Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’i Rusya’nın başkenti Moskova’da bulunan Kremlin Sarayı’nda ağırladı.

Guterres’in talebi doğrultusunda gerçekleşen görüşme yaklaşık 1 saat sürdü. Donbass Bölgesi’nde sivillere karşı soykırım uygulandığını savunmaya devam eden Putin, “Rusya'nın Ukrayna'da Donbass'ta askeri operasyonuyla ilgili endişelerinizi biliyorum. Bugünkü konuşmamızın merkezinde bu olacağını düşünüyorum. Bu bağlamda, tüm sorunun darbeden sonra ortaya çıktığını belirtmek isterim. 2014'te Ukrayna'da yapılan anayasaya aykırı bir darbedir. Kiev yetkililerinin bu sorunu askeri yollarla çözmeye yönelik bir başka başarısız girişiminden sonra, Minsk Anlaşmaları adı verilen başka bir aşamaya geldik. Bu, Donbass'taki durumu barışçıl bir şekilde çözme girişimidir. Ancak ne yazık ki bizim için 8 yıl boyunca orada yaşayan insanlar kendilerini bir ablukanın içinde buldular. Kiev yetkilileri bu bölgeyi abluka altına aldıklarını duyurdu. İlk başta reddettiler ama sonrasında bunu söylemekten çekinmediler ve bu bölgeye askeri baskıyı sürdürdüler” dedi.

Putin, Donetsk ve Luhansk için Kosova örneğini verdi
Guterres’in, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik askeri operasyonlarını “işgal” olarak tanımlaması üzerine Putin, Uluslararası Adalet Divanı'nın “toplumların kendi kaderlerini tayin hakkı” maddesine atıfta bulunarak, “Bu karara göre herhangi bir devlet, merkezi devlete egemenliğini ilan ederken başvuruda bulunmak zorunda değil. Donetsk Halk Cumhuriyeti ve Luhansk Halk Cumhuriyeti de bu emsale dayanarak egemenliklerini ilan etme hakkında sahiptir. Batılı muhaliflerimizde dahil olmak üzere birçok ülke Kosova konusunda bunu yaptı. Biz de aynısını Donbass’taki cumhuriyetler için yaptık. Biz bunu yaptıktan sonra onlar bize ricada bulundular. Onlara karşı askeri operasyon yürüten (Kiev yönetimi) devletlere karşı askeri yardım talebinde bulunuldu. Bu BM sözleşmesine uygun şekilde yapıldı. Rusya, Donbass’taki insanlara uygulanan soykırıma karşı Donetsk ve Luhans Halk Cumhuriyetlerini tanımaya zorlandı. Rusya’nın BM Tüzüğü uyarınca özel bir askeri operasyon başlattı” dedi.

“Mariupol'deki durumun trajik sonuçları var ancak orada savaş sona erdi”
Rusya’nın Ukrayna’daki operasyonlarındaki gündemden düşmeyen Mariupol kenti hakkında da konuşan Putin, “Orada durum karmaşık ve trajik ama aslında çatışma kalmadı. Yaklaşık bin 300 Ukraynalı asker teslim oldu. Hatta daha fazlası. Yaralılar da var ama durumları iyi. Tam teşekküllü olarak doktorlarımız tarafından tedavi ediliyorlar. Azovstal fabrikası tamamen ablukaya alındı. Ancak buraya bir operasyon düzenlemiyoruz. Ukrayna tarafından burada sivillerin bulunduğuna dair açıklamalar duyuyoruz. Ukrayna askerleri sivilleri ya serbest bırakıyor ya da Suriye’deki terörist gruplar gibi sivil nüfusun arkasına saklanıyor. Yapılması en iyi şey sivillerin çıkışını sağlamak. Bu en kolay şey” ifadelerini kullandı.

“Müzakerelerden vazgeçmiyoruz”
Rusya’nın askeri operasyonlarını sürdürmesine rağmen müzakere kapısını hep açık tuttuğuna dikkat çeken Putin, “Askeri harekatın devam etmesine rağmen, diplomatik yolda da anlaşmalara varabileceğimizi umuyoruz. Müzakerelere devam ediyoruz. Bundan vazgeçmiyoruz. Ukrayna, Kırım ve Donbass konularını devlet başkanları düzeyinde tartışmayı teklif etti ancak güvenlik konusunda anlaşmalar olmadan kararlar alınamaz” dedi.

“İstanbul’daki Rusya-Ukrayna müzakerelerinde ciddi bir ilerleme kaydedildi”
İstanbul’da gerçekleşen Ukrayna-Rusya müzakerelerinde bir dizi kararlar alındığını fakat hemen ardından Bucha olayı gibi bir provokasyonun patlak verdiğini savunan Putin, “İstanbul’daki Rusya-Ukrayna müzakerelerinde ciddi bir ilerleme kaydedildi. Ancak ne yazık ki bu anlaşmalara varıldıktan ve müzakerelerin devamı için elverişli koşullar oluşturma niyetimizi ortaya koymamıza rağmen Bucha’da bir provokasyonla karşı karşıya kaldık. Biz bu provokasyonun kimin tertiplediğini, hangi araç ve insanlarla çalışıldığını biliyoruz. Ukraynalı müzakere heyetinin yeni bir çözüme ilişkin tutumları bundan sonra dramatik bir şekilde değişti” diye konuştu.

“BM, Rusya ve Ukrayna arasında temas grubu oluşturulmalı”
Putin’in ardından söz alan Guterres ise, Ukrayna’da BM’ye ihtiyaç duyulduğunu söyleyerek, “Rusya'nın bir koridor oluşturulduğunu duyurduğu, Ukrayna'nın başka bir koridor oluşturulduğunu duyurduğu bir dizi durumla karşı karşıyayız. Durum öyle ki pratikte uygulanmıyor. Bu koridorların etkili olabilmesi için BM, Rusya ve Ukrayna arasında temas grubu oluşturulmalı. Böylece hiç kimsenin bu koridorların oluşturulmasından kaçınmak için bir bahanesi olmasın” dedi.

Guterres’ten Mariupol için ortak çalışma çağrısı
Ukrayna’nın Mariupol kentindeki duruma değinen Guterres, “Mariupol'e gelince çok geniş bir alan yok edildi. Birçok insan orada zor durumda kalıyor. Şehri terk etmek istiyorlar. Biri Rusya’ya gitmek istiyor öteki Ukrayna tarafından kontrol edilen bölgeye gitmek istiyor. Uluslararası Kızılhaç Komitesi ile birlikte bu insanların tahliyesini gerçekleştirmek üzere Rusya ve Ukrayna yetkilileriyle çalışmaya ayrıca tüm kaynaklarımızı kullanmaya hazırız. Bu daha uzun bir süreç olacak. Belirli işbirliği biçimleri oluşturmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.