Doğu Karadeniz Bölgesi'nde imar kirliliği ve kaçak yapı tartışmaları ile gündeme gelen yaylalarda, 'imar barışı' kapsamı dışında kalan, 31 Aralık 2017'den sonra yapılan yapılar için 2018 ve 2019 yıllarında yöredeki yaylalarda yıkımlar gerçekleştirilmişti. Son yıllarda çarpık yapılaşmasıyla ön plana çıkması Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da dikkatinden kaçmamıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, gereken tedbirlerin alınmasını istemiş, bunun üzerine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı harekete geçmişti.
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan AK Parti Trabzon Milletvekili Salih Cora, yaylalardaki yapılarla ilgili geçmişe yönelik bir düzenleme yapılarak imar barışı çıktığını ancak imar barışının imar yarışına döndüğünü söyledi. Cora "Şu anda Cumhuriyet dönemi içerisinde yaylada hiçbir şekilde yapı yapılamaz deniliyor. Mera Kanununun 20 maddesinde inşaat yasaklarını ifade etmektedir. Geri dönük olarak baktığımızda yasak vardı, 45 bin sadece Trabzon’da kaçak yapı var. Demek ki kaçağı teşvik etmiş, yasak kaçağı önleyememiş, dolayısıyla bizim yeniden bir düzenleme yapmamız gerekiyor” dedi.
“Bizde deniz kültüründen çok yayla kültürü vardır bu gerçeği kabul etmemiz lazım”
Karadeniz Bölgesinin kendine has yayla kültürü olduğunu ifade eden Cora, “Karadeniz Bölgesinin kendine özel gerçekleri vardır. Karadeniz Bölgesinde yaşayan insanların da bir yaşam modelleri bir kültürü vardır. Bizde deniz kültüründen çok yayla kültürü vardır bu gerçeği kabul etmemiz lazım. Özellikle yaylalarımızda hayvancılık yapanların çok büyük sorunları olduğunu bizzat müşahede etmekteyim. Geçmişte de zaten yaylalarda büyük bir zamanını geçiren çocukluğunu geçiren birisi olarak bu sorunlara oldukça hakim olduğum iddiasındayım. Bizim şu andaki mevcut mera mevzuatımız, mera kanunumuz, imar kanunumuz ve diğer kanunlarımız yaylalarda yapı yasağını içeren hükümler ihtiva etmektedir. Şu anda Cumhuriyet dönemi içerisinde yaylada hiçbir şekilde yapı yapılamaz deniliyor. Mera kanununun 20. maddesinde inşaat yasaklarını ifade etmektedir. Geri dönük olarak baktığımızda yasak vardı, 45 bin sadece Trabzon’da yapı var, kaçak yapı. Demek ki kaçağı teşvik etmiş, yasak kaçağı önleyememiş, dolayısıyla bizim yeniden bir düzenleme yapmamız gerekiyor. Özellikle bizim yaylalarımızda küçükbaş hayvancılık yok, büyükbaş hayvancılık vardır. Büyükbaş hayvancılık ne demektir? Yaylalarda, meralarda otlaklardan istifade etme imkânı var. Büyükbaş hayvanlarımızı bizim yaylarda günü birlik istifade ettirmemiz mümkün değil. Yani sabah ineğini yaylaya çıkarıp akşam geri döndürmesi mümkün değil. Dolayısıyla orada bir yapısı olması gerekiyor. Yazın yaylada kalarak ancak girdi maliyetlerini düşürebilmekte bu şekilde hayvancılık cazip hale gelebilmektedir. Bu yörenin özelliği hayvancılığı esasında desteklendiğinde çok verimli ürünler ortaya çıkabilmektedir. Çünkü florası doğası zengin bitki örtüsüyle beraber hayvanlar yaylalardan istifade ettiği zaman mineral değerleri çok yüksek ürünler ortaya çıkmaktadır. Böyle bir