Hani derler ya sevgili dostum; ortalık toz duman, her şey belirsiz; bu toz duman içinde memleketin binlerce yetenekli insanı ziyan olup gidiyor! Zamanın en büyük servet olduğunu anladığımızda her şeye çok geç kalmış olacağız! Türkiye gündemi tam da bunu tarif ediyor...Bir tarafta, sürüden kuzu kapmaya çalışan kurtlar, bir tarafta çobanın derin uykusu, bir tarafta çoban  köpeklerinin şaşkınlığı derken, sürü artık aklını kaybetmiş meleyip dururken, aklının terazisi de bozulmuş bir şaşkın bir şaşkın; eveleyip geveliyor...Üstelik kara kış yaklaşmakta; kar, tipi ve fırtına yolda! Herkes kendi kuyruğunu kıstırmış, başını dik tutmaya çalışırken aslında  sürünün hali perişan! Olacaklar belli, yani "ölen ölür kalan sağlar bizimdir" ya da "onlar zaten öleceklerdi!" deyip karşıya geçecekler...
Herkes, yanan ateşi seyrededursun, birileri ateşe odun, birileri kum, birileri su, birileri bir parça et atıp duracak, birileri de nasıl ateşi söndürmeden ısınırız ve aydınlarız derdine düşecektir...! Şarkıların sözlerini yabana atma sevgili dostum; anlam katar yaşamın derinliklerine ve aklının bir ucuna!
Sezen Aksu'nun Köz adlı şarkısının sözlerinde buluyoruz bazen kendimizi....

"Köz
Yürüyoruz ateşe hep bi' heves
Dönülür mü başa bembeyaz?
Sineye çekilen yangınlardan
Bir avuç kül, biraz alaz
Sineye çekilen yangınlardan
Bir avuç kül, biraz alaz
Hâlimiz darmaduman
Sırrını gel çöz
Sönmeyiz de, ah, inceden
Tüter, oluruz köz
Hâlimiz darmaduman
Sırrını gel çöz
Sönmeyiz de, ah, inceden
Tüter, oluruz köz
Bitmeyen bu sevdada
Perişanız her vedada
Nasıl yaşanacak bir daha?
Ne seninle ne sensiz
Hâlimiz darmaduman
Sırrını gel çöz
Sönmeyiz de, ah, inceden
Tüter, oluruz köz
Hâlimiz darmaduman
Sırrını gel çöz
Sönmeyiz de, ah, inceden
Tüter, oluruz
Tüter, oluruz köz"

Işte böyle sevgili dostum; yürüyoruz ateşe hep bir heves; kimi dalgın ve dargın, kimi yılgın ve bitkin, kimi ümitsiz ve kederli, kimi de sahipsiz başıboş avare, kimi darmaduman, kimi de deli cesaretiyle pupa yelken yok almakta!
Bir de, bir yangının külünü yeniden yakıp geçenler var ki, onları hiç sorma! Elbette, "her şey seninle güzel" diyen Eda Baba'yı da burada anmadan geçemeyeceğiz ...
"HER ŞEY SENİNLE GÜZEL 
Her şey seninle güzel yolda yürümek bile
Olmayacak düşlerin peşinde koşmak bile
Her şey seninle güzel bu toprak bu taş bile
İçimdeki bu korku gözümdeki yaş bile
Beklenmedik bir anda ayrılık gelip çatsa
Seninle paylaştığım tek bir gün yeter bana
Beklenmedik bir anda ayrılık gelip çatsa
Seninle paylaştığım tek bir gün yeter bana
Her şey seninle güzel duyduğum bu ses bile
Yalnız içtiğim su değil aldığım nefes bile
Her şey seninle güzel bu yağmur bu kar bile
Yüzümdeki gözyaşının izleri onlar bile
Beklenmedik bir anda ayrılık gelip çatsa
Seninle paylaştığım tek bir gün yeter bana
Beklenmedik bir anda ayrılık gelip çatsa
Seninle paylaştığım tek bir gün yeter bana
Beklenmedik bir anda ayrılık gelip çatsa
Seninle paylaştığım tek bir gün yeter bana
Yeter bana, yeter bana, yeter bana"

Velhasılı kelam sevgili dostum; ümitleri ve hayalleri dumura uğramış, günlük yaşamın sıkıntıları içinde günbegün boğulan insanların ne düşünmeye ne de olan biteni anlamaya zamanı hiç ama hiç olmayacak; bu memleket de, kısa vadede refah ve esenlik göremeyecek galiba! İşte size toplumsal helak tablosu, gururlanıp durun!

86faa6fe-7f6d-4651-acf4-a1d35c987228