Binlerce ve belki de milyonlarca yıllık insan neslinin derin tarihi ayrıntılarında bilinenler kadar bilinmeyenler de saklı sevgili dostum! İnsanın bu derin ve bir o kadar gizemli serüveni içinde Allah bilir neler düşündü ya da düşünebildi...Dusunebildiklerinin sınırlı olduğunu ve hep bir zorunluluktan ve sıkıntılardan kaynaklanan bir deneyim edinegeldigini tahmin edebiliyoruz. Düşünebiliyor musunuz; çırılcıplakken giyinmeyi, açıkta iken barınmayı, avcı ve göçebe iken yerleşik yaşama gecişi ve daha niceleri, hep bir devrim olarak gelişti; bu gelişmeler rekabetle birlikte üstünlük arayışına ve gücün vazgeçilmezliğine uzanan uzun bir zaman dilimi...
Bugünü yaşayan insanın akla hayaline gelmeyecek olaylar zinciri ve onun halkalarındaki ayrıntılar...Elbette onun bu yolculuğu çok ağır ilerlese de, onu yaratan yalnız bırakmamıştır bu yolculuğunda...insanliga fayda sağlayan bütün arayışlarında el atmıştır; rehber olarak yol göstermiş ve aynı zamanda aralarındaki ilişkilerin sağlıklı gelişmesi için de hakemlik ve gözetleyicilik rolünü üstlenerek, insanın her birini adeta kodlayarak kayıt cihazı bağlamıştır.
En küçük iyilik veya kötülük dahi kaydedilmektedir. Bu kayıtlarla amel defteri kabardıkça kapatmaktadır ta ki hesap gününe kadar. Kural budur gözetlemem ve kayıt altına alınan insan soyu...
Adları bölgeye ve toplumlara göre değişse de, zaman zaman bilgeleri, zaman zaman filozofları , zaman zaman peygamberleri ve nebileri, zaman zaman aydınları, zaman zaman da insanlik adına sorumluluk alan askeri ve siyasi liderleri çıkartarak insanlığın hayatına müdahaleci olmuştur. Olmuştur olmasına ama her insana bir cevher bir yetenek veya bir fıtrat yükleyerek onu geliştirmesini ve olgunlastirmasini da istemiştir. Adil davranmıştır; aklın terapisine vurgu yaparak...Yeryuzundeki sorumluluğu insana yüklemiştir; yüklemesine ama özgür iradesiyle basbaşa bırakarak tercihlerini yapmasını beklemistir; ve tercihlerinin her türlü bedelini tayin etmiştir.
Insanoğlunun yeryüzündeki kısa yaşam yolculuğunda, insan olmanın bütün erdemlerini de tayin etmiştir; kuluyla adeta birer sözleşme yapar gibi... Hayatında her şeyi yaşamanın mümkün olduğundan, acıların kaçınılmazlığından ve acının insanı geliştirmesi gereken bir şey olduğundan bahsederken, çalışkanlık, gayretlilik,azim, cesaret ve mücadele ruhunu canlandırmayı öğütlemiştir. İnsanlık adına birbirine bağlanip kenetlenen ve güzel işler peşinde koşan insanlara korku yoktur derken, adaleti, affediciliği, paylaşmayı,merhameti, cömertliği ve sevgiyi, barış ve esenliği de insanlığa yakışan en güzel hasletler olarak ilan etmiş; iyilikle kötülüğün mücadelesinin sınav düzeneğini kurmuş ve insanın bu sınavdaki görünmeyen hocası olmuştur.
insanın içindeki cevheri geliştirmesini, doğanın ve insanın incelenmesini, bahşettiği gizemli bilgileri açığa çıkarmasını insandan beklemiş; bütün bunlara da mucize adını vermiştir. İster rüya alemi ister bizatihi yaşam denilsin, bu dünyada arzu edilen yaşamı bulamayacağını düşünerek iyiliklerin ebedi ödülü olarak cenneti tayin etmiştir. Tam tersi olaylara imza atarsan, cehennemi...Tercih senin kisaca...
Velhasılı kelam sevgili dostum; sen bir mucize olarak yaratıldın ve diğer mucizeleri ortaya çıkarmak senin görevin olduğunun bilincine vararak, onurlu yaşamayı ve öylece öteki aleme göç etmeyi denemelisin...
En nihayetinde, anlatacak güzel bir hikayeye imza atmalısın ki, vicdanın rahat olabilsin...
Sevgili dostum; insanlık tarihinde yaşanılan her şey göstermiştir ki, bir avuç cesur insanlar topluluğu, milyonlarca insanın kaderini değiştirmiştir. Adlarına da kahraman, bilge, filozof, aydın, alim, mütefekkir, şövalye, derviş, gönül eri, imparator, kral, padişah, şah, peygamber, nebi vs denilip insanlığın gönlünde taht kurmuştur.