Mesafeli sözleşmeler; kısaca tüketicinin satıcı ya da sağlayıcı ile aynı fiziki ortamda bir araya gelmeden ve sözleşmenin kurulmasının uzaktan iletişim aracılığı ile gerçekleştirildiği, mal ve hizmetlerin uzaktan pazarlanmasına ve satışının yapılmasına ilişkin olarak oluşturulan ve bir sistem kapsamında akdedilen sözleşmelerdir. Günümüzde teknolojinin gelişmesiyle birlikte birden fazla işlemin bir anda uzaktan yapılabilmesi imkanı bulunmakta, dolayısıyla mesafeli sözleşmeler de bu imkanın bir parçası olmaktadır. Günlük hayatın her anında taraflar arasında akdedilebilen satış sözleşmesi, mesafeli sözleşmeler açısından da mesafeli satış sözleşmesi olarak akdedilmektedir. Fakat mesafeli satış sözleşmesi ile klasik satış sözleşme arasında sözleşme sırasındaki ortam ve kullanılan araçlar bakımından farklılıklar bulunmaktadır. Dolayısıyla gerek 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nu kapsamındaki satış sözleşmesinde belirtilen unsurları gerekse de 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un ilgili maddesinde belirtilmiş olanları kapsayacak şekilde mesafeli olarak akdedilen sözleşmeler, mesafeli satış sözleşmeleridir.

Mesafeli satış sözleşmesinin geçerli olarak kurulabilmesi için gereken unsurlar, normal satım sözleşmesinin geçerli olarak kurulabilmesi için gereken unsurlarla aynı niteliği taşımaktadır. Zira mesafeli satış sözleşmesinin normal satış sözleşmesinden farkı, satış sözleşmesine konu olan bir şeyin satışının gerçekleşmesindeki ortam ve satış için kullanılan araçların niteliği olmaktadır. Bu itibarla mesafeli satış sözleşmesinin gerçekleşmesi için gereken bazı unsurlar; satıcı ve tüketici arasında sözleşme ilişkisi varlığının olması, sözleşmeye konu edimin, bir tüketim malının satımına ve teslimine ilişkin olması, mesafeli satış sözleşmesine konu malın, düzenlenmiş bir mesafeli sürüm sistemi içerisinde sunulması, mesafeli (uzaktan) iletişim araçlarının kullanılması ve Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği’nde yer alan istisnai sözleşmelere dahil olmaması şeklinde sıralanmaktadır.

Sözleşmelerin kurulması ve hüküm ifade etmesi ise, diğer sözleşmeler gibi Türk Borçlar Kanunu’nun 1. maddesinin ilk fıkrası hükümlerine tabi olmaktadır. Türk Borçlar Kanunu’nda yer alan bu maddeye göre sözleşme, tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamalarıyla kurulmaktadır. Zira bir sözleşmenin kurucu unsuru, tarafların karşılıklı ve birbirlerine uygun irade beyanlarıdır. Bu şekilde mesafeli satış sözleşmelerinin kurulması ve sonuç doğurması da Türk Borçlar Kanunu’nun ilgili maddesi hükmüne tabi olmaktadır. Ayrıca mesafeli satış sözleşmesinin kurulması açısından sözleşmenin kurucu unsurları olan öneri ve kabul beyanları oldukça önem arz etmektedir.

Yine mesafeli satış sözleşmesine belirtilmiş olan esaslar çerçevesinde istenen hükümler konulabilmektedir. Ancak belirtilen hükümler arasında genellikle sözleşmenin ve satışın konusu, ödeme ve teslimat bilgileri, sözleşmenin hükümlerini doğurduğu tarih, tarafların ifa süreleri, mücbir nedenler varsa nasıl sonuçlar doğacağı, satıcının hak ve yükümlülükleri, tüketicinin hak ve yükümlülükleri, sipariş ve ödeme prosedürüne ilişkin bilgiler, iade ve cayma hakkının kullanılması, garanti kapsamına ilişkin bilgiler, gizlilik hükümleri, ve uyuşmazlık çıkması durumunda hangi mahkemelerin yetkili olacağı gibi hususlar yer almaktadır.

