Yepyeni bir dünyada, yepyeni bir yaşam  beklentisi zirvedeyken; bizler, maalesef çağdışı kalıyoruz...İnsan, özel yaşamında az gelişmiş yaşam biçimini tercih ettiğinde sevilen ve itibarlı biri olmuyor...Herkesin bir dünyası ve bir gerçekliği olduğunu zaman daha iyi gösteriyor...Insanlar ancak yaşayınca anlayacaktır elbette...
Böylesine sancılı dönemlerde, toplumun bir kesimi kendi başarı hikayesini anlatıp dururken, sahip oldukları mal mülk, hayallerinden bahsederken, yatırımlarının karlılığından dem vururken ve de hesap kitap işinde başarılarını övüp dururken, karşısındakilerin ruh hali ve yaşadığı gerçekler hiç de umurlarında değildir. Niyetleri bellidir aslında, güç gösterisi ve karşısındaki ezme becerisi...Elbette sahip oldukları tek şey budur; çünkü anlatacakları ve övünebilecekleri başka bir meziyetleri ve hünerleri ya da icraatları yoktur...Kendilerini sarsılmaz ve yıkılmaz kale olarak görürler ; yıkılan başka  kaleleri gördükçe adeta zevk alırlar; rakipleri birer birer ortadan kalktıkları için...Kontrolu asla kaybetmek istemezler, çok tedbirlidirler. Bazen çocuklarını bile ezmekten zevk alırcasına "senin kilon kaç?" deyip paralarının ağırlığını vurgularlar vs...Eşleri ve çocukları gösterişi severler; kollarında ve bileklerinde ağır takılar takarlar, söz açılınca takıların hikayesini de anlatmayı severler; marka arabalara binerler; trend evlerde otururlar...Bilmezler ki, onların zenginliğinde bir başarı hikayesi değil, başkalarının hakları vardır. İnançlarını kendilerine göre yaşarlar ; cemiyet yaşamından kopukturlar. Mümkün olduğunca uzak dururlar; korkuları kendilerinden bir şey istenmesidir. Burun kıvırmayı ve reddetmeyi severler ve "hayır" kelimesi onların vazgeçilmezidir...Bir gün gelir; o yıkılmaz dedikleri kalelerinde nereye saklanırlarsa saklansınlar elbette ölüm onları yakalayacaktır; ancak yaşarken ölüm onlara yabancıdır...Onlar başkalarını çekiştirip dururlar; gıybet üzerine gıybet yapma haklarını kendinde görürler. Onlar hakkında soylenen her söze verecekleri bir karşılık elbette bulurlar...Toplum tarafından sevilirler; çünkü güçleri vardır tapınılacak olan! Kendi sırları onlar için kutsal; başkalarının sırlarını ise ağızlarında sakız gibi çiğnemeyi mübah görürler. Çok konuşurlar, ahkam keserler, sadece dinlenilsin isterler; dinliyormuş gibi yaparlar; çünkü onlar konuştukları seylere taparlar; düşündüklerine değil...
Ve herkes gibi sevgili dostum; göç edip giderler kendi dünyalarındaki gerçeklerle! Sonunda ahh ve vahhh!