Açlık, ne akraba, ne dost, ne insanlık, ne din, ne de hak tanır sevgili dostum! Her kim olursa olsun; ister yönetenler, ister yönetilenler, insanoğlu hatasını mutluyken değil, ancak mutsuzken anlıyor! Bütün nasihatlere kulak asmayanların ve tecrübelerden yararlanmayanların karşılaştığı ve çoğu kez iş işten geçmiş olma hali işte...! 

Diğer taraftan, acımasız ve haksız davranan insanları anlatmak için sıkça kullanılan "zâlim" kelimesi... Zulmedilen insanlar da, "mazlûm" olarak adlandırılıyor. 

Geçmişte ya da günümüzde, ezilen, haksızlığa maruz kalan ve sömürülen bir halkı, zâlimlere karşı savunma görevini, başta din adamları üstlenmesi gerekirken, onlar ya susuyorlar ya da sabretmeyi ve şükretmeyi telkin ediyorlar sevgili dostum! Ülkenin kafa katmanı içinde yer alan bir avuç cesur siyasetçi ve aydın dışında kimsenin sesi çıkmadığı gibi, organize herhangi bir tepki de yükselmiyor. Ne vakit, bu kadar hissiyatsiz, menfaatperest ve umursamaz bir toplum olduk anlamak da güç, anlatmak da..!

Haksızlıklar karşısında susanlar, sabretmeyi veya şükretmeyi nasihat edenler, halkın en büyük düşmanı değil de nedir sevgili dostum? İlâhi kelâmın, "zulmedenlere eğilim göstermeyin! Yoksa, ateş sizi de sarmalar!" öğüdünü ne çabuk unuttuk..!

Çıkarılan yasalara ve tüzük değişikliklerine şöyle bir bakarsanız, yönetenlerin ve siyasi iradeye destek veren güç odaklarının, zenginleştiğini ve gücüne güç kattığını görebilirsiniz...O yasaların, halkı korumak için değil de, iktidar sahiplerini halka karşı korumak için çıkarıldığını anladığın an hikâye tamamlanmış oluyor!

Velhasılı kelam sevgili dostum; "şüphesiz Allah, güzeli hayata geçirenlerle beraberdir." Söyleyecek sözü olmayanlar, ne kötülükleri hissedebilir, ne de baskı ve zulmü..! Sen hiç adaletsizliği, hukuksuzluğu, yoksulluğu, ahlâksızlığı ve esareti  savunan  bir din gördün mü sevgili dostum? 

"Allah, insanlara zulmetmez; insanlar kendi kendilerine zulmederler..."

Özgürlüğün, insanlar arasında yeşermediği bir coğrafyada, doğa yeşermeye devam edecek elbette; insana inat hem de...!

Bilgenin dediği gibi,

“Yaşayan köpek, ölmüş aslandan daha iyidir. Yaşayanlar öleceğini bilir; fakat ölüler hiçbir şey bilmez. Ölülerin bu gökyüzünün altında yapılan hiçbir şeyden artık alacak payları yoktur.”

Yaşarken, insan gibi yasamadıktan ve kadir kıymet bilmedikten sonra hayatın ne anlamı var ki..!
Düne ait her ne varsa, dünle birlikte geçti gitti sevgili dostum! Bugün artık yeni şeyler söylemek lâzım...