Mesafeli Sözleşmelerde Tüketicinin Korunması

Mesafeli sözleşmelerde veya mesafeli satış sözleşmelerinde tüketicinin korunması kanun, yönetmelik ve yönerge çerçevesinde düzenlenmektedir. Bu doğrultuda mesafeli sözleşmelerde satıcıya daha ağır yükümlülükler getirilmiş ve tüketicinin korunması kapsamına daha geniş yer verilmiştir. Özellikle satıcı veya sağlayıcının mesafeli sözleşmenin kurulmasından önce tüketiciyi belli hususlarda bilgilendirme zorunluluğu bulunmaktadır. Bu konuda Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği’nin “Ön bilgilendirme” başlığı altında hangi hususlarda bildirim yapılmasının zorunlu olduğu düzenlenmiştir. Söz konusu yönetmelikte belirtildiği üzere satıcının veya sağlayıcının tüketiciyi gerekli konularda bilgilendirmemesi halinde sözleşme yapılmamış sayılmaktadır. Bununla birlikte yine aynı şekilde teslim ve benzeri ek masraflar hususunda da tüketicinin bilgilendirilmiş olması gerekir. Aksi halde tüketici ek masrafları ödemekle yükümlü değildir. Tüketiciye yapılan ön bilgilendirme işlemi açık ve anlaşılır bir şekilde olmalıdır. Bu şekilde tüketiciye ön bilgilendirme yapıldığına dair ispat yükü satıcı veya sağlayıcıya aittir.

Ayrıca satıcı veya sağlayıcı sipariş kendisine ulaştığı andan itibaren satın alınan ürün ya da hizmeti tüketiciye taahhüt edilen süre içerisinde sunmakla yükümlüdür. Mal satış sözleşmelerinde sözleşmenin ifa süresi maksimum 30 gün olarak düzenlenmiştir. Sözleşmenin süresi içinde ifa edilmemesi halinde ise tüketici sözleşmeyi feshetme hakkına sahiptir. Bu fesih hakkı ile birlikte tüketici tarafından yapılan ödemelerde tüketiciye kanuni faizi ile birlikte geri ödenmek zorundadır. Diğer taraftan yönetmelik gereği malın tüketiciye teslimine kadar oluşan hasar ve kayıptan da satıcı veya sağlayıcı sorumludur. Dolayısıyla tüketici siparişe konu olan malı teslim almadan önce incelemeli ve herhangi bir hasar olup olmadığını kontrol etmelidir. Fakat tüketicinin, satıcının belirlediği taşıyıcı dışında başka bir taşıyıcı tarafından malın gönderilmesinin talep etmesi durumlarında ise malın ilgili taşıyıcıya tesliminden itibaren olan hasar ve kayıptan doğan sorumluluk tüketiciye ait olmaktadır.

Ön bilgilendirme yükümlülüğünü düzenleyen 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 48/2 maddesiyle birlikte Mesafeli Sözleşme Yönetmeliği’nde de bilgilendirmenin hangi bilgileri içereceği, nasıl yapılacağı ve teyit edilmesi gibi konuları barındıran düzenlemeler yer almaktadır. Bu düzenlemeler Mesafeli Sözleşme Yönetmeliği’nin 5/1 maddesinden başlayarak bentler halinde ön bilgilendirmede yer alması gereken hususlar şeklinde düzenlenmekte ve aynı maddenin 2. fıkrası devamında 1. fıkrada belirtilen hususların mesafeli sözleşmenin ayrılmaz parçası olduğu ifade edilmektedir. Yönetmeliğin 6/1 maddesinde ise, bilgilendirmenin kullanılan uzaktan ulaşım aracına uygun olarak on iki punto büyüklüğünde ve açık, anlaşılır bir dilde açık, sade ve okunabilir bir şekilde satıcı veya sağlayıcı tarafından yazılı olarak ya da kalıcı veri saklayıcısı yoluyla yapılacağı belirtilmektedir. Bu hususta 23.08.2022 tarihli ve 31932 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren yönetmeliğe ilişkin düzenlemeyle maddede düzenlenen yükümlülüklerin yerine getirilmesinde satıcı ve sağlayıcı ile birlikte aracı hizmet sağlayıcı da sorumlu tutulmuştur.

