Araştırmacı yazar Cengiz Özakıncı’ya göre Hristiyan-Siyonist-İslamcı ittifakının ülkemizdeki bir numaralı misyoneri olan ve 28 Ağustos 2019’da vefat eden Şule Yüksel Şenler adına kurulan vakfın açılışında Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, ‘başörtüsü’ meselesinde referanduma gidileceğini açıkladı. Ve ekledi “kilidi milletin iradesi açacak” dedi.

e9e71c94-728b-43af-8eb6-27a25e11fd8b

Hangi kilit ki bu? Başörtüsü yasağı mı kaldı. Kamu kurum ve kuruluşlarında, üniversitelerde TBMM’de başörtüsü yasağı kalkalı neredeyse on yıl oldu ve geçmişte yaşanan tüm gerginlikler bitti.

Ha böyleyken konunun yeniden köpürtülmesindeki amaç ne olabilir sorusuna birçok cevap verilebilir. Ancak konumuz siyaset değil, kimmiş bu Şule Yüksel Şenler onu anlatayım elimdeki kaynaklara dayanarak:

1971’de Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay, "Esasen Kur'an'da örtünmek veya açılmakla ilgili bir ayet yoktur." demesi üzerine Şule Yüksel Şenler, Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay'a hitaben bir mektup yayımlamış ve "Cumhurbaşkanı’nın Allah'tan ve milletten özür dilemesi gerektiğini" söylemişti. Bunun üzerine Cumhurbaşkanı’na hakaretten yargılanmış, 8 ay hapis yatmıştı.

42050694-3f5b-4ded-b85d-486bf843a199

Bu önemli hatırlatmadan sonra hikâyeyi başa saralım:

Vakko'nun o çok rağbet gören eşarp modasını 1964'de başlatmasından (Kaynak: Vitali Hakko'nun anıları) iki yıl sonra 19. Mayıs 1966'da, yani DP'nin, Menderes'in devamı olduğunu söyleyen Süleyman Demirel hükümeti iktidarda iken; aslında Atatürkçü modern bir ailenin kızı olan, Said (Nursi) Kürdi'nin önemli müridi ağabeyi Üzeyir Şenler'in istemesiyle bile kapanmayan Şule Yüksel Şenler kapanarak, Almanya'dan gelen, bir Protestan iken Müslüman olan ve bugün türban diye bildiğimiz baş örtme şekliyle başını örten misyoner Alman misyoner Rotraut Scheer’ de yanına alarak, kadınların kapanmadıkları takdirde Müslüman olamayacakları söylevlerini içeren,  19 Mayıs 1966 günü Samsun'dan başlayan ve daha sonra Bandırma, Erzurum, Sivas Kayseri yolunu izleyen (izlenen yol çok manidar) "Müslüman Kadınının Yükümlülükleri" başlıklı bir konferanslar dizisine başlar. Şule Yüksel Şenler, bu konuda misyoner olan Alman Ruth Rauth Sheer' in türbanlı halini göstererek, kapanmamak için direnen genç kızları ve kadınları kapanmaya ikna eder. Bunlardan birisi de Cumhurbaşkanı RTE'nin eşi Emine Erdoğan'dır.

Bu konferanslar dizinin tamamen hükümet/devlet desteklidir. Zira ilk konferansın verildiği Samsun'da, belediye hoparlörleri bu konferans için duyuru yapar, bu yetmez ayrıca belediye salonunda gerçekleşen konferans şehirdeki tüm belediye hoparlörlerinden canlı olarak yayımlanır. İl müftüsü beyanname yayınlayarak tüm kadınlar bu konferansı dinlemeye davet edilir. Ve böylelikle kadınlar kapanmayı devletin istediği algısına kapılırlar.

Şule Yüksel Şenler, konferans sırasında kadınlara "siz ne biçim müslümansınız, ananız babanız Müslüman ama hepiniz açık saçık geziyorsunuz, (Rotraut Scheer ‘igöstererek) bakın şu kadına bu Alman ama kapalı, siz neden bunun gibi olmuyorsunuz? Müslüman olmak örtünmeyi gerektirir, örtünmüyorsanız Müslümanlığınız zayıftır" der. Konferans esnasında Şule Yüksel Şenler konuşur, yetmez, Alman kadın örnek olarak gösterilir, bu da yetmez ve Rotraut Scheer ‘inaltı yaşındaki takkeli oğlu Hamdi, yerinden fırlar ve mikrofonu eline alarak "tuuu siz ne biçim Müslümansınız, örtünmezseniz yeriniz cehennemdir" diye haykırır. Mizansene bakar mısınız? Sonuçta bu mizansenlerle icra edilen konferanslara katılan kadınların hemen hepsi örtünür.

Türkiye'nin yaşadığı türban meselesi 1966 yılından bu konferanslarla Şule Yüksel Şenler Rotraut Scheer ve altı yaşındaki oğlu Hamdi, bu meseleyi tohumlamışlardır.

Şimdi Almanya'da yaşayan Şule Yüksel Şenler'in türban konulu konferanslarından sonra gerçekleştireceği konferanslarından ilki, "Müslüman erkek karısını dövebilir, kadın da buna rıza göstermelidir" üzerine olacaktır. Şule Yüksel Şenler'in "erkek karısını dövebilir" sözleri gazetelere manşet olacaktır. Yıl 1967.

Görüldüğü üzere, 1964 yılında Vakko'nun eşarp kampanyası ile başlayan furya, 90'larda Merve Kavakçı önderliğinde ülkemize çok sancılı süreçler yaşatarak bugün yaşadığımız boyutlara gelmiştir. Vakko'nun çok masum bir moda esintisi olarak algılanan eşarp kampanyası Şule Yüksel Şenler ve Alman türban misyoneri Rotraut Scheer ‘in konferansları için kadınları hazırlamaya yöneliktir.

Fotoğraflar;  (sağda) Şule Yüksel Şenler,  (solda) türban misyoneri Rotraut Scheer bir konferans sırasında. Diğer fotoğrafta, Alman türban misyoneri Rotraut Scheer, türbanlı kızı ve takkeli oğlu Hamdi ile.