Hayatın yoğunluğu ve karmaşası içinde, ister planlı isterse plansız işlerle uğraşıp dururken; bir taraftan da dua ederiz, gerçekleşmesi için... Elbette dua kültürü, farklı dinlerde ve kültürlerde ilahi güce sesini duyurmak için  farklı bir ilâhi iletişim biçimi belki de! Manevi tatmin ve hayata sıkı sıkıya bağlanmak adına müthiş bir bağ kurma  arzusu olduğu apaçık belli!
Şimdi tarihin derinliklerine, ta Hititlere uzanacağız sevgili dostum; bilindik bir Hitit duasının mantığını anlamaya çalışacağız: 

"Tanrım, Beni Yavaşlat!

Aklımı sakinleştirerek kalbimi dinlendir!
Zamanın sonsuzluğunu göstererek bu telaşlı hızımı dengele!
Günün karmaşası içinde bana sonsuza kadar yaşayacak tepelerin sükunetini ver!
Sinirlerim ve kaslarımdaki gerginliği, belleğimde yaşayan akarsuların melodisiyle yıka, götür!
Uykunun o büyüleyici ve iyileştirici gücünü duymama yardımcı ol!
Anlık zevkleri yaşayabilme sanatını öğret; bir çiçeğe bakmak için yavaşlamayı, 
güzel bir köpek ya da kediyi okşamak için durmayı, 
güzel bir kitaptan birkaç satır okumayı, 
balık avlayabilmeyi, hülyalara dalabilmeyi öğret!
Her gün bana kaplumbağa ve tavşanın masalını hatırlat!
Hatırlat ki, yarışı her zaman hızlı koşanın bitirmediğini, yaşamda hızı arttırmaktan çok daha önemli şeyler olduğunu bileyim!

Heybetli meşe ağacının dallarından yukarıya doğru bakmamı sağla.
Bakıp göreyim ki, onun böyle güçlü ve büyük olması yavaş ve iyi büyümesine bağlıdır!
Beni yavaşlat Tanrım! ve köklerimi yaşam toprağının kalıcı değerlerine
doğru göndermeme yardım et!
Yardım et ki, kaderimin yıldızlarına doğru daha olgun ve daha sağlıklı olarak yükseleyim!
Ve hepsinden önemlisi …


Tanrım ;
Bana değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek için cesaret,
Değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmek için sabır,
İkisi arasındaki farkı bilmek için akıl ve
Beni aşkın körlüğünden ve yalanlarından koruyacak dostlar ver!"
Hititlere ait bir duvar yazısı işte, ne var bunda deyip geçme sevgili dostum! Yaklaşık dört bin yıl kadar önce insanlar, ilâhlarından cesaret, sabır, akıl ve dostlar talep ediyorlarsa vardır elbette bir hikmeti! Ya günümüzde sevgili dostum! İsteklerimizin ne kadar mantıklı olup olmadığını sorgulayabiliyor muyuz? Ya da hayattan ne istediğimizi gerçekten biliyor muyuz? Elbette hayır; hayatın anlamını sorgulayan bilgenin vardığı sonuç gibi kocaman bir hiç; anlasan da anlamasan da...!