Söz konusu yönetmeliğin diğer bir maddesi olan 7. maddede de internet veya sesli iletişim araçlarıyla yapılan mesafeli sözleşmelerde, tüketicinin bilgilendirilmesine ayrıca değinilmekte, ön bilgilendirme yükümlülüğünün yerine getirilmesi yeterli görülmemekte ve tüketicinin ön bilgilendirildiğine ilişkin olarak teyidin sağlanmasından satıcı veya sağlayıcı ile birlikte yönetmelikte yapılan yeni düzenlemeyle aracı hizmet sağlayıcı da sorumlu tutulmaktadır. Aksi halde söz konusu sözleşme kurulmamış sayılacaktır. Aynı şekilde Ön bilgilendirmeye ilişkin diğer yükümlülükler başlığı altında yönetmeliğin 8. maddesinde de satıcı veya sağlayıcı ile aracı hizmet sağlayıcı bakımından, tüketici siparişi onaylamadan hemen önce, verilen siparişin ödeme yükümlülüğü anlamına geldiği hususunda tüketiciyi açık ve anlaşılır şekilde bildirme yükümlülüğü öngörülmektedir. Yükümlülüğün yerine getirilmediği hallerde tüketicinin siparişi ile bağlı olmayacağı belirtilmiştir. Öte yandan ön bilgilendirmenin niteliği gereği, ön bilgilendirme yükümlülüğüne aykırı davranılması durumunda bazı yaptırımlar düzenlenmiştir. Bu çerçevede ön bilgilendirme yükümlülüğüne aykırı davranmaya dair yaptırım özellikle yönetmeliğin 9. maddesinde düzenlenen cayma hakkının kullanılması olmaktadır. Yine bu hususta Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği’nin 10. maddesi kapsamında satıcının, tüketiciyi cayma hakkı konusunda bilgilendirmediği hallerde cayma hakkı süresinin bir yıl uzaması söz konusu olmaktadır. Cayma hakkı, tüketicinin korunması amacının en fazla öne çıktığı düzenlemelerden biridir.

Tüketici, mesafeli sözleşmelerde, cayma hakkını on dört gün içinde kullanabilmektedir. Bu on dört günlük süre Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği’nin 9. maddesinde belirtildiği üzere, mal teslimine ilişkin sözleşmelerde malın teslim alındığı gün; hizmet ifasına ilişkin olan sözleşmelerde ise sözleşmenin kurulduğu gün başlamaktadır. Fakat tüketici, sözleşmenin kurulduğu an ile malın teslimi arasında da cayma hakkını kullanabilmektedir. Dolayısıyla tüketici, cayma hakkı konusunda gerektiği şekilde bilgilendirilmezse on dört günlük süre ile bağlı olmamakta, aynı zamanda cayma süresinin bittiği tarihten itibaren de bir yıl içerisinde bu hakkını kullanabilmektedir. Ayrıca cayma hakkını kapsayan beyanın, süresi içinde satıcı, sağlayıcı veya aracı hizmet sağlayıcıya yazılı olarak ya da kalıcı veri saklayıcısı ile yöneltilmesi yeterli olmaktadır. Böylece ilgili yönetmeliğin 12. maddesinde yapılan değişiklikle birlikte tüketicinin cayma hakkını kullandığına ilişkin bildirim kendisine ulaştığı tarihten itibaren on dört gün içinde satıcı, sağlayıcı veya aracı hizmet sağlayıcı, teslim masrafları da dahil olmak üzere toplamda tüketiciden tahsil edilen tüm ödemeleri iade etmekle yükümlü olmaktadır. Satıcı, malı kendisinin geri alacağını tüketiciye bildirmedikçe, tüketici cayma hakkını kullandığı andan itibaren on dört gün içinde malı satıcıya veya yetkilendirmiş olduğu kişiye geri göndermek zorundadır. Ayrıca bu hususta ilgili yönetmeliğin 12. maddesinde yapılan değişiklikle birlikte malın geri gönderilmesine, yani iade edilmesine ilişkin masraflardan şayet ön bilgilendirmede hangi tarafın sorumlu olacağına yer verilmemişse ilke olarak söz konusu masrafın satıcı, sağlayıcı veya aracı hizmet sağlayıcı tarafından karşılanacağı düzenlenmiştir. Yine tüketici, cayma hakkı süresi içinde malın olağan kullanımı sebebiyle meydana gelen değişiklik ve bozulmalardan da sorumlu olmamaktadır. Bu noktada kural olarak cayma hakkının kullanılması durumlarda yan sözleşmeler de kendiliğinden son bulur ve tüketici herhangi bir masraf, tazminat ya da cezai şart ödemekle yükümlü değildir.

