Her nedense, Türk insanının,  ticari hayatta, ortaklık yapısına bakışı hep soğuk olagelmiştir sevgili dostum! Büyüklerin yaşadıkları ticari deneyimler, ortaklık yapılarının hiç de sağlıklı olmadığına vurgu yapar durur...
" Ortak atın beli sakat olur"
 "Öküz öldü  ortaklık bitti"
"Akıl ortağı, ortak; mal ortağı kaypak!" 
Gibi sözlerde de aynı mantık işletilir...
Genellikle aile şirketleri ve adi işletmeler şeklinde işyerleri, ticari hayata adım atarlar. Kimseyle ortak olmadıklarını söyleyenlere de, yanıldıklarını hatırlatmakta fayda var sevgili dostum! Aslında hiç de adı anılmayan iki gizli ortağı vardır ticaret erbabının:
Biri maliye, diğeri ise bankalardır...Bunların ikisini ortaklıktan veya hayatından çıkarma şansı sıfırdır ticaret erbabının! İmkansızdır yani...Mal ve hizmet üretiyorsan , bu iki kuruma mecbursun sevgili dostum! Bir tarafta vergilerin vs ödenmesi,  diğer taraftan kredilendirme ve yatırımlar için finansal destek, çek, pos cihazı ihtiyacı vs...Aslında her iki ortak da, sizin iyi zaman dostunuz olarak anılmıştır daima...

Ürettiğiniz ve kazandığınızı bildikleri sürece işleri sessiz sedasız yürütür; kaybetmeye başladığınız andan itibaren sizin en büyük düşmanınız olurlar. Vergi vs yükümlülüklerinizi yerine getiremezseniz, kat be kat faiziyle ödeterek sizi cezalandırır; ya da af getirdim diyerek vergi borçlarınızı yapılandırır...

Ödemelerinizi baskılamak için haciz kararı aldırır; bunların hiçbirini yapamazsanız, aktif haczi başlatarak sizi bitirir...Benzer şeyler bankalar için de geçerli sevgili dostum! Krediyi zamanında ödeyemezseniz uyarı alır; yapılandırma teklifi sunarak, faiziyle sizden tahsilat yapmaya çalışırlar; bu size sunulan bir şanstır derler...Ödeyemezseniz temerrüte düşer; rakamlar farklı boyutlara taşınır; size verilen cezalı son ihtardır bu aslında...Bu arada banka siciliniz bozulmuş olur; kredilendirme puanlarınız düşürülür; sisteme işlenir; yani bir tür finansal sabıka kaydınız oluşturulmuştur; sildirmeniz için yıllara ihtiyacınız vardır...Banka sicil puanınız dibe vurduğunda size hareket edecek alan bırakılmaz; ortağınız olan bankanız aslında sizi bir türden satmıştır...Açıkçası bilgenin dediği gibi, " Bankalar, güneşli havalarda şemsiye verirken, yağmurlu havalarda şemsiyeyi elinizden alır!" ya da " Bankalar, parayı sadece paraya ihtiyacı olmayanlara teklif eder!" anlamına dönüştürürler. Ve daha neler neler...
Velhasılı kelam sevgili dostum; ekonomisi bu kadar kırılgan ve bir o kadar da zikzaklı bir ülkenin ticaret hayatı da kasırgalarla boğuşan kuşlara benzer. Ya tüyleriniz ya da bedeninizi çekip alacaktır. Girişimciliğin bu kadar riskli olduğu bir ülkede, aklen ve dinen ticaretin önerilen bir alan olması gerçekten anlaşılır gibi değil!

Anlaşılır hale getirmek isteyen de yok gibi! Bir dönem kazananlara, birer dönem ceza vermek gibi bir şey işte! Verdiklerinin kat be katını ödemenizi isterler açıkçası...

Musluğu açmak, kısmak veya tamamen kapatmaya benzer bu işler!

Bizim aklımız bu kadar, gerisi Allah kerim!