“Samimiyetsizsiniz” diyen Trabzon Büyükşehir Belediyesi Bağımsız Meclis Üyesi Davut Çakıroğlu, şunları aktardı;
“İnsan nereden başlayacağını bilmiyor ancak sanırım zulüm gören Müslümanlardan önce islam dünyasının durumuna değinmek gerekir.
Dünyanın bilim ve teknoloji çağı diye tanımladığı bu dönemde İslam Devletlerinin saraylarla, para saçan şehzadelerle, şatafatla gündeme gelmesi ne acıdır. Oku diye başlayan bir dinin mensupları, savunucuları bugün ilimden kopmuş, bilimden uzak, alimden korkar durumda.
Daha dün "eğitim seviyesinin düşük olmasıyla oy oranlarının yüksekliği üzerine" denklem kurup mutluluk naraları atan siyasetçileri görmedik mi?Kendisine son teknolojik sistemle saldıran İsrail askerlerine Müslümanların taş ile karşılık vermesi, sapan ile direnmesi görülen zulümden daha acı değil mi?
Bu acıyı umarım hisseden bir tek ben olmam...
İkinci bir boyut da varlık içinde yüzen devletler ile yokluk ile savaşan, açlık ve sefaletin boy gösterdiği devletlerin müslüman olması... Daha dün soykırıma uğrayan Doğu Türkistan için Sağlık Bakanı, "gündeme getirmeyelim yoksa Çin bize aşı vermez" demedi mi?
Oysa itibardan tasarruf olmaz diyerek yaptırdığınız sarayları göstererek bu sorunu aşmanız gerekmez miydi? Ve o sarayları yaptırmak için aldığınız üç kuruşluk borçlar yüzünden Müslüman soydaşlarımızın adını anamıyor olmanızı bir itibar sorunu olarak göremiyorsunuz.
Mynmar'da sırf müslüman diye insanlar, çocuklar bir gösteri izler gibi bütün insanların, devletlerin gözleri önünde katledildi.
Sırf müslüman liderler birbiriyle ego yarışına girdiler diye ve kendilerine güç atfeden ülkeler istedi diye bugün Filistin'de dün olduğu gibi çocukları, müslümanları katleden İsrail ile dost olma yarışına girdiler.
Tepki gösteren bir iki devlet veya lider de daha çok iç politikaya alet etti ve seçim malzemesi yapmaktan öte bir mahiyeti olmadı tepkilerinin.
Ülkemizden giden insani yardım gemisini İsrail askerlerinin saldırısına teslim eden zihniyetin bugün Filistin'e asker göndermek fikri de bir espri olarak kalacak.
Hani çocuklara saldırdılar uyudu islam dünyası, toprakları aldılar sustu ama bugün İsrail'in İslamın İlk kıblesi Mescit'i Aksa'ya saldırmaktaki amacını görmemezlikten gelemeyiz.
Gelirsek biraz konuya eğilen herkes bilir ki bilmeli ki hedef Kâbe olacak.
İsrail'in etrafında olan İslam devletlerinde yapılan operasyonlarda, Deaş'da, Pkk'da, İsrail varlığını göremeyenler, görmeyenler umuyorum ki İslamın beynine yapılan saldırıda amacın islamın kalbi olduğunu görürler. Ve nerede zulüm gören bir millet varsa ortak kimliklerinin "Müslüman olmak" olduğunu analiz edebilirler.
Ülke olarak da Mısır, Irak, Suriye, Arabistan politikalarımızı gözden geçiririz ve çocuk katillerinin demokrasi havariliğine alet olurken esasen kime, neye hizmet ettiğimizi irdeleyebiliriz..”