Mesafeli sözleşmelerde tüketicinin cayma hakkının, hiçbir gerekçe göstermeksizin 14 gün içinde kullanabileceği hususunda genel düzenleme mevcut olmakla birlikte ilgili yönetmeliğin 15. maddesinde bu hakkın, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça tüketici tarafından kullanılamayacağına dair bazı istisnalar düzenlenmiştir. Söz konusu yönetmelik maddesinde düzenlenen bu istisnalara göre; “fiyatı finansal piyasalardaki dalgalanmalara bağlı olarak değişen ve satıcı veya sağlayıcının kontrolünde olmayan mal veya hizmetlere ilişkin sözleşmeler, tüketicinin istekleri veya kişisel ihtiyaçları doğrultusunda hazırlanan mallara ilişkin sözleşmeler, çabuk bozulabilen veya son kullanma tarihi geçebilecek malların teslimine ilişkin sözleşmeler, tesliminden sonra ambalaj, bant, mühür, paket gibi koruyucu unsurları açılmış olan mallardan; iadesi sağlık ve hijyen açısından uygun olmayanların teslimine ilişkin sözleşmeler, tesliminden sonra başka ürünlerle karışan ve doğası gereği ayrıştırılması mümkün olmayan mallara ilişkin sözleşmeler, malın tesliminden sonra ambalaj, bant, mühür, paket gibi koruyucu unsurları açılmış olması halinde maddi ortamda sunulan kitap, dijital içerik ve bilgisayar sarf malzemelerine ilişkin sözleşmeler, abonelik sözleşmesi kapsamında sağlananlar dışında, gazete ve dergi gibi süreli yayınların teslimine ilişkin sözleşmeler, belirli bir tarihte veya dönemde yapılması gereken, konaklama, eşya taşıma, araba kiralama, yiyecek-içecek tedariki ve eğlence veya dinlenme amacıyla yapılan boş zamanın değerlendirilmesine ilişkin sözleşmeler, elektronik ortamda anında ifa edilen hizmetler veya tüketiciye anında teslim edilen gayri maddi mallara ilişkin sözleşmeler ve cayma hakkı süresi sona ermeden önce, tüketicinin onayı ile ifasına başlanan hizmetlere ilişkin sözleşmelerde” tüketici, aksi kararlaştırılmadıkça cayma hakkını kullanamamaktadır.

Ayrıca 23.08.2022 tarihli ve 31932 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren yeni düzenlemeyle birlikte tüketicinin cayma hakkını kullanamayacağı sözleşmelere; “tüketiciye teslimi yapılmış olan cep telefonu, akıllı saat, tablet ve bilgisayarlara ilişkin sözleşmeler, canlı müzayede şeklinde açık artırma yoluyla akdedilen sözleşmeler, tanıtma ve kullanma kılavuzunda satıcı veya yetkili servis tarafından kurulum veya montajının yapılacağı belirtilen mallardan kurulum ya da montajı yapılanlara ilişkin sözleşmeler” de eklenmiştir. Böylece tüketiciler artık internetten satın aldığı cep telefonu, akıllı saat, drone, akıllı tablet ve bilgisayarları gibi ürünleri iade edemeyeceklerdir

Öte yandan Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği’nin 13. maddesinde tüketicinin yükümlülükleri de belirtilmiş olup tüketicinin gerek cayma hakkına ilişkin süre gerekse de on dört günlük süre boyunca malı saklama ve özenle muhafaza etme yükümlülüğü hüküm altına alınmıştır. Zira bu süre içerisinde tüketicinin malı özensiz kullanması durumu, tüketicinin cayma hakkını kullanmaktan vazgeçtiği anlamını taşımaktadır. Yine tüketicinin cayma süresi içerisinde malı özelliklerine ve kullanımına göre özen göstererek kullanmış olması halinde ise tüketici, oluşan hasardan ya da bozulmalardan sorumlu olmayacaktır. Öte yandan 23.08.2022 tarihli düzenlemeyle tüketicinin yükümlülüklerine dair ilgili yönetmelik maddesine ek olarak artık ön bilgilendirmede yer verilmesi halinde iade masraflarından tüketici sorumlu tutulacağı öngörülmüştür.

Netice itibariyle, teknolojinin gittikçe artan kullanımına paralel olarak tüketicilerin alışveriş hayatı da sanal ortama taşınmaya başlamıştır. Özellikle tüketiciler, kolaylığı ve içinde bulundukları yoğunluk nedeniyle alışverişlerini dijital platformlar üzerinden yapmayı tercih etmektedirler. Böylelikle dijital ortamında alışveriş yapan tüketiciler, farkında olarak ya da olmayarak bir mesafeli sözleşmeyi kabul edip sonrasında hukukun mesafeli sözleşmelere ilişkin düzenlemelerine tabi olmaktadırlar. Dolayısıyla tarafların fiziki ortamda bir araya gelmediği, mal ya da hizmetlerin uzaktan pazarlanması maksadıyla oluşturulmuş bir sistem çerçevesinde tüketicinin, akdedilecek mesafeli satış sözleşmesi kapsamında satım konusu mala ilişkin olarak yeterince bilgi sahibi olmaması her zaman bir risk konusu olabilmektir. Bu sebeple gerek 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hem de Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği’nde düzenlenmiş olan maddelerle tüketicinin korunması amaçlanmıştır. Son olarak bu hususta satıcı, aracı ve alıcının (tüketicinin) korunması açısından 23.08.2022 tarihli ve 31932 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan düzenleme ile Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği’ne birtakım yeni düzenlemeler getirilmiş olup bu düzenleme bir hükmü haricinde 01.10.2022 itibariyle yürürlüğe girecektir.

Av. Begüm Gürel & Stj. Av. İpek Mengilli

KAYNAKÇA

1. BÜTÜN YILMAZ Derya G, Mesafeli Sözleşmelerin Kapsamı, Ankara Üni. Hukuk Fak. Dergisi, 69 (2) 2020, s. 334-335 https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1473790

2. TEKÇE Ayşegül, Mesafeli Satış Sözleşmesi ve Bu Sözleşmelerde Tüketicinin Korunması, ASBÜ Hukuk Fakültesi Dergisi (2021/1), S. 228-230, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1743625

3. Yrd. Doç. Dr. UZUN KAZMACI Özge, İnternet Ortamında Kurulan Mesafeli Sözleşmelerde Tüketicinin Korunması, s. 2794, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/373445

4.Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği, Madde 15, https://www.mevzuat.gov.tr/File/GeneratePdf?mevzuatNo=20237&mevzuatTur=KurumVeKurulusYonetmeligi&mevzuatTertip=5

5. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, Resmî Gazete  Tarih : 28/11/2013 Sayı : 28835, madde 48/1, https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.6502.pdf

6. Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, Resmi Gazete Sayı 31932, 23.08.2022 Tarih, https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2022/08/20220823-2.htm