Beklentiler bu yöndeydi.
Giriş, gelişme ve sonuç kısmına baktığımızda hiç öyle olmadı.
Giriş kısmında yaklaşık 45 dakika Soylu anlattı, moderatör ve gazeteciler dinledi.
Siyasi hayatından, babasından ve Demokrat Parti yıllarından bahsetti.
Zaman zaman araya girmek isteyenler olsa da pek konuşma fırsatı tanımadı ve giriş bu şekilde gerçekleşti.
İlk 45 dakikaya gelindiğinde moderatör reklam arası vereceklerini ifade ederek reklamdan sonra Bakan beye beklenen soruları soracağız dedi.
Reklam bitti ama beklenen olmadı.
Gazeteciler yine istedikleri soruları soramadı.
Bakan Soylu adeta programı markaja aldı.
Konuşanlar henüz cümleleri bitirmeden konuşmaya başlayan Soylu, konuşmasını bitirmeden başka sorular aldı.
Böylelikle ne ilk sorulan sorudan kimse bir şey anladı, ne de ikinci sorulan sorudan...
1950 li yıllardan başladık, 2003 lü yıllara geldik ama ne hikmetse bir türlü 2021 e gelemedik...
Az kalsın, Sedat Peker' e de meseleyi getiremeyeceklerdi de aradan sıyrılıp gelen salvolarla bir kaç kez adı geçti Pekerin...
Ben şahsen dün akşam ki programda kafamdaki hiçbir soru işaretlerini kaldıramadım.
Hiçbir soruma cevap bulamadım...
İddia ediyorum, Türk televizyon programcılığının Beklentisi yüksek fakat en bekleneni veremeyen programı olarak kayıtlara geçebilir...
Şöyle bir aklımdan geçiriyorum da eğer o programda Sedat Peker konuk olsaydı, böyle mi olurdu ?
Bence asla olmazdı.... Belki de reyting rekorları üstüne rekorlar kırardı... Yorum üstüne yorum alırdı.... Asla bu kadar sıkıcı olamazdı..
Dünkü programda yorum aldı evet ama nasıl aldı ?
Benim gördüğüm tüm tweet camiası programın ne kadar vasat, ne kadar beklentilerden uzak, ne kadar sıkıcı geçtiği yönündeydi....
Programda ortaya bir de ilginç bir istatistik çıktı...
Gazeteci konukların konuşma süreleri ;
İsmail Saymaz : 3 dk 17 saniye
Mercan Yanardağ : 2 dk 38 saniye
Veyis Ateş : 1 dk 14 saniye
Mehmet Akif Ersoy : 54 saniye
Sadece bu istatistikler bile bize programın nasıl vahim halde ilerlediğini gösterebiliyor...
İsmail Saymaz gibi bir gazeteci bile bu kadar az süre konuşabilmişse demek ki sayın Soylu, ilginç bir taktik izlemiş...
Belki de strateji uygulamış... Hazırlanmış ve bilinçli bir yol....
Lakin o zaman kafada şu soru işaretleri doğuyor ;
Madem bu şekilde bir program hedefliyordun neden bu isimlerin karşısına geçtin...
Madem bu isimlerin sorularını cevaplamayacak, kendi bildiklerini anlatacaktın, Trt ' nin veya yakın medya kuruluşlarının kanallarında bunu yapabilirdin...
Mesele algı mı ?
Oldu ve bitti mi ?
Size göre Olmuş ve Bitmiş olabilir fakat Ne Peker' e göre bu iş burada biter,
Ne de bizim kafamızda soru işaretleri biter...
Bitse bitse, birilerinin siyasi hayatı biter...
Kusura bakmayın, bu mesele sonunda çok kelle gider,
Hakkınızda hayırlısı....
**Not : Dün akşam ilk kez S. Soylu ' nun Televizyon performansını beğenmedim. Genel manada hitabeti başarılı bir siyasetçi olmasına karşın dün eksilerdeydi. Bu da bana sonun göstergesi gibi geldi...