Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, gündeme ilişkin yönelttiği soruları yanıtladı. TBMM’de önce muhalefetin oylarıyla reddedilen güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması kanun teklifinin ertesi gün AKP Grubu ve TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un girişimleriyle tekrar oylanarak kabul edilmesine ilişkin Karamollaoğlu, şöyle konuştu:

“İKTİDAR BİRAZ GAFLETE DÜŞMÜŞ ANLAŞILAN”

"Geçmişte de benzer oylamalar olabilir. Meclis’te çoğunluğu olan partiler eninde sonunda kendi dediklerini gündeme getirirler ve onun da gerçekleşmesi için gayret gösterirler. Yani orada bir boşluk meydana gelmiş, o anda iktidar biraz gaflete düşmüş anlaşılan, yeterli çoğunluğu bulamadıkları için de reddedilmiş. Onların tedbirsizliklerinin bir işareti bana göre. Eksiklik yapmışlar, böyle bir durum ortaya çıkacağını tahmin edememişler, mahcup oldular. Ama arkasından da kendi bildiklerini okuyabilmek için tekrar getirdiler ve geçirdiler" dedi. 

"O KADAR ALELACELE HAZIRLADILAR Kİ ALTI DOLDURULMAMIŞ BİR DAVA OLDU"

Karamollaoğlu, HDP’nin kapatılması talebiyle gönderilen iddianamenin eksiklikleri nedeniyle Anayasa Mahkemesi tarafından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na iade edilmesi üzerine MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, “HDP'nin kapatılması kadar Anayasa Mahkemesi'nin de kapanması artık ertelenemez bir hedef olmalıdır" eleştirisini yapmasını da değerlendirdi. Karamollaoğlu, şöyle konuştu:

"Anayasa Mahkemesi’ni kapatmak demek, zaten üzerinde çok tereddüt olan adalet mekanizmasını bütünüyle tahrip etmek manasına gelir. Anayasa Mahkemesi kendi görevini yapmış. MHP’nin Büyük Kongresi’ne giderken HDP’nin kapatılması için hükümetten böyle bir talepte bulundu. Alelacele AK Parti de Cumhurbaşkanı da HDP’nin kapatılması için bir layiha hazırlayıp gönderdiler. Ama o kadar alelacele hazırladılar ki bu altı doldurulmamış bir dava oldu. Bana sorulduğu zaman bunun Anayasa Mahkemesi tarafından hemen iade edileceğini söylemiştim. Hemen de iade edildi zaten. Çünkü Anayasa Mahkemesi zanla karar vermez.

"ANAYASA MAHKEMESİ, HİÇ KİMSENİN KENDİ İNİSİYATİFİNE GÖRE KARAR VERMEZ"

Bir partinin kapatılması için ya tüzüğünde Anayasa’ya aykırılık olması lazım, bu yok. Yahut programında Anayasa’ya aykırılık olması lazım, o da yok. Kalıyor terörde odak olma noktası. Odak olması noktası da iddialarla gerçekleşmez. Bunun ispat edilmesi gerekir. Suç duyurusu sadece iddia demektir. Anayasa Mahkemesi’nin bunları delil olarak kabul etmesi mümkün değil. Sayın Bahçeli bunu görmüyor. Onun için ‘Anayasa Mahkemesi’ni kapatın, eğer böyle bir karar almadıysa’ diyor. Kusura bakmasın, Anayasa Mahkemesi, hiç kimsenin kendi inisiyatifine göre karar vermez."

"ESNAF, KİRASINI, BORCUNU, ÇALIŞTIRDIĞI İNSANLARIN ÜCRETİNİ ÖDEYEMİYOR"

Karamollaoğlu, esnafın koronavirüs salgınıyla birlikte sıkıntılar yaşadığını, bu sıkıntıların da ortada olduğunu ifade ederek, "Bir numaralı meselesi kirasını, borcunu, çalıştırdığı insanların ücretini ödeyemiyor. Devlet, herhangi bir şekilde kendisinin alacağı varsa bunları, pandemi bitene kadar ertelemesi, yeri geliyorsa affetmesi gerekir. Esnaf, para kazanacak ki bunları yapabilsin. Kendi geçimini sağlayabilsin. Çalıştırdığı insana ücret verebilecek, o insan geçimini sağlayacak. Küçük esnaf bunların hiçbirini sağlayamıyor. O zaman devletin buraya mutlaka destek vermesi icap eder" dedi. 

"ÖZELLİKLE RAMAZAN AYINDA ESNAFA DESTEK VERİLMESİ ŞART"

Salgının ilk günlerinde herkese 1000 TL para verilmesini önerdiklerini anımsatan Karamollaoğlu, esnaf için de şu çağrıyı yaptı:

“Herkese, çoluk çocuk, bebek dahil. Neden, herkesin bir ihtiyacı var. Esnaf da bunun içinde. Esnafınki bunun çok ötesinde, diğer giderleri olduğu için. Esnafın elinde tutma mecburiyeti var. 2 milyona yakın esnaf var. Bunlar bizim bir bakıma ekonominin bel kemiğini oluşturuyor. Halka kendi ihtiyacını karşılayacak gıdasını da malzemesini de esnaf götürüyor. Hepsinin kendine göre dertleri var. Bu dertler bu süreçte dışarıdan yardım verilmeden mümkün değil düzeltilemez. Ramazan boyunca da bu konu önemli olduğu için ben özellikle Ramazan ayında esnafa bir destek verilmesinin şart olduğuna inanıyorum.”