zenginliğimizi çok daha güzel kullanmamız gerekiyor. Ne yapmamız gerekiyor. Bizim geçmişe yönelik bir düzenleme yapıldı. İmar barışı çıktı. Ama imar barışı imar yarışına döndü. Geçmişe yönelik düzenleme olacağından dolayı geleceğe yönelik belirsizlik oluştuğunda bu sefer herkes hızlı bir şekilde mera alanlarını kapatma durumuyla karşı karşı kaldı. Mera alanları kapatılınca bir kısmı tel örgülerle sarılınca bu sefer hayvancılıkta doğal olarak ortadan kaldırılmaya hayvancılığın geleceği yok edilmeye başlandı. Biz bunu önleyici bir tedbir olarak şunu öngördük. Hem imar kanununda bir düzenleme, hem mera kanunda bir düzenleme yaparak yaylaların atıl durumda olan alanları bir yayla yerleşke alanı olarak belirleyip yani; ilçelerin yayla olarak kullandıkları alanlardan o ilçe halkının istifade edebileceği belirli bir oranda bir alanı yayla yerleşke alanı ilan etmek. Valilikten izin almak koşuluyla hayvancılık yapmak şartıyla orada belirli metrekare ölçülerde taban alanı belli olacak, yüksekliği belli olacak ve yine geleneksel mimariye uygun şartlarda taş ve ahşap olmak üzere bir yapı yani yayla evi ahır ve müştemilatından oluşan yayla evi yapılabilmesinin önünü açan bir düzenleme öngörüyoruz” diye konuştu.
"Amacımız yaylalarda yapılaşmanın önünü açmak değil, yaylaları korumak gelecek nesillere aktarmak"
"Amacımız yaylalarda yapılaşmanın önünü açmak değil, yaylaları korumak gelecek nesillere aktarmak" diyen Cora "Devletin önden gitmesi gerekiyor. Şu an millet önden gidiyor devlet arkadan takip ediyor. Ortada hukuk yok daha çok başkalarının haklarını ihlal eden hukuksuzluklarla karşı karşıyayız. Bunu ortadan kaldıracak devletin önden gittiği bir düzenleme olarak milletin yönlendirecek milletin geleceğini ve o yörenin halkının geleceğini düzenleyecek bir sistem ortaya koymak istiyoruz. Ve bu şekilde yaylalarımızı daha da güçlü hale getireceğiz ekonomiye kazandırmış olacağız. Yaylalarımızın çoğu mera ve orman. Trabzon’un yüzde 65’i orman ve mera. İnsanlar nerede yaşayacak bu gerçeği de kabul etmek gerekiyor. Yörenin özelliklerini dikkate alarak bazen kanunlar çıkarmak gerekiyor. Yüzde 65’i orman mera burada turizm tesisi yapabiliyorsun organize sanayi bölgesi kurabiliyorsun enerji santralleri kurabiliyorsun yol yapıyorsun elektrik internet getiriyorsun ama hayvancılık yapamazsın. Biz bunu kabul etmiyoruz doğru bulmuyoruz. Cumhurbaşkanımızla görüştük grup başkanımızla görüştük milletvekili arkadaşlarımızla görüştük. Muhalefet partisi milletvekillerinin bu konuda kanun teklifleri var. Biz bu sorunun çözülmesini bir mutabakatla çözülmesini ve doğru bir şekilde çözülmesini gelecek nesillere faydalı olacak şekilde onları yönlendirecek yeni kaçak yapıları ortadan kaldıracak onlara müdahale etme hakkını ortaya koyacak bir düzenleme arzu ediyoruz. Bu konuda bir çalışmamız vardır. AK Parti grubuna yasa teklifimizi verdik. Bu kanun teklifi üzerinde çalışmalar oldu. Bu çalışmalar doğrultusunda elde ettiğimiz bilgiler doğrultusunda yeni düzenleyici bir teklifimiz daha olacak. Süreci takip ediyoruz sonuna kadar da gideceğiz” şeklinde konuştu.