Fenerbahçe ve Beşiktaş taraftarlarının statlarda attıkları hepimizin malumu sloganlardan sonra siyasi şahsiyetlerden birbiri ardına açıklamalar geldi!

“Futbola siyaseti karıştırmak çok ciddi yanlıştır!”

Oysa futbol siyasetin ta kendisidir. Siyaset her şeydir ve her yerdedir.

Siyaset statlarda slogan atmakla birlikte bugün, “Geçinemiyoruz”u sesli söyleyebilmektir, “aşı nerede” diye sorabilmektir! Grev gözcüsü önlüğü ile fabrika önüne çıkmak, deprem vergilerini sorgulamak talep ettiğin eğitim standartları için sınıfları terk edip okul bahçesinde toplanmak, devletin tüm kurumlarından herkes için eşit hizmet beklemek, fırsat eşitliğini yok eden zihniyetlerle mücadele etmek indirdiğin kepengi neden indirdiğini sorgulamaktır!  Ticaretine olumsuz koşullar nedeniyle son verdiğinde, nedenini kapattığın dükkânının kepengine yazmaktır.

Bir yerde yangın çıktığında o yangını çıkaran nedeni araştırmak, yangına itfaiye geç kaldığında sebebinin hesabını sormaktır. Suyun barajlara, pazar alışverişinin evlere, maaş bordrondaki kesintilerini hizmete yöneltilmesini, polisin ve jandarmanın gerçek suçlulara, mahkemenin adalete ulaşıp ulaşmadığını kontrol ve talep etmektir.

Sağlık emekçileri hak arama eylemi yaparken pencereye çıkıp o öylemi alkışlamaktır. Ayrımcılığa, ırkçılığa ve her türlü cinsiyet ayrımcılığına bayraklarla, flamalarla karşı çıkmak gerekirse bu eylemin tişörtünü bastırtıp giymektir.

Mahalle baskısının her türüne karşı çıkmak, aldığın gazeteyi başlığı okunmasın diye içe kıvırmamak, okuduğun kitabı kaplamadan okumak, kendi dilinde her tür şarkı ve türküyü mırıldanarak dolaşmak, başka semtin ve mahallenin sakinlerine, tanımadığınız insanlara selam verip almak ve onların hal hatırını sormaktır.

Çok soğuk kış günlerinde devletin sorumlu telefonlarını arayarak, evsiz olduğu için sokaklarda parklarda yatıp kalkmak zorunda olan yurdum insanları için önlem alınıp alınmadığının sormak, mahallenin kedileri ve diğer canları için kulübeler inşa etmek, kapı önlerine, uygun yerlere bu canlar için mama bırakmaktır.

Sokakta erkek şiddeti gören kadına yardım etmek, onun çığlığına ses olmak, kapkaççının yolunu kesip soyguna mani olmak, hatta o kapkaççıyı polise teslim etmek, sıraya kaynak yapanları uyarmak, sıradaki insanlara saygılı olmaları gerektiğini hatırlatmak, ezilenleri yalnız, bazı önemli günleri anmasız, mezarları bakımsız, bazı günleri bayramsız bırakmamaktır.

Masadaki tabağın üretildiği seramik fabrikasının kapanmasında, bardadaki suyun tükenmesinde, sofraya gelecek yemeğin pirincinin üretilmemesinde ya da ithal edilmemesinde, belediye halk ekmeğin büfesinin neoliberal zihniyetler tarafından kapatıldığında karşı çıkılmasında, o ekmeğin halk ekmek büfesinde daha pahalıya marketlerden alınmasında, masadaki zengin görselliğe sahip rengarenk masa örtüsünün kanserojen, mısırın ve diğer besin ürünlerini GDO’lu olmasındadır.

Akıllı telefonumuzdan yazdığımız herhangi bir mesaj, arkadaşımıza, eşimize dostumuza yaptığımız bir şaka, dinlediğimiz bir müzik, bir avuç para verip paralı dijital kanallardan izlediğimiz filmde ve tüm siyasi baskı altında teneffüs ettiğimiz ve her nefesle beynimize kan gönderen oksijendedir siyaset!

Kavram karmaşası yapmayalım ve gerçekten adını doğru koyalım:

Siyaset koltuk doldurmak değildir, lüks deri sürmeli masalarda, lüks kumaştan üretilmiş takım elbiseler içinde akıllı telefonlar taşıyarak, altın kolye ve bilekliklerle yapılan bir şey değildir siyaset. Atanmışlar, seçilmişler karmaşası da değildir. Ve bu atanmışlarla seçilmişler arasına sıkıştırılamayacak kadar yaşamımızın her alanında, gece yatağımızda, gün doğduğunda açtığımız perdemizde, sokağımızın her köşesinde, sararmış ağaç yapraklarında, balkonumuzda çiçeklerde ve açlıktan kokan nefesimizdedir siyaset.

Siyaset hayalsizliğe, tükenmişliğe, uykusuzluğa, amaçsızlığa kondurulamayacak bir şeydir. Yani ne yaptığının adını koyamayanların hayalsizliğinde, tükenmişliğinde, uykusuzluğunda, amaçsızlığında ve her yerdedir.

Söylemeye çekindiğimiz her cümlenin, nezaketsizlik olur mu diye düşündüğümüz her davranışın, yazmaktan vazgeçtiğimiz her kelimenin, yazdığımız her satırın ardında adını koyamadığımız siyasetsizliğin içindedir siyaset.

Siyaset yapmaktan korkanın asıl korkması gerek şey, siyaset yapmak değil, yapamadığı kendi siyasetsizliğidir.

Siyaset, “ne olacak bu ülkenin hali” tasasının bulunduğu her masadadır.

Siyaset Her Yerdedir!