Gün geçmiyor ki sevgili dostum; "serseri kurşun" veya "yorgun mermi" haberleri gündemden düşmesin!

Önümüzdeki en yakın ve canlı örnek, Trabzon'da, fındık bahçesinde başına "yorgun mermi" isabet eden 15 yaşındaki Emir Yuşa Atıcı'nın hayatını kaybetmesiydi. Emir'in anne ve babasının verdiği hukuk mücadelesi takdire şayan olduğunu söylemeliyiz ve mücadelenin yanında yer almalıyız...  Dünya bireysel silahsızlanma günü dolayısıyla bir basın toplantısı düzenleyen Trabzon Barosu Başkanı Sibel Suiçmez'in verdiği mesajlar, Türk kamuoyunun kulak kabartması gereken mesajlar...

"Yorgun mermi değil katil mermi...Baro hak temelli bakar; çocuk hakları temelinde...En çok zarar gören  kesim çocuklar ve yaşlılar... Bu tip vakalar kasıtlı bir suç olarak görülmüyor...Bireysel silahlanmayı bırakalım. Sevinçte ve üzüntüde silah atmayı bırakalım....Havaya sıkılan her mermi katil  mermidir...Meskûn  mahalde silah sıkılmaz...Başka  Emirler Ölmesin, Başka Çocuklar Ölmesin!"...

Emir'in acılı anne ve babasının yaşadığı derin travma bir tarafa, sürdürdükleri hukuk mücadelesinde henüz bir sonuç elde edilmiş değil. Olayın üzerinden günler geçtikçe acılar da aslında azalmıyor. Bu olaya neden olan kişinin bulunmasını ve cezasını çekmesini istiyorlar. Bir daha benzer olayların yaşanmaması ve başka insanların canlarının yanmaması için mücadele ediyorlar. Bu anlamda, kamuoyunun ve kamu otoritelerinin, adeta sıradanmış gibi görünen havaya silah atma alışkanlığından vazgeçilmesi için elbirliği ile mücadele etmesidir mühim olan! Öncelikle emniyetin, meskûn mahallerde bu tip silah atanları tespiti için ihbar hattı kurması ve de hukukçuların bunu bir suç olarak değerlendirip cezasının ne olduğunu kamuoyuna ilan etmesi acil bir mecburiyettir. Böyle bir suçun cezasının caydırıcı olması, elbette benzer olayların yaşanmaması açısından önemli...

Velhasılı kelam sevgili dostum; acılara ortak olmakla bitmiyor bu tür ahmakça ve canice işler! Canı  yanan insanlara, canı  yanan eş dostlara başsağlığı dilemekle olmuyor. Hayatın bu kadar ucuz olduğunu ve pamuk ipliğine bağlı olduğunu düşünmek bile insana keder ve hüzün veriyor. Güpegündüz silah atmak da neyin nesi bir iştir anlamak gerçekten zor! Hani zaman zaman diyoruz ya, tuhaf bir millet olduk; bunu demekle sorun çözülmüyor sevgili dostum! Emir'in ailesinin mücadelesi sadece onların değil; aynı zamanda bizim mücadelemizdir; toplumsal vicdanın da sesidir. Kamu otoritesinin, bu tip olaylara bakış açısını değiştirmesi gerektiği de aşikâr bir durumdan ibaret!