partinin kimyasını bozmaya çalıştığını söyledi."
Soylu, Habertürk yayınında Davutoğlu ile ilgili şu iddialarda bulunmuştu:"
"Sayın Davutoğlu ve ekibi CHP ile AK Parti'nin iktidarı için canhıraş bir mücadele yaptı. Bir kısım arkadaşlar bunun doğru olmayacağını, bunun Türk siyasetinin de doğasına aykırı olduğunu. Türkiye'yi başka bir tarafa getirebileceğini ortaya koyduk. Bir taraftan CHP ile iktidar kurabileceğini inanan birisi bir yandan HDP il anayasa yapabileceğine inanan birisi. Peki dert ne? Recep Tayyip Erdoğan. Bir ara Sayın Davutoğlu tam anlamıyla dengesi kayboldu. 'Hepinizin odalarınızda ne konuştuğunuzu biliyorum ve dinletiyorum' dedi. 'Hepinizin odalarında ne konuştuğunu tek tek biliyorum dedi ya... MYK üyelerine söyledi. 'Neler söylediğinizi biliyorum' dedi. Ve biz donduk. Arkadaşlarla birbirimize baktık. Bunun ne anlama geldiği açık ortada. Daha sonra fiziki takipler de yapıldığına yönelik şeyler de çıktı.
Yine Davutoğlu'nun etkili olduğu think tank kuruluşlarının birine Mithat Sancar geldi. Sancar orada, bu kritik dönemde bir şey söyledi. Şu: 1- Apo içeriden çıkacak, 2 - Kuzey Suriye'de bir devlet kurulacak, başına geçecek. 3 -Türkiye'de özerk bir anayasa yapılacak. Yani bir anayasa ortaya konulacak. 4... (bunu aklıma gelince söyleyeceğim). Sonra hakikaten bu meselelerin hangi siyasal sonuçlar doğurduğunu da bütün Türkiye gördü.
Ben teşkilat başkanıydım. O dönem Davutoğlu ile çok iyi olmadığımız süreçler yaşadık. Biz dört beş arkadaş bir araya geldik, dedik ki bu mesele tehlikeli noktaya gidiyor... Burada ortaya çıkan süreç tam anlamıyla , biz arkadaşlarımızla mücadele başlattık. Üç, dört arkadaşım (isimlerini vermeyeyim)."