Sevdiklerine, çocuklarına, hayat arkadaşına ve gönülden bağlı olduğun samimi dost bildiklerine "Seni seviyorum ", ya da bir telefon açıp "sesini duymak istedim" diyebiliyor musun sevgili dostum? Yoksa, sevgi gösterisinin hâlâ tehlikeli bir davranış, bir zayıflık göstergesi  olduğunu mu düşünüyorsun? Hayatın kargaşası içinde; her günün, yeni bir başlangıç ve de her günün bir vedalaşma olduğunu unutuyoruz aslında...Sen, sevgini göster; korkma, çekinme sevgili dostum! Nihayetinde insan, sevdikleriyle mutlu yaşar ve öylece de ölür...Elalem ne der diye bakma! Kalbine samimiyetle ve candan dokunan her ne güzellik varsa, sen de onlara dokun! Yoksa hayat o kadar da ciddiye alınacak gibi değil! Sevdiklerinle yaptığın her muhabbet, belki de ibadet...Bazen de sabırla, gayretle ve azimle yol almak...!Zamanın çok hızlı aktığı bu günlerde, sevgiyle insanın  yüreğine dokunan herkese selam olsun! Selam olsun; sevgili dostum! Peygamberimizin, “Sizler inanmadıkça cennete giremezsiniz; birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olmazsınız” sözü ne anlamlı bir sözdür ki, çoğu kez bunu görmezden geliyoruz. Günümüzde, insanların birçoğunun birbirlerine karşı sevgisiz ve sorumsuzca yaşadığını görebiliyor musunuz? Kendi hayatlarını dahi, yaratıcı sanki kendileri imiş gibi hiçe sayıyorlar.

“Veren de o, alan da, nedir senden gidecek? Telaşını gören de, can senin zannedecek” diyor şair. Haklı, can onun değil, emanet... İnsan, Allah’ın kendisine emanet ettiği canı korumakla görevlidir ama yetmiyor; başkalarının emanetini de koruması gerekiyor. Severek, yardımlaşarak...

Zamanın hiç bitmeyecek bir şeymiş gibi olduğuna aldanma sevgili dostum! Her şeyin bir sonu var elbette... Her şey biter! Zaman da, ömür de, sevgi de, sevgisizlik de, güzellik de...! Aldanma başkalarının saçmalıklarına...Bilge der ki, "cehaletin en büyük alameti, herkese laf yetiştirmektir." Bunu aklından çıkarma! Hem kendine, hem de çevrene ışık saçmakla geçen bir ömür; karanlıktan aydınlığa geçişin bir göstergesi belki de...Varsın olsun,  yaşansın dursun kötülüğe dair her şey! Sen batılın, hakka üstün geldiğini gördün mü, duydun mu hiç? Elbette hayır! Para, servet, mal, mülk, evlat ve gücün kibrine kapılıp da, attığın her adım, nafile boş bir uğraşıdan ibaret...

Velhasılı kelam sevgili dostum; ömür bir gündür belki de, o gün de bugündür! Elalemin cehaletinde asılı kalma! Vurduysan deliliğe kendini, aç açılabildiğin kadar; korkma! Belki de, yazı tura atar gibi, tesadüflere bağlıdır hayat! Ya da her şey planlanmıştır; kim bilebilir ki? Zekilik mi, yoksa çalışkanlık mı muteber olan? İnsanın dünyadaki yolculuğunun ayrıntılarını anlamaya çalışmak nafile iş aslında...!Kendi hikâyeni yaz sevgili dostum; dolu dolu olsun yaşam sayfalarının her biri...Öyle böyle bir hikâye olmasın bu! Kendin olsun, senin hikâyen; dinlenmeye lâyık bir hikayen! Birileri imrensin diye değil; birileri örnek ve de ders alsın diye...!

''Ateşin gölgesi yoktur" sevgili dostum!

Kısacası, insanın içindeki yangını dışarıdaki nasıl  görebilir ki..?

Aslında, her insanın hayatı hep aynı, birkaç kelimeyle anlatılabilir...Doğdu, okudu, çalıştı, acı çekti, umdu ve de öldü; bu kadar kısa ve de öz...!