Yaşayan insanların kıymetini bilmede veya değer vermede, toplum olarak ciddi sorunlarımız var sevgili dostum! 

Bir babanın hayattan beklentisi ya da hayallerini soran oldu mu? Veya verdiği mücadeleyi takdir eden? Önce bu soruların cevabını kendimize verdiğimizde, babalar günü biraz daha anlamlı olacak galiba.

Saçını süpürge eden kadınlar var da ömrünü ailesine adayan babaların durumu ne olacak acaba? Sen erkeksin, yaparsın, edersin mantığı hakimken, babaların hiçleştirilmesine ve saygınlığını yitirmesinde kimin ya da kimlerin rolü var acaba?

Dünya ağlıyorken; sonumuz yakınken ve halimiz hazinken kim kime sevgiyle sarılıp hürmet edebiliyor!...

Şimdi, her zamankinden daha fazla hayata sarılmamız gerekirken, ne yapıyoruz; sen ben veya üstünlük kavgası..!

Para ve de maddiyatin bütün kolları ahtapot gibi sarıp sarmalamış toplumu. Güçlü olanın başkalarını aşağılama duygusu, tamamen aşağılık bir duygu olduğunu söylemeden geçemeyeceğiz. Öyle insanlar var ki sevgili dostum; yaşayan kardeşini görmek yerine, ölen akrabasını veya büyüklerini görmek için mezarlıklara koşturuyor. Hayatında bir kez olsun sevdiğine bir çiçek dahi vermemiş insanlar, mezarları çiçeklerle donatmayı hangi duyguyla yaparlar anlamak gerçekten zor! Velhasılı kelam; kaba saba bir millet olup çıktık...Sevgimizi göstermek dahi bir zayıflıkmış gibi algılanır oldu. Sevgi yoksunu insanların ileride ne derece zalimleştiğini de biliyoruz. "Düşene, bir tekme de sen vur!" diyen insanlıktan yoksun, akılsızlıktan beslenen mahlukların  dünyası bu dünya olamaz elbette...

Bilgenin dediği gibi, "Mücadele et sevgili dostum; mücadele...

Mücadele ne kadar canlı olursa, yaşam da o kadar değerli ve yoğun olacaktır..."

Babalar gibi, hayatın bütün saçmalıklarına ve yalanlarına gülüp geçiyoruz sevgili dostum!

Yaşayan, yorgun  babaların kıymetinin olmadığı babalar günü, yine de kutlu olsun!