Dernek binasında bir araya gelen Afganistanlı kadınlar ve çocuklar beyaz bir Burka’nın üzerine imzalar atarak hak ihlallerini dikkat çekmeye çalıştılar ve İngilizce, Farsça ve Türkçe hazırladıkları basın duyuruları ile birlikte Ankara’daki Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne gönderdiler.
Yaptıkları basın açıklamasında, Afganistanlı kadınlar ve kız çocuklarının eğitim hakkının engellenmesini kadını yok saymak anlamına geldiğini belirten Begüm Kadın Komitesi üyeleri yaptıkları ortak açıklamada, Taliban tarafından uygulanan zorunlu göçü de protesto ederek özellikle Daykundi ilinde Hazaralar’ın yüzlerce yıl yaşadıkları toprakları terk etmeye zorlandıkları durumu kabul edilemez olarak nitelendirdiler.
Açıklamada “Eşref Gani'nin kaçması ve ülkenin Taliban terör grupları ve Hakkani şebekesi tarafından işgal edilmesinin ardından, Afganistan halkının, özellikle ülkenin 20 yıllık başarıları,kazanımları, uluslararası kuruluşların çabalarının,tamamı yerle bir oldu. Taliban ve Hakkani terör grupları şu anda ülkede tüm insani, İslami ve demokratik ilke ve değerlere aykırı, feci eylemler gerçekleştiriyor. Ülke nüfusunun yarısını oluşturan ülkenin tüm ilişkilerine ve seviyelerine kadınların katılımının reddedilmesi ve dışlanması, masum ve savunmasız insanların vahşice öldürülmesi, erkekler ve kadınlar için çöl mahkemeleri, gazetecilere, sivil toplum aktivistlerine, insan hakları savunucularına ve eski devlet çalışanlarına yönelik dayak ve tehditleri devam etmektedir. Kadınları savunan mitinglere vahşi saldırı, lise ve liselerde kız öğrencilerin yasaklanması, Afganistan'da ifade özgürlüğünün bastırılması ve tek etnik gruba dayalı bir hükümetin kurulması, Afganistan'ın ve dünyanın mazlum halklarının tanık olduğu ve izlediği açık ve talihsiz trajedilerden biridir. Afganistan'daki tüm bu trajediler göz önüne alındığında, Birleşmiş Milletler ve bazı ülkelerin Afganistan'daki Taliban terör örgütünün ve Hakkani şebekesinin vahşi eylemlerini izlemeye devam ediyor. Unutulmuş Afgan halkına Taliban ve Hakkani şebekesi tarafından devam eden acımasız ve insanlık dışı muamelesi karşısında uluslararası toplumun sessizliği manidardır. Herkes bunu bilmelidir ki bu sesiz kalmaların sonucunda terör faaliyetlerin Afganistan dışına yayılmasına yol açarak büyük insani felaketlere ve muhtemelen aşındırıcı savaşlara yol açacaktır. Afganistan’da ise uzun yıllar sürecek iç savaşın da habercisi olduğunu söylemek mümkündür. Birleşmiş Milletler ve Güvenlik Konseyi de dahil olmak üzere uluslararası toplumu bir kez daha göreve çağırıyoruz. Taliban terör örgütü Doha zirvesindeki tüm taahhütlerinin aksine ülkeyi silah gücü ile girmiş ve yönetmiştir. Afganistan halkının nezdinde hiçbir meşruiyeti yoktur. Bu nedenle BM Güvenlik Konseyi'ni ve dünya ülkelerini Taliban ve Hakkani terör örgütünün yönetimini tanımamaya çağırıyoruz. Afganistan halkı uluslararası standartlara dayalı demokratik, adalet odaklı bir sistem istiyor. Birleşmiş Milletler'i Afgan halkının iradesine kulak vermeye ve Afganistan'daki tüm etnik grupların içinde bulunduğu kapsamlı bir sistemi desteklemeye çağırıyoruz. Taliban, Afganistan nüfusunun yarısını oluşturan kadınların eğitimini, eğitimini ve istihdamını ve insan haklarını ve onurunu tamamen görmezden geldi. Birleşmiş Milletleri Afgan kadınlarının haklarını, değerlerini ve insanlık onurunu şiddetle savunmaya çağırıyoruz. Birleşmiş Milletler'i ve uluslararası kuruluşları, Afganistan'ın mazlum halklarını kurtarmak için Afganistan'daki zorunlu yoksulluğu ve ciddi insani felaket tehdidi karşısında tedbirler almaya çağırıyoruz. Güvenlik Konseyi'ni ve Birleşmiş Milletler'i Taliban ve Hakkani şebekesine yaptırımlar uygulamaya çağırıyoruz. Uluslararası toplumu, Taliban ve Hakkani terör ağının bu feci eylemlerini mümkün olan en kısa zamanda durdurmaya çağırıyoruz. Güvenlik Konseyi ve BM'nin Taliban ve Hakkani'nin vahşeti ve insanlık dışı eylemlerine karşı sessiz kalması halinde Afganistan halkının başına büyük ve inkar edilemez insani felaketlerin geleceğine inanıyoruz ve zamanla bu felaketten tüm dünya payını düşeni alacağını unutmamamız gerekir” ifadelerine yer